|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Rusya ile ilişkiler neden gelişmiyor
Komünizmle beraber soğuk savaşların tarihe gömüldüğünü düşündük. Düşünmemize de dağılan Demirperde ülkeleri sebep oldu. Aradan on yol geçmeden soğuk savaşın yeniden hortladığını gördük. Bizim öldü sandığımız olay, halbuki zemin bulma uykusuna yatmışmış. Soğuk savaşların yaşanmasına neden olan iki ülkeden biri olan Rusya'nın yine Sibirya'dan gelen soğuk rüzgarları esmeye başladı. Bu kez esen rüzgarlar ideolojik değil. Biraz siyasi biraz da ekonomik. Aslında Türkiye kadar Rusya da her iki konuda haklı. Devlet olarak Türkiye'den endişeliler. Türkiye, şu ana kadar güven vermedi düşüncesi hakim yönetimde. Türkiye ile olan ilişkilerini hep mesafeli tuttukları görüldü. Yeltsin döneminde hafif bir iyileşme eğilimi görüldüyse de kısa sürdü. Çünkü, Ruslar'a göre sebep yine Amerika. Neden böyle düşünüyorlar sebep olarak, Amerika'nın Türkiye'yi kullandığını ve bu yolla Rusya'yı parçalamak niyetinde olduğunu ileri sürüyorlar. Zaman zaman ispat etmek için eski KGB yeni FSB, çeşitli idialarda bulunarak, bazı Türk vatandaşlarını ya sınır dışı ediyor, ya da soruşturmalar açarak suçlamalarda bulunuyor. Türkler'i ya CIA ajanı ya da fundamentalist iddialarıyla yıpratmaya çalısıyorlar. Zaten yıpratmayı fırsat bilen bir grup lobilerde harekete geçerek her seferinde Türkiye aleyhine kampanyalar başlatıyor. Bunun dışında Turancılık suçlamaları da az değil. Hemen her seferinde Türkler'in bölgede Turancılık faaliyeti içinde olduğunu, bunun amacının Türk kökenli Rus vatandaşlarını organize ederek Rusya Federasyonu'na karşı bir hareket geliştirildiğine dair iddialar yer almakta. İşte yıllardır kangreleşen ve Rusya ile Türkiye arasına kara kedi gibi giren ve çözülmesi güç hale gelen genel konular bunlar. Yani, Turancılık, fundamentalizm ve Amerika adına bölgede faaliyet gösterme... Bu üç konunun acilen çüzülmesi gerekir. Eğer Türkiye olarak Ruslar ile bir masaya oturmak istiyor ve gelecek ile ilgili planlar yapma gibi düşüncemiz varsa, en üst düzeyde Rus dostlarımızı ikna etmemiz gerekir. Birincisi, hiçbir şekilde Amerika'nın uydusu konumunda olmadığımızı ve CIA adına bilgi toplamadığımızı, fundamentalizm ile ilgili uzaktan yakından ilişkilerimizin olmadığını ve en önemlisi hiçbir şekilde Turancılık gibi bir faaliyet içinde girmediğimizi özellikle Putin'e anlatmamız gerekir. Ve ikna etmemiz lazım. Bir taraftan bunları yaparken, stratejik ve ekonomik alanda ortak çalışmalara imza atmamız gerekir. Bunlardan en önemlisi Avrasya programını hayatiyete geçirmek adına ilk adımları atmamız lazım. Türkiye olarak Avrasya programını iyi anlayarak, savunma ve ekonomik çalışmaların başlamasını sağlamak için, heyetler arası görüşmeleri başlatmalıyız. Ruslar Avrasya programını görüşmeye dünden hazır. Diğer bir konu da, ekonomik çalışmalar. Doğalgaz ile başlayan çalışmayı petrolle devam ettirmemiz mümkün. Yeni projeler üreterek Rus petrollerini Türkiye üzerinden dünyaya taşımak için çeşitli projeler ortaya atılabilir. Eğer Rus dostlarımız ikna edilirse, boru hatlarıyla Türkiye üzerinden petrol taşımacılığının yapılması zor olmasa gerek. Sözkonusu proje gerçekleşirse, Ruslar'ın zaman zaman gündeme getirdiği Boğazlar sorunu da böylece halledilmiş olacak. Ruslar'ın da üstünde durduğu diğer bir alan ise savunma sistemleri. Beş yıldır gündeme getirilen ortak savunma projeleri ne yazık ki muallakta. Erdoğan'ın ziyareti sırasında Putin bu konuyu tekrar tekrar üstünde durarak heyete anlatmaya çalıştı. Biz ise sadece dinlemekle yetindik. Halbuki önemli bir proje. Artık Türkiye olarak ilk adımı atalım. Putin'in Türkiye'ye gelmesini sağlayalım. Geleceğimizi ilgilendiren konulara imzalar atalım.
|
|
|
|
|
|
|