Ben Uşak'ın bir kazasında çalışan pratisyen hekimim. Eşim eğitimi nedeniyle İzmir Yeşilyurt devlet hastanesine memur olarak atandı. Ben eş durumumdan tayin istediğimde; “doktor, memurun yanına atanamaz” diyerek red cevabı verdiler. Yardımcı olursanız seviniriz.

Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmeliğin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarda Göz önünde Bulundurulacak Hususları düzenleyen 9'uncu maddesinde; “Aynı kurumda çalışıp da her ikisi de yer değiştirmeye tabi olan eşlerden ast durumunda olanın görev yeri üst durumda olana bağlı olarak değiştirilir. Farklı kurumlarda çalışıp da her ikisi de yer değiştirmeye tabi olan eşlerden unvan, kadro ve görev bakımından daha aşağıda bulunanın görev yeri yukarıda bulunana bağlı olarak değiştirilir” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereğince, eşiniz sizin astınız durumunda olduğundan eş durumundan tayin yaptırmanız mümkün değildir. Ancak, diğer şartları taşımanız halinde (hizmet süresi vb.), tayin dönemlerin de isteğe bağlı olarak naklinizin yapılması mümkündür.

2003/42 Sayılı Genelgede Yapılan Değişiklik ve KİT'lerde İller Arası Nakil

399 sayılı KHK'ya tabi sözleşmeli memurum. Başka bir il'e tayin olmak istiyorum. 2003/42 sayılı genelgeden dolayı bunun mümkün olmadığını biliyorum ama bu genelgede bir değişiklik yapıldığı ve tayinlerin açıldığı söylenmektedir. Bilgi verebilirseniz sevinirim.

2003/42 Nolu Başbakanlık Genelgesinde değişiklik yapan Başbakanlık talimatı 18.09.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak, İdare Hukukunun önemli prensiplerinden birisi olan “usulde paralellik ilkesi” gereğince yapılan değişikliğin de, 2003/42 nolu genelgenin Resmi Gazete'de yayımlandığı gibi, Resmi Gazete'de yayınlanması gerekirken bu hususa uyulmamıştır. Usulde paralellik ilkesi ise, bir idari işlem hangi usulle yapılmışsa aynı usulle değiştirilir veya kaldırılır. Bu hususa aykırı uygulamalar ise İdari Yargıda iptal davasına konu olur. Bu değişikliğin tam metni için memurlar .net'in “Son Değişiklikler” başlıklı mevzuat kategorisine bakabilirsiniz. Diğer taraftan, 2003/42 Nolu Başbakanlık Genelgesi'nde değişiklik yapan 18.09.2003 tarihli Başbakanlık talimatına göre KİT'lerin kurum içi atamaları da kapsam dışına çıkarılmıştır. Bu nedenle kurumunuzun başka bir ildeki birimine naklen geçmeniz mümkündür.

Memurlara bilmedikleri işler yaptırılabilir mi?

Hiçbir kurs görmeden zorla veya yazılı emir vermekle bir memura maaş işleri yaptırılabilir mi? Eğer yaptırılamazsa bu konu hakkında savunma isteyen bir daire müdürüne karşı açabileceğimiz dava var mı, bu konuda çok zor durumda kaldım yardımlarınızı bekliyorum.

657 sayılı Kanunun Amir Durumda Olan Devlet Memurlarının Görev ve Sorumluluklarını düzenleyen 10'uncu maddesinde; “Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli ve sorumludurlar. Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır. Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz.”hükmüne, Devlet Memurlarının Görev ve Sorumluluklarını düzenleyen 11'inci maddesinde ise; “Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümler çerçevesinde, memurun bilmediği konularda amirin memuru yetiştirme zorunluluğu bulunmaktadır. Şayet amir bu görevini yerine getirmişse memurdan bu konuda iş yapmasını isteyebilir. Bazı hususlar vardır ki bu konularda amirin memuru yetiştirmesin beklemek doğru değildir. Örneğin bilgisayar işletmeni kadrosunda görev yapan bir memurun yaptığı işle ilgili olarak işini bildiği varsayılır. Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkündür. Sonuç olarak, amiriniz sizi yetiştirmemişse, yukarıdaki hükümleri esas alarak savunma yapabilirsiniz.

Kimler istatistikçi unvanını kullanabilir?

Bir kamu kuruluşunda sözleşmeli teknisyen olarak 1992 yılından beri görev yapmaktayım. 1998 yılında AÖF İktisat Fakültesi'ni bitirdim. Diplomamı müdürlüğüme verdim, derecemde gerekli değişiklik yapıldı. Ancak, istatistikçi olmadığım için sözleşmeli personel ücret skalasında belirtilen 4 yıllık teknisyen pozisyonundan ücret alamıyorum. Kimler bu unvanı kullanabilmektedir?

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın 21.11.1989 tarihli ve 89.51.1796 sayılı Kararında, İktisatçı (Ekonomist) unvanının; İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri'nin İktisat Bölümleri'nden, Siyasal Bilgiler Fakülteleri'nin İktisat ve Maliye Bölümleri'nden, İktisat Fakültesi'nin İktisat Bölümü'nden, Açıköğretim Fakültesi İktisat Programı'ndan, 1982 yılı öncesi mevcut olan İktisadi ve Ticari İlimler Akademileri'nin ve Yüksekokullarının Ekonomi-Maliye, İktisat ve Ticaret, Ekonomik ve Mali İşletmecilik, Ekonomi, Dış Ticaret ayrıca Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümleri'nden mezun olanlarca kullanabileceğine karar verilmiştir. Diğer taraftan, İktisatçı ile İstatistikçi aynı ücret grubunda yer almaktadır. Dolayısıyla istatistikçi ve İktisatçının teknik hizmetler sınıfında yer alan unvanlar arasında yer aldığı da dikkate alındığında (görevde yükselme esasları da dikkate alınarak) İktisatçı pozisyonuna atanmanızın mümkün olduğu değerlendirilmektedir. Öte yandan, İstatistikçi unvanını ihraz edebilmeniz için Fakültelerin İstatistik bölümünden mezun olmanız gerekmektedir.

SSK'lı olan kişi memur eşinin sağlık yardımından yararlanabilir mi?

Okulda idareci olarak görev yapmaktayım. Okulumuzda görev yapan bayan öğretmenlerden birinin eşi avukat, diğerinin ise SSK statüsünde sosyal güvenlik hakkı bulunmaktadır. Bayan öğretmenlerimiz çocukları için okulumuz kanalı ile tedavi yardımından faydalanabilirler mi? Bunun yanında eşi avukat olan bayan öğretmenimiz eşi için de okulumuz yoluyla sağlık ve tedavi yardımından faydalanabilmesi mümkün mü?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun tedavi yardımını düzenleyen 209'uncu maddesinde; “Devlet memurları ile herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşlerinin veya bakmakla yükümlü bulundukları ana baba ve ikiden fazla dahi olsa aile yardımı ödeneğine müstahak çocuklarının hastalanmaları halinde, evlerinde veya resmî veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında ayakta veya yatarak tedavileri kurumlarınca sağlanır. Ancak, tedavi ve yol masraflarının ödenebilmesi için, tedaviye tabip raporu ile lüzum gösterilmesi şarttır...” hükmüne yer verilmiştir. Madde metninde yer alan herhangi bir şekilde ibaresi 4.7.2001 tarih ve 631 sayılı KHK ile maddeye eklenmiştir. Diğer yandan, Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği'nin 40'ıncı maddesinin son fıkrasında; “Karı ve kocanın her ikisinin de bu yönetmelikten yararlanan memur olması halinde aile yardımı ödeneğine müstehak çocuklar anne veya babadan yalnız biri tarafından düzenlenecek beyannamede, boşanma ve ayrılık vukuunda ise, mahkeme çocuğun velayetini hangi tarafa vermişse, çocuk onun tarafından düzenlenecek beyannamede gösterilir” hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde, bayan öğretmenlerinizin çocuklarının tedavi yardımından faydalanması mümkündür. Ayrıca, bayan öğretmenlerimizin herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşleri de bayan öğretmenin sağlık yardımından faydalanabilir.

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu