|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
'Faiz Lobisi ne diyorsa o'
Serdengeçti, kolay kazanç peşindeki holdinglerin baskılarına boyun eğiyor. Yüksek faizin uygulandığı Brezilya gibi ülkelerde Merkez Bankası başkanları holdinglerden rüşvet almakla suçlanmıştı
Ekonomideki olumlu sinyallere rağmen faiz oranlarının düşürülmemesi, Merkez Bankası'nın milletten toplanan vergileri üç-beş holdingin hizmetine nasıl sunduğunu gözler önüne serdi. Hükümetle zıtlaşma pahasına faiz oranlarına müdahale edilmeyeceğini söyleyen Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin faizle kolay kazanç elde eden holdinglerin baskılarına boyun eğdiği belirtildi. Daha önce, "Ben bağımsız bir bürokratım, siyasilerden emir almam" şeklindeki demeciyle dikkatleri üzerine çeken Serdengeçti'nin özellikle tekstil sektöründeki olumlu sinyallere, enflasyondaki düşüşe ve genel olarak ekonomideki iyileşmeye rağmen faiz oranlarını düşürmemesi, hükümeti sonunda isyan ettirdi. Merkez Bankası'nın faiz politikalarından bir süredir rahatsız olan hükümetin tepkisi, Başbakan Erdoğan'ın önceki gün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayla ortaya çıktı. Erdoğan, 'piyasadan döviz toplamakla sorunun çözülemeyeceğini ve faiz oranlarını da düşürmek gerektiğini' belirterek, Merkez Bankası'nın faiz politikasını sert bir dille eleştirdi. Merkez Bankası, Ecevit hükümeti döneminde ekonominin Kemal Derviş'e teslim edildiği günden bu yana IMF direktifleri doğrultusunda hareket ediyor ve şimdiki hükümetin bütçe politikasına ters düşen uygulamalara imza atıyor. Bu uygulamalardan en önemlisi piyasaya fazla likitide vermeme gerekçesiyle holdinglerin sahibi olduğu belirli sayıdaki bankalara yüzde 41 (bileşik oran yıllık yüzde 50'ye denk geliyor) oranında faiz verilmesi. Yüksek faiz, Hazine'nin düşük faizle borçlanamaması gibi ekonomiyi zor durumda bırakan bir sonuç doğuruyor. Hazine'nin zararı vergilere yani yine milletin cebine yansıyor. Ekonomistler, Başbakan Erdoğan'ın Merkez Bankası'nın faiz politikasına yönelik eleştirisini değerlendirirken Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin IMF'in talimatları doğrultusunda hareket etmek adına hükümetten ayrı adımlar attığını belirterek "Ekonomide iyileşme için hükümetle uyumlu çalışmak şarttır" dediler. Brezilya, Arjantin ve Peru'nun yanı sıra Afrika'da ekonomik krizde olan ülkelerde, bazı merkez bankası yöneticileri büyük sermayeye kazanç sağlayan faiz politikaları nedeniyle görevlerinden alınmış ve holdinglerden rüşvet almakla suçlanmışlardı. 'Dalgalı kur'un mimarlarından Derviş döneminde Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Serdengeçti, 'dalgalı kur'a geçildiği dönemde döviz alarak kişisel menfaat elde ettiği ileri sürülen Gazi Erçel'in görevden ayrılmasıyla Merkez Bankası Başkanı oldu. Serdengeçti, dalgalı kurla ilgili iddialar nedeniyle Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nda da ifade vermişti. Serdengeçti, "Dalgalı kur için 3 gün niye beklendi?" sorusunu cevaplamaktan kaçınmış ve "Onu Erçel bilir" demişti. Serdengeçti komisyon üyelerinin ısrarlı soruları üzerine kriz patladıktan sonra, dalgalı kura geçilinceye kadar geçen 3 günde Merkez Bankası'nın 5 milyar 188 milyon dolar döviz sattığını doğrulamıştı. Serdengeçti, faiz politikasında hükümetle değil, holdinglerle uyum sergilerken, "Enflasyon hedefi ile reel faizler arasında büyük bir makas oluştu. Bu makasın azaltılması için çalışıyoruz" savunmasını yapıyor. Faizlerin şu anki yıllık enflasyonun yüzde 20 daha üzerinde belirlenmesi Serdengeçti'nin bu savunmasını da geçersiz kılıyor. Ekonomistler, Serdengeçti'nin gerçekçi faiz politikası izlemesi gerektiğini söylüyor. SATICI: SERDENGEÇTİ PATAGONYALI MI? Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin ''İhracatçıların faiz politikasından memnun olduğu" yönündeki sözlerine, "Herhalde Patagonya ihracatçılarıyla görüştü" şeklinde ironik bir cevap verdi. Satıcı, "Türkiye'deki ihracatçıların böyle bir durumdan memnun olabilmeleri sözkonusu değil. Böyle bir memnuniyeti belirteceksek bizim belirtmemiş olmamız lazım." Oğuz Satıcı, Başbakan Erdoğan'ın sözlerini değerlendirirken de Merkez Bankası yöneticilerini kast ederek, "sorumluluk sahibi insanların dolar konusunda bir tavır geliştirememelerinin bıkkınlık verdiğini ve kendilerini umutsuzluk içine ittiğini" söyledi. Kemal Derviş 'özerk'leştirdi
Merkez Bankası'nın faizci holdinglerin ekmeğine yağ süren uygulamalarının en önemli dayanağı ABD'nin istekleri doğrultusunda ekonomi yönetimini devralan Kemal Derviş dönemindeki yasal düzenlemeye Merkez Bankası'nın bugünkü özerk konumuna getirilmesi. Derviş, IMF'in ve Dünya Bankası'nın öngördüğü politikaları daha rahat uygulayabilmek için Nisan 2001'de yasada değişiklik yaparak "hükümete karşı sorumlu olan" Merkez Bankası'nın 'özerk'leştirilmesini sağlamıştı. Bugün Merkez Bankası Hazine'ye ve ülke ekonomisine zarar veren faiz politikasıyla ilgili hükümete direnebilmesinde bu düzenlemenin etkisi bulunuyor. Bu, IMF'in talimatlarını yerine getirmeyi amaçlayan politikalarıyla Türkiye'yi ikinci bir ekonomik krize sürükleyen Devlet eski Bakanı Kemal Derviş döneminden kalan kötü miraslardan biri.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |