AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
İnternetin faydaları (3)

Siz ne düşünüyorsunuz orasını bilemem ama ben bu işi çok sevdim... Bundan böyle her gün, elime gazete filan almadan, geçeceğim MGK Genel Sekreterliği'nin yeni hizmete soktuğu internet sitesinin karşısına okuyup okuyup yazacağım... Bu arada, zamanında bu kurum hakkında bana epeyce bilgi veren Ali Bayramoğlu'na kızmıyor da değilim yani... İnsan çok ilginç, çok verimli bir konu karşısında olduğumuzu daha açık ifade edemez miydi?! Neyse, fazla bir şey kaçırdığımız söylenemez. Nasıl olsa daha uzun yıllar MGK ile de, ve tabii olarak onun Genel Sekreterliği ile de birlikte yaşayacağımız anlaşılıyor. Bu gidişle belli olmaz; bir de bakarsınız ki Türkiye AB üyesi olmuş ve "site"de karşımızda bulduğumuz "tarifler" bu kez AB tarafından da benimsenir olmuş...

MGK ve bunun tabii bir sonucu olarak MGK Genel Sekreterliği'nin daha uzun süre yaşayacağı "site"de yer alan bir bölümden de açıkca anlaşılıyor. "Site" (dikkat ederseniz artık kendisinden bir "Özne" ya da daha doğrusu bir "şahsiyet" gibi söz etmeye başladık!), kendisinin ortaya attığı "Diğer ülkelerdeki Milli Güvenlik Kuruluşlarının teşkilat yapısı nasıldır?" sorusunu bakın nasıl cevaplamış:

"Diğer ülkelerdeki Milli Güvenlik Kuruluşları genellikle ülkelerin yürütme organları içerisinde yer almakta, Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerde Devlet Başkanı'na; diğerlerinde ise; Başbakan'a bağlı olarak görev yapmaktadır." Bu bilgileri takiben "Site"nin birtakım örnekler verdiğini de görüyoruz.

Bu soru / cevap önemli, çünkü bildiğiniz gibi özellikle son dönemde benzeri kurulların diğer ülkelerde de varolduğundan sıkça söz edilerek, MGK'nın varlığının demokrasi açısından problem teşkil etmediği kanıtlanmak istenmektedir. Bu görüş sadece "Site"nin görüşü değildir; medyada pekçok yazar /çizer de (yani yazılarını birtakım özlemlerini "çizerek" oluşturanlar!) artık bu fikirdedir. Yani aşağı yukarı şöyle bir "vülgat": Dünyada hiçbir demokrasi kendisini korumakla görevli benzer kurumlar olmadan edemez!

Aktardığımız gibi "Site" de benzer bir görüşü savunuyor. Ancak, dikkat ederseniz, "Site"nin diğer ülkelerdeki duruma ilişkin yaptığı açıklama bile bizdeki duruma uymamaktadır. Ne diyordu "Site"? "Diğer ülkelerdeki Milli Güvenlik Kuruluşları genellikle (altını biz çizdik) ülkelerin yürütme organları içerisinde yer almaktadır." Oysa Türkiye'deki MGK'nın konumu hiç de böyle değildir. Demek ki Türkiye "genellikle" faslına girmiyor; onun "özel" bir durumu var. Tamam yalan değil; MGK'nın T.C. Anayasası'nda "Yürütme" başlıklı "İkinci Bölüm" içerisinde yer aldığı doğru. Ama bunun böyle olması "Site"de belirtilen anlamı taşımıyor ki... Çünkü "Site", devamla, şöyle diyordu: "Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerde, Devlet Başkanı'na; diğerlerinde ise; Başbakan'a bağlı olarak görev yapmaktadır."

Bu durumda, MGK'nın -her ne kadar anayasada "Yürütme" bölümü içerisinde yer alsa da- Başbakan'a bağlı olarak görev yaptığı ileri sürülebilir mi? (MGK Genel Sekreterliği'nin Başbakan'a bağlı olmasının bu sorunla ilgili olmadığını hatırlatmaya gerek yok sanırım.) Türkiye Cumhuriyeti madem ki "Başkanlık sistemi" ile yönetilen bir ülke değildir, o halde "hür dünya"da "genellikle" gözlendiği gibi MGK'nın doğrudan "Başbakan'a bağlı görev yapması" icabetmez mi?

Tabii ayrıca şu husus da önemli: MGK "Cumhurbaşkanı başkanlığında" toplanıyor diye bu kurulun doğrudan Cumhurbaşkanı'na bağlı olduğu da ileri sürülemez. Çünkü Anayasa'nın 118. maddesinde belirtilen bu "başkanlık etme" meselesi tamamen "protokol"e ilişkin bir keyfiyyettir. Aslında hepimiz biliyoruz ki, MGK'nın kendisine "bağlı olarak" görev yaptığı "sivil" bir merkez yoktur.

Bakın, MGK'nın tabii olarak Başbakan'a bağlı olarak görev yapması, Anayasa'da yapılan son değişikliklere kadar kendisinden o derece uzak durulan bir ilkeydi ki, 1961 Anayasası'nda yer alan "Milli Güvenlik Kurulu'na Cumhurbaşkanı başkanlık edir; bulunmadığı zaman, bu görevi Başbakan yapar" hükmüne bile 1982 Anayasası yer vermemişti. 82 Anayasası "Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında..." demekle yetiniyordu. Ta ki, 2001 yılında yapılan değişikle, Başbakan'a da hiç değilse Cumhurbaşkanı'nın yokluğunda MGK'ya başkanlık etme hakkı tanınıncaya kadar!

Ayrıca çok daha önemli olarak, "Site"nin sıraladığı örneklerde de açıkça görülebildiği gibi, demokrasilerde varolan "güvenlik"le ilgili kurulların görevleri tamamen "Yürütme"ye danışmanlık (ama sahici "danışmanlık") yapmaktan ibarettir. Siz bakmayın "MGK'nın aynısı Fransa'da da var canım!" diye haddinden fazla rahat fetva çıkaranlara... Göstersinler bakalım MGK'nın benzeri bir kurulun demokrasilerdeki karşılığını....

Düşünsenize; bu nasıl bir "Yürütme"ye bağlı görev yapmaktır ki, ülkenin AB ile götürdüğü görüşmeler MGK'dan "vize" almadan adım atamamaktadır...

Yazının sonunda, "Site"mizden bir "tarif" daha verelim de, ağzımızın tadı yerine gelsin. Soru: "Milli Güvenlik Siyaseti nedir?" Cevap: "Milli Güvenliğin sağlanması ve milli hedeflere ulaşılması amacı ile Milli Güvenlik Kurulu'nun tavsiyeleri de dikkate alınarak; Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilen iç, dış ve savunma harekat tarzlarına ait esasları kapsayan siyasettir."(!)

Söyler misiniz, "iç, dış ve savunma tarzlarına ait esasları kapsayan siyaset" ne demek? Doğrusunu söylemek gerekirse ben bir şey anlamıyorum. Eğer siz az da olsa bir şeyler anlıyorsanız yazın bana lütfen...


2 Haziran 2003
Pazartesi
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED