|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Petkim'in özelleştirmesi için açılan ihalenin sonucu pek az kişiyi mutlu etti. İhale, 605 milyon dolara Uzan Grubu'na ait Standart Kimya firmasının üzerinde kaldı. Petkim işçileri ihale salonu önünde gösteri yaptılar... Yeni Şafak'ın, dün, "İhale yenilensin" manşetiyle çıkması genel mutsuzluğu yansıtıyor. Oysa süreç işliyor: İhale Komisyonu'nun raporu, Rekabet Kurumu'nun oluru, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun onayıyla, Petkim, Uzan Grubu'nun olacak... Neredeyse herkes özelleştirmeden yanadır da, nedense özel ellere geçen her kamu tesisinden sonra içimizin "Cız" etmesine engel olamayız. Bu, sadece bizde değil dünyanın başka köşelerinde de böyle. Petkim, Tüpraş, Tekel, Telekom gibi dev tesis ve işletmelerin özel ellere geçmesini insanların içlerine sindirmesinin o kadar kolay olmamasını anlayışla karşılamak gerek. Ak Parti hükümeti, hem borç yükünü hafifletmek hem de devletin zararlarını azaltmak amacıyla özelleştirme konusunda iştahlı görünüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, Özelleştirme İdaresi'ni, 'işbilen-işbitiren' Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a bağlamakla, niyetinin ciddi olduğu mesajını verdi. Petkim ihalesi, bu sebeple, içimize sindirelim sindirmeyelim, ihaleyi alan firma açısından tatlı bir sonuca bağlanacaktır. İhale sonucunun kolay hazmedilmemesinin sebebi, hisse senetlerinin bir bölümü borsada işlem gören Petkim'in ucuza gitmesi. Tesisin bilanço değeri, yeniden kurma fiyatı olağanüstü yüksek; hisse senetlerinin borsa değerini satılan hisse oranı olan yüzde 88.86 ile çarptığımızda elde edilen rakam da 1 milyar dolar civarında. Oysa ihale 605 milyon dolarla sonuçlandı. İhalede ciddi bir rekabet yaşanmaması, tarafların ellerini önceden belli etmeleri bu sonucun sebebi... Önemli kamu tesis ve işletmelerinin hızlanacağı anlaşılan özelleştirilmesi, eğer bundan sonrakiler de Petkim gibi "Kaç para, ver para" usulüyle elden çıkarılacaksa, kamu vicdanını zedeleyecek ve iktidarın başını ağrıtabilecektir. Ak Parti, özelleştirmede, bir yandan çalışanları gözetecek, bir yandan da daha sağlıklı ve kamu açısından da daha kârlı yeni bir yöntem geliştirmek zorunda. Petkim, Tüpraş, Tekel ve Telekom gibi büyük tesislerin tek blok halinde satışı fazla akıllıca görünmüyor. Özelleştirme ile devlet tekelinden çıkartılan tesislerin özel sektör tekeli haline dönüşmesine izin verilmemeli. Arkasından ağlasak da fark etmez, Petkim gitti gider; yapmamız gereken bundan sonraki özelleştirmelerde daha dikkatli olmaktır. Tüpraş'ı ele alalım: İzmit, İzmir/Aliağa ve Kırıkkale tesislerini toptan elden çıkartmak yerine, bunların herbiri ayrı birer tesis olarak ihaleye çıkartılabilir, çıkartılmalıdır... Hisselerin bir bölümü, şu sıralarda kârlı kâğıtlara özel ilgi duyduğu anlaşılan yatırımcıların yararlanması için borsaya sunulabilir. Ak Parti'nin ülkeyi borçtan kurtarma gayretini ve elini çabuk tutma çabasını anlıyoruz; ancak, Tayyip Erdoğan'ın kendilerini tanıtırken kullandığı 'akıllı tüccar' sıfatına uygun davranmalı hükümet... Elinde satacak değerli malı bulunan tüccar ne yapar? Acele etmez bir kere, eli zayıfken ilk önüne çıkana satmaya kalkmaz; en uygun zamanı kollar, rekabeti kızıştırır... Petkim ihalesi, piyasaların yeni yeni güven kazandığı şu günlerde değil de, enflasyonun iyice düştüğü, istikrarın pekiştiği, Ak Parti'nin gücünü gösterdiği günlere bırakılsaydı, güz mevsiminde açılacak bir ihaleye giren iç ve dış firmalar herhalde bugünkünden daha fazla olurdu... Hiç değilse bundan sonraki büyük ihaleler için en uygun ortam arayışına girmek şart. Yıllarca kendimizin saydığımız kamu mallarının haraç mezat satılması elbette yüreğimizi sızlatıyor. Yıllarca akılsız veya hırsız politikacılar tarafından yönetilmiş borçlu ülkelerin kaderi bu. Ak Parti, suçu bulunmayan ortamın eseri özelleştirmeleri yaparken akılcı bir sorumluluk sergilemeli. Hepimizin beklentisi bu.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |