AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Zarifoğlu, Lorca ve üç köşeli şapka

1975 yılının kanımızı kışkırtan bir nisan günüydü. O 23 Nisan gününü çok iyi hatırlıyorum. Henüz lise son sınıftaydım, yeni şiirler ve şairlerle buluşmak için Bursa'nın önemli kitapçılarında yeni bir keşfe çıkmıştım. Cebimde günlerdir biriktirdiğim harçlıklarım ve kitap almak için sattığım "üç köşeli" şapkamın parası vardı. Avuçlarımda sıkı sıkıya tuttuğum 37.5 lira beni önemli şairlerle buluşturmalıydı.

Bu 23 Nisan'da biraz daha büyümeliydim, saçlarım rüzgarda daha bir fiyakalı dalgalanmalı, kanımsa damarlarımda bahara yakışan güzellikte akmalıydı. O gün benim için bir milattı, çünkü Cahit Zarifoğlu ve İspanyol şairi Lorca ile tanışmıştım. Zarifoğlu'nun "yedi güzel adam"ıyla Lorca'nın toplu şiirlerini o gece okudum.

Müthiş bir geceydi, sanki biraz daha büyümüştüm, ütopyalarım sanki o şehre sığmıyordu...

Peki kimdi bu Cahit Zarifoğlu, bunlar nasıl şiirlerdi? Ya aklımı dünyanın kıyılarında bir ateş topu gibi döndüren şu dizeler neyin nesiydi?

-Yoksa bu köpek ben miyim
Bu köpek mi benim yerimde

- Ruhum kirlenmeden soluyun beni
Dinleyin içimle bir soluk verdiğimi
Duyarsanız ben olurum
Köpek kendi olur
Bana göre değil köpeğin aşkı

Bana bir haller olmuştu, "yaşamak" denilen şeyi yeniden bulmak gibi bir şeydi bu... Bu şiir bana çok şeyler söylüyordu ama bunu kimselere anlatamıyordum. Hayatın kılcal damarlarında dolaşan o muhteşem "dip akıntısı"nı hissediyordum ama anlatamıyordum.

Henüz o yıllarda ütopyalarımızdan başka sığınabileceğimiz limanlarımız yoktu. Şimdi yeni bir liman bulmuştum, Duino Ağıtları'nda varoluşla yüzleşen "iç duruş", Cahit Zarifoğlu ile farklı bir boyuta ve yeni bir cazibeye kavuşuyordu. Tıpkı Dostoyevski'nin "İnsanın en büyük macerası kendi içine doğru yaptığı yürüyüştür" sözlerinde olduğu gibi, kendinizi vazgeçilmez bir teslimiyet içinde uzun bir yolculuga yazgılı kılıyordunuz.

Bu öyle bir yolculuk ki, "yedi güzel adam"la uğradığınız bütün limanları tarif etmede kelimelerin bu kadar kifayetsiz olduğunu, ancak yeni bir limanda yeni bir Zarifoğlu ile buluştuğunuzda anlarsınız.

"yedi güzel adam"la Cahit Zarifoğlu'nun şiirini okuduğunuzda oturup çok somut açıklamalar yapamazsınız belki hiçbir zaman, ama size bir haller olduğunu, sanki dünyayı yeniden keşfetmeye başladığınızı sanırsınız. Zaten Zarifoğlu da, sanki kendinden önce kimselerin uğramadığı bir dünyada ilk gelen bir insan gibi yaşamış ve her gün hayatın yeni alanlarını keşfederek göçüp gitmiştir bu dünyadan...

Dün Zarifoğlu'nun bu dünyadan göçüşünün 16. yıldönümüydü. Meğer onu ne çok özlemişiz... Son atını bize bırakarak zarif bir prens gibi bu dünyaya veda eden Zarifoğlu için ilk kez bu yıl hayata geçirilen "Cahit Zarifolu Şiir Ödülü" onunla hiç bitmeyecek buluşmaların muhteşem bir başlangıcı olacak. Bu vesileyle, Zarifoğlu Şiir Ödülü'ne layık görülen değerli dostum Ömer Erdem'i kutluyorum.

/Durdurun gece hücumlarını
Artık aşk insan kalbine sığmıyor/


8 Haziran 2003
Pazar
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED