|
|
|
|
|
|
|
|
|
Baba oğul odanın içinde oturuyorlarmış. Oğul kitap, baba da gazete okuyormuş. Aradan birkaç saat geçmiş. Baba; -Oğlum bir saatten beri seni gözetliyorum, hep aynı kitabı okuyorsun? Çocuk; -Babacığım bu okuduğum kitap ezberlenecek, senin haberin var mı? demiş. Yine aradan bir saat geçmiş. Oğlan; -Ama babacığım sen de bir saatten beri aynı gazeteyi okuyorsun? Baba; -Oğlum gazeteyi ben okumayayım da kim okusun? Benim çıktığım kahvehanede kimse okuma yazma bilmiyor. Ben oraya gidince etraffımı çeviriyorlar, anlat bakalım gazetede neler var? diye bana hep soruyorlar. Çocuk sert bir hareketle; -Sen de bir daha o kahvehaneye gitme babacığım! demiş.
Felaket
Üzeyir ani bir kalp krizi geçirmişti. Yattığı yerden hanımına seslendi: -Kuzum Rebeka!.. İşte ölüyorum. Ama yözüm arkada kaliyor!.. Felaket karıcığım, felaket!... -Allah yöstermesin Üzeyir!.. Niye böyle laflar edersin?... Neden yözün arkada kalacakmiş?.. -Unuttun mu? Yarın akşam Vitali'lere davetliydik, hem de ziyafete davetliydik ya!..
Muzip bilme-celer
Sokağın elektrikleri yanmıyordu. Ama ben iki yüz metre uzaktaki siyah pardesülü adamı nasıl gördüm? Çünkü
gece değil gündüzdü.
Sebep başka
Doktor: -Göğsünüze dokununca niçin titriyorsunuz? Ciğerleriniz çok sağlam, kalbiniz mi ağrıyor yoksa? Hasta: -Hayır doktor bey. Cüzdanım orada da!...
DUVAR YAZILARI
Pilavdan dönenin tatlıda gözü vardır.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |