AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
AK Parti ve Erdoğan'ın performansı

Umutlar düne oranla artmış durumda. Türkiye "zor ve mayınlı, ama doğru yol"da ilerliyor.

Hükümetin ekonomi yönetimi en olumsuz beklentiye sahip olanları bile şaşırtıyor. Yolsuzluklar meselesindeki kararlılık Kepez ve Çukurova Elektrik işletmelerine el koyulmasıyla belirginleşiyor. Daha önemlisi AB yolunda hükümet ve TBMM yetkisine sahip çıkarak, askeri baskıya göğüs gererek yerinde ve önemli adımlar atıyor.

Tüm bunların "bir dizi kriz"in gölgesinde gerçekleştirildiğini de dikkate almak gerek:

Silahlı Kuvvetler'in AB ve hükümetin kimliğine karşı gösterdiği sürekli tepki, kurulmaya çalışılan askeri vesayet baskısı, krizi sürekli taze tutma arayışları, Irak savaşı ve şimdi ufukta görünen İran krizi...

Şu açık:

Devlet içinde ve siyasi arenada yaşanan tüm çatışma ve gerginliklere rağmen geçen yıla oranla Türkiye biraz daha şeffaf, biraz daha demokratik ve sivil bir görüntü çiziyor.

Bunu hafife almak mümkün değildir ve bu konuda hükümetin de hakkını teslim etmek gerekir.

AKP iktidarının hiç yalpalamadığı, hata yapmadığı belki söylenemez. Ancak bu koşullarda önemli adımlar attığı, özellikle ülke içinde oluşan sivil meşruiyet zeminlerini iyi kullandığı ortada.

Bunların sonucunda, başka diyarlarla karşılaştığında anlamı sınırlı da olsa, kendi öyküsü açısından Türkiye'deki "siyasi alan" uzun süredir görülmeyen bir "meşruiyet zemini" kazanmıştır.

Ancak bunun bir demokratikleşme ve normalleşme sürecinin başlangıcı olup olmadığına karar vermek için henüz erken olduğunu da belirtmek gerekir.

Yine de yolun ışığı görünmüştür.

Bu ışığın sonuçta iç dinamiklerin ve demokrasinin çarpıcı gücünün eseri olduğunu görmek gerekir.

"Sadece AB'nin ve dış dinamiklerin etkisine bırakılan, toplumsal meşruiyet sıkıntısı yüzünden bu etkinin siyaseti yeniden devletleştiren bir dalgayla iç içe girmesine yol açan", bizim sıkça "ittihatçı liberalizm" olarak adlandırdığımız bir anlayış da bir ölçüde bu çerçevede "kadükleşmiş ve çıkmazdan kurtulmuştur".

Bu noktadan sonra AKP'nin sorumluğu daha da artmıştır.

Zira AK Parti "Türkiye'nin siyaseti, toplumu, bunlardan kaynaklanan değişim meşruiyetini keşfetme gereksinimi"ni "ekonomide ve siyasette çağdaş yapılanma ihtiyacını"yla en azından biçim açısından bağdaştıracak bir parti görünümündedir.

"Değişim projelerinin toplum dışı, siyaset karşıtı bir söylemin içine sıkışıp kalması" ile "temsil kabiliyeti olanların bastırılması" arasındaki o "dev çelişki" AK Parti varlığı ve girişimleri sayesinde daha da aşılabilir.

Başka bir deyişle "değişim projelerinin toplumsal meşruiyet üzerinden gerçekleştirilmesi" ile bunun kalıcılığı açısından AK Parti önemli bir misyona sahiptir.

Bu açıdan AK Parti yanlısı olalım olmayalım, bu partinin alacağı yol, Türkiye'nin aldığı yol olacaktır.


13 Haziran 2003
Cuma
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED