|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bilindiği üzere, İdari Usul Kanunu, Yerel Yönetimler Yasası gibi yasaları da öngören Kamu Yönetimi Reformu'nun öncü düzenlemesi olan Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı, uzun çalışma ve tartışmalar sonucu hazırlanmış, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN ve Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer DİNÇER tarafından 3 Kasım 2003'de düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanmış bulunuyor. Sayın Şahin, Tasarıyla katılımcı, saydam, hesap verebilir ve insan haklarına saygılı bir yönetimin amaçlandığı, kamuda ilk kez bütün kurumların uymak zorunda olduğu temel ilkelerin belirlendiği ve yerinden yönetim organlarının güçlendirildiği; merkezi idarenin genel ilkeleri koyan, denetleyen ve koordine eden bir kuruluş haline geleceği hususlarını anlatarak, önceki sistemde bir bakanın altında en az dokuz kademe bulunduğunu, kamuda yeniden yapılandırmayı öngören Tasarının yasalaşmasıyla, artık dikey örgütlenmeden yatay örgütlenmeye geçileceğini, kamuda 4569 birimin ortadan kalkacağı ve yıllık 500 trilyon liralık bir tasarrufun öngörüldüğünü belirtmiştir. Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer de, Türk kamu bürokrasisinin obezite hastalığına yakalandığını, iş üretmekte başarılı olamadığını, kurumların her yıl ortalama üç yeni kurum ürettiğini, personel sayısının yılda 2.67 arttığını, ancak hizmet kalitesinin giderek kötüleştiğini, 2 milyon 700 bin kamu personelinden yüzde 16'sının Ankara'da çalıştığını, kamuda 23104 müfettişin görev yaptığını, buna rağmen yolsuzluğun önlenemediğini, Tasarıda şirketlerdeki performans esaslı denetim anlayışının benimsendiğini açıklamıştır. Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı, merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki görev, yetki ve sorumlulukları yeniden belirliyor. Kamu yönetiminin kuruluş ve işleyişinde idarenin bütünlüğü, hizmetlerin yerine getirilmesinde katılımcılık, saydamlık, hesap verebilirlik, yerindelik ve hizmetten yararlananların ihtiyacı ve hizmetlerin sonucuna odaklılık esas alınacak. Yasama ve yargı organları, TSK, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı kanun kapsamında olmayacak. Merkezi idare, adalet, savunma, güvenlik, istihbarat, dış ilişkiler, maliye, hazine, dış ticaret, eğitim, diyanet, vakıflar, sosyal güvenlik, tapu kadastro, nüfus ve vatandaşlık, sivil savunma, gümrük hizmetleri ve piyasalara ilişkin düzenlemeleri yapacak. Ulusal ve bölgesel düzeyde ekonomik, sosyal ve fiziki planlar hazırlayacak. Mahalli idareler ise bu görev ve hizmetler dışındaki görev, yetki ve hizmetleri yerine getirecek. İcracı bakanlık sayısı 15 olarak düzenlenirken devlet bakanlıklarının ise en fazla 8 olacak. Adalet, Milli Savunma, İçişleri, Maliye ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları taşra teşkilatı şeklinde örgütlenebilecek. Taşra teşkilatı kuramayacak bakanlıkların, taşra teşkilatındaki personel ve ekipmanları belediye sınırları içinde belediyelere, sınırlar dışında ise il özel idarelerine devredilecek. Bunun için taslakta bir yıllık bir geçiş öngörülüyor. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın personelinin yerel yönetimlere devri Bakanlar Kurulu'nun çizeceği çerçeve doğrultusunda ancak 5 yıl içerisinde gerçekleştirilecek. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kaldırılarak görev ve yetkileri, araç, gereç, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, bunlara ait ödeneklerle birlikte İstanbul dışında il özel idarelerine; İstanbul'da İstanbul Büyükşehir Belediyesine devredilecek. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün merkez teşkilatı personeli, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına, İstanbul dışındaki taşra teşkilatı personeli ise bulundukları illerdeki il özel idarelerine, İstanbul'da ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına kadro ve pozisyonları ile birlikte devredilecek. Kamu hizmetleri memurlar, tam zamanlı veya kısmi zamanlı çalışan diğer kamu görevlileri ve işçiler eliyle yürütülecek. Tam zamanlı veya kısmi zamanlı çalışan diğer kamu görevlileri ve işçiler kadro şartına bağlı olmaksızın sözleşmeye dayalı olarak istihdam edilecek. Sözleşmede, ilgili personelin görevleri, hak ve yükümlülükleri ile performans ölçüleri de yer alacak. Memurlar ve diğer kamu görevlileri, performans ölçülerine göre değerlendirilecek ve ödüllendirilecek. Hükümetin görevi sona erdiğinde, müsteşarlar ile başkanlık ve genel müdürlük şeklinde kurulan bağlı ve ilgili kuruluşlarda başkan veya genel müdürlerin görevi kendiliğinden sona ermiş sayılacak. Ancak bu görevlere yeni bir atama ya da görevlendirme yapılıncaya kadar bu kişiler görevlerine devam edecek. Bu şekilde görevi sona erenler özlük hakları saklı kalmak üzere, kadro şartı aranmaksızın bakanlık müşaviri olarak atanacak. Dışişleri Bakanlığı ile Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı hariç bakanlıklar ve diğer kamu kurumları yurt dışı teşkilatı kuramayacak. Bakanlık ve diğer kamu kurumlarının hangilerinin hangi ülkelerde teşkilat kuracağını Bakanlar Kurulu belirleyecek. İçişleri, Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye, Sağlık ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları dışında hiçbir bakanlık, ana hizmet şeklinde denetim ve rehberlik birimi oluşturamayacak. Bu bakanlıklar dışındaki bakanlıkların dış denetimi, Sayıştay tarafından yapılacak. İç denetim ise kamu kurumlarının yöneticileri veya ilgili kurumun üst yöneticisinin görevlendireceği iç denetim elemanları tarafından yapılacak. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu lağvedilerek, personeli, araç, gereç, taşınır ve taşınmaz malları ve bütçesi Sayıştay'a devredilecek. Merkezi idareye dahil kurum ve kuruluşlarla il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ve mahalli idare birliklerinin dış denetimi Sayıştay tarafından yapılacak. Bu amaçla Sayıştay'ın teşkilat yapısı içinde özel ihtisas daireleri oluşturabileceği gibi, bölge düzeyinde taşra birimleri de kurulabilecek. Köyler ile köylerin kendi aralarında kurdukları birlikler, mülki idare amirleri eliyle denetlenecek. Kamuda performans denetimi sistemi uygulanacak. Buna göre, yönetimin bütün kademelerinde gerçekleştirilen faaliyet ve programların planlanması, uygulanması ve kontrolü aşamalarında, ekonomiklik, verimlilik ve etkililik denetimi yapılacak. Her ilde, mahalli idareler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile bu idareler tarafından kurulan birlik ve işletmelerin, gerçek ve tüzel kişilerle ilgili işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunu değerlendirmek, aralarındaki anlaşmazlıkların çözümüne yardımcı olmak üzere bir halk denetçisi (ombudsman) seçilecek. Gerçek ve tüzel kişiler, kanunla belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bilgi edinme hakkına sahip olacak. Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişilerin talep etmeleri halinde, istenen bilgi ve belgeleri kanunda belirtilen istisnalar dışında vermekle yükümlü olacak. Kamu kurum ve kuruluşları, görev ve hizmet alanlarına giren konulardaki temel nitelikli karar ve işlemlerini, mal ve hizmet alımlarını, satımlarını, projelerini ve yıllık faaliyet raporlarını bilgi iletişim teknolojilerini de kullanmak suretiyle kamuoyunun bilgisine sunacak.Kesinleşen faaliyet ve denetim raporları uygun araçlarla kamuoyunun incelemesine açık hale getirilecek. Yasalaştırma sürecinde ve uygulamada çıkabilecek sorunlar yönünden bu konuyu incelemeye gayret edeceğim.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |