AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

K R O N İ K  M E D Y A
Banka skandalları:
Masum değilsiniz hiçbiriniz (2)

Banka hortumlamaları günlerinde Hürriyet ve Sabah'ın performanslarını gözden geçirmeye devam ediyoruz... Bugün, eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in "Banka sektöründe tecrübeli, muteber bir işadamı olarak dürüstlüğünden şüphe duymadığı Sayın Murat DEMİREL" için Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'e gönderdiği mektubun iki gazete tarafından nasıl ve neden gizlendiğinin öyküsünü hatırlıyoruz…

Eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'e yazdığı, yeğeni Murat Demirel'in bu ülkedeki bankacılık girişimleri için "ilgi" rica ettiği mektubu 12 Şubat 1999 tarihini taşıyor…

Aşağı yukarı bir yıl boyunca gizli kalan mektup, Demirel'in cumhurbaşkanlığının devamını sağlayacak 5+5 formülünün Anayasa maddesi olarak Meclis'ten geçirilmesi çabaları sürerken, o sıralarda yayında olan Akit gazetesi tarafından manşetten yayımlandı. Özel bir belge olmadığı için devlet kayıtlarında da yer alan mektubu basına sızdıranlar belli ki yazıldığı andan itibaren duruma vakıftı, ama gene belli ki henüz zamanının gelmediğini düşünmüşlerdi…

"Peki," diyeceksiniz, "belli ki Demirel'in görev süresinin uzatılmasını istemeyen devlet içindeki bu odak deli mi ki bu müthiş malzemeyi sadece Akit gibi bir gazeteye ulaştırmış?"

Bu soruyu sormakta çok haklısınız ama kimse "deli" falan değil. Gelin şimdi hep birlikte haberin Akit'te yayımlanmasından birkaç ay öncesine gidelim…

Büyük bir gazetenin "nomenklatura"sında değilse bile, nomenklatura mahfillerinde neler konuşulduğuna vakıf konumda çalışan bir gazeteci, o sıralarda aktif gazetecilik yapmayan eski bir arkadaşına şöyle der: "Elimize öyle bir haber geldi ki, yayımlasaydık kimse bir daha Demirel'in görev süresini uzatmaktan falan söz edemezdi… Haber bizden önce Hürriyet ve Sabah'a da gitmiş, onlar yayımlamayınca bize geldi. Ama biz de yayımlamadık…"

Yani şöyle: Cumhurbaşkanı Demirel'in görev süresinin uzatılmasını mümkün kılacak 5+5 tartışmaları sırasında, mektup, sırasıyla önce en çok satan gazeteye; onun yayımlamaması üzerine ikinci çok satan gazeteye; onun da yayımlamaması üzerine "merkez medya"dan başka bir gazeteye ulaştırıldı. O da yayımlamayınca, Akit girdi devreye…

Mektubu sızdıranların, başvurdukları gazetelerin o sırada Demirel'in görev süresini uzatmak için militanca bir çaba içinde olduğunu hesaplamamış olması düşünülemez. Muhtemelen, "Nihayet gazeteci bunlar, isteklerinin hilafına sonuç doğuracak olsa bile böyle bir haberi görmezlikten gelemezler" diye akıl yürütmüş olmalılar.

Üç büyük gazetenin "nomenklatura"sında yer almayan meslektaşlarımız, haberin üç gazeteden de geri dönmesini aralarında tartışırken, Akit'in manşeti (5 Nisan 2000) sökün etti: "İşte Demirel BU!.. Demirel'in, Cumhurbaşkanlığı makamını da kullanarak, yeğeni adına iş takibi yaptığı ve tavsiye mektubu yazdığı belgelendi."

Tahmin edileceği gibi, Akit kendi yazdı, kendi söyledi. Haber, orada kaldı.

Sonrası biliniyor: Murat Demirel, çete kurup sahibi olduğu bankanın kaynaklarını zimmetine geçirme suçlamasıyla gözaltına alındı; adamları, bankaya el konulmasından bir gece önce bankadan çuvallarla para kaçırırken güvenlik kameralarına yakalandı, bant kasetleri ele geçirildi, vb.

Sonrasının sonrası da biliniyor: Başbakan Ecevit'in partisinde kurduğu büyük baskıya rağmen (hatırlayın, Ecevit, Anayasa ihlalini bile göze alarak kendi oyunu sandığa "göstere göstere" atmayı bile göze almıştı), Demirel'in görev süresi uzatılmadı, Ahmet Necdet Sezer dokuzuncu cumhurbaşkanı seçildi.

Bundan sonrası biraz komik: 1 Ekim 2000'de "mektup" Emin Çölaşan'ın köşesinde (yani Akit'ten altı ay sonra) sanki ilk kez yayımlanıyormuş gibi yapılarak yayımlandı. Emin Çölaşan, mektubun gazete gazete dolaşırken yaşadığı maceradan hepten habersizdi!!!

Ertesi gün, olaydan böylece "ilk kez haberdar olan" bir başyazar, Sabah gazetesi başyazarı Güngör Mengi bir "Bu ne rezalet!" yazısı kaleme aldı.

'DEMİREL İYİ Kİ GİTMİŞ!'

Süleyman Demirel'in görevinin beş yıl daha uzatılması için gazeteciliğin bütün genelgeçer kurallarını çiğnemeyi göze alan; ismi olmayan "uzmanlar"a söyletilen "Baba seçilemezse kaos"tan manşetler türeten gazetenin başyazarının, ilk kez Çölaşan'ın köşesinde görmüş gibi yaptığı mektubun ardından yazdığı yazı "ucuz kurtulduk" diye başlayıp "verilmiş sadakamız varmış" sözcükleriyle bitiyordu.

Güngör Mengi, "Baba gitmeseydi" ara başlığının altında aynen şöyle yazmıştı:

"Peki, Demirel'in Cumhurbaşkanlığı'ndaki görev süresi uzatılmış olsaydı ne olacaktı? Devlet, Egebank soygununun üstüne böyle kararlılıkla yürüyemeyecekti. Yine göstermelik bir soruşturma sonunda Murat Demirel götürdüklerini geri vermeyecek, birkaç ay sonra süper zengin, itibarlı bir işadamı olarak dönüş yapacaktı. Yok eğer kaza sonucu bu rezalet bir yerinden patlak verse, bu defa ucu Çankaya'ya uzanan bir soygunun depremi ile sarsılacaktık."

İşte böyle… "Banka hortumlama günleri"nde siyaset-banka-medya dünyası öylesine vazgeçilmez bir çıkar birliği içindeydi ki, bu ölçülerde kaba bir haber gizleme bile göze alınabiliyordu…

Bütün bunları hep birlikte yaşadık… Şimdi ne Hürriyet'in genel yayın yönetmeninin "Neden gazeteciler hortumlamaların üzerine gitmiyor" diye yazma hakkı var, ne de o zamanlar Sabah'ın yazı işleri müdürü şimdiki genel yayın yönetmeninin, meslektaşına eski yazılarını hatırlatma hakkı var…

Umur Talu'nun dediği gibi: "Siz sussanız, belki başkaları daha rahat yazabilecek."

NOT: Dizimizin dünkü bölümünde, Milliyet'in, "Murat Demirel'le Nail Keçili'yi elele görüntüleyen fotoğraf"a yer veren sayısının, "Genel yayın Yönetmeni Umur Talu'nun da sonu olduğunu"nun belirtildiği bölümde önemli bir hata yapmışız. Talu, o zaman Milliyet'in genel yayın koordinatörüydü. Gazetenin genel yayın yönetmeni Yalçın Doğan'dı. Milliyet'in o sayısının öyle yayımlanmaması yönündeki baskılara direnenlerden biri de oydu ve zaten Milliyet'te işine son verilenler arasında o da vardı. (A.G.)


4 Haziran 2003
Çarşamba
 
YÖNETENLER: Kürşat Bumin
Alper Görmüş


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED