AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

K Ü L T Ü R

İmlâmızdaki boşluk...

  • OSMAN AKKUŞAK

    Öğrenmeyi, fikir üretmeyi, fikir akışını frenleyen ve kültür hayatımızı olumsuz etkileyen bir hadisenin hiç kimse farkında değildir. Hemen dile getirelim: Kitap, gazete, dergi, broşür, ajans bülteni gibi basılı araç ve belgelerde kullandığımız ecnebi isimleri, ecnebi dillerinden gelen ilmî meslekî terimleri; asıl dillerinde olduğu gibi aynen yazdığımız için; bunların okunuşunu ve telaffuzunu bilmiyoruz, bilemiyoruz, söyleyemiyoruz. Yani yabancı dillerden gelen kelimeleri, kendi dillerinde telaffuz edildiği gibi söylemek ve okumak imkanından mahrum bulunmaktayız. Bu imkana ancak kelimenin ait olduğu ecnebi dilini bilenler malik bulunmaktadır. Mesela Almanca bilip de İngilizce ve Fransızca bilmeyen bir T.C. vatandaşı, İngiliz ve Fransız dillerinden nakledilmiş kelimelerin telaffuzunu becerememektedir. İngilizce, Fransızca bilip de Almanca bilmeyen başka bir T.C. vatandaşı da Almanca'dan veya Alman gazetelerinden nakledilmiş Almanca kelimelerin söylenişini becerememektedir. Bu keyfiyet, Türkçe dışındaki bütün diller için mevzubahistir.

    Bazı misaller vermek gerekirse; mesela "Churchill" kelimesini İngilizce bilmeyen bir kimse, "De Gaulle" kelimesini Fransızca bilmeyen bir kimse sesli olarak okuyamamaktadır. Gazetelerde adı geçen başka milletlere ve başka memleketlere ait isimleri, başka dillerden gelen bilimsel terimleri, kavramları ve tabirleri, o dilleri bilmeyenler, aslında olduğu gibi okuyamamaktadır. Bu da, içinde yabancı kelimeler bulunan haberlerin, makalelerin, kitapların anlaşılmasını zorlaştırmakta, bilgilerin akılda kalmasını engellemektedir. İnsan okuyamadığı bir kelimeyi nasıl hatırında tutacaktır! Vaktiyle, lise son sınıf felsefe sınavına giren bir talebeye (Beykın'ı anlat) demişler. Felsefe sınavını birkaç kere kazanamadığı için bu sefer adeta kitabı ezberler gibi adamakıllı çalışmış bulunan öğrenci, kendini ne kadar zorladıysa da bir türlü sorunun cevabını verememiş... (peki.. çık) demişler.. üzüntü ile kan ter içinde imtihan odasını terkeden öğrenciye arkadaşları.. (ne oldu? nasıl geçti?) demişler.. neredeyse ağlayacak hale gelen çocuk, (kitapta hiç görmediğim bir filozofu sordular, bir türlü bilemedim, bulamadım.. ondan başka bütün filozoflar ezberimdeydi.. şansızlık bu kadar olur) demiş ve ilave etmiş: (kimdir yahu bu Beykın?) arkadaşları mantık kitabında Beykın'ın bulunduğu sayfayı göstermişler, çocuk kitaba bakınca acı içinde feryad etmiş: (desenize bu adam bizim "Bacon"du.)

    Lafı uzutmadan beyan edelim ki, yapılacak iş, ecnebi isimlerini ve başka dillerden gelen kelime ve tabirleri, asıllarında telaffuz edildiği gibi yazmak usulünü kural haline getirmek ve genelleştirmektir. Bir devlet müessesesi olan Türk Dil Kurumu işin derhal bir imlâ kâidesi haline getirilmesini sağlamalı, Milli Eğitim Bakanlığı da okullara ve ilgili kurumlara, ajanslara, gazetelere, yayın evlerine, dergilere bu kuralı tebliğ etmelidir. Orijinalindeki yazılışı ile birlikte öğrenilmesi uygun olur denirse; o takdirde orjinal yazılışının yanına parantez içinde "telaffuz ediliş şekli" kaydedilmelidir.

    Milli Eğitim Bakanı'nın bu meseleyi gündeme getirmesi, dinamik tavır ve icraatıyla dikkatleri çeken Başbakanın'da konu ile ilgilenmesi ve Dil Kurumu'nu vazifeye davet etmesi gerekir. Dil Kurumu, işi kırtasiyeciliğe döker, uzun aralıklı toplantılarla incelemeye terkederse, Milli Eğitim Bakanı, teşkil edeceği bir komisyon vasıtasıyla yahut Talim Terbiye Kurulu marifetiyle de işin formüle edilmesini sağlayabilir. Evvela ders kitapları bu kurala uydurulmalı daha sonra da uygulama resmi ve özel sektörce basılan kitaplara basın ve medya kuruluşlarına sirayet etmelidir.

    Ecnebi kelimelerle yapılmış şirket isimleri var, onlar ne olacak denirse, onların da yanına veya altına okunuşları ilave edilmelidir. Bu suretle kendi memleketimizde ecnebi isimlerin istilâsı altında bulunmaktan bir derece kurtulmuş oluruz. Tâ ki kendi ülkemizdeki isimleri, kendi harflerimizle yazıp okuyabilelim.. ve dahî gazetelerimizi, kitaplarımızı rahatça okuyalım.



  • 2 Haziran 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED