AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Hedefimiz, 'küçük diktatör' Ali'nin ülkesi...

Son günlerde, cumhuriyetin temel ilkelerini bile dinamitlemeyi göze alabilecek kadar kendisini kaybeden "laikçi zihniyet" fena halde ofsayta düşmüş durumda. 28 Şubat'taki gibi"sofistike" hareket etmek için yeterli malzeme bulamayan bu zihniyet, doğrudan siyasal iktidar üzerinden bir çatışma alanı oluşturamayınca son derece "kaba" yöntemlerle iş görmek zorunda kalmış durumda. Yani 28 Şubat'a bir "zeka pırıltısı" katan dış faktörler henüz devrede olmadığı için pişirilen yemek pek tatsız tutsuz oldu...

Düşünebiliyor musunuz, ülkenin en saygın hukuk kurumlarından birisi olan Yargıtay, adeta insanların gözlerinin içine baka baka toplumun adalete olan güvenini sarsmak için akıllara zarar çılgınlıklar yapabiliyor. Başörtülü bir insanın "sanık"lığını kabul etmeme çılgınlığını, bırakın demokratik ülkeleri, diktatörlüklerde ve kabile devletlerinde bile görmek mümkün değildir herhalde.

Hâlâ cumhuriyeti "baskıcı" bir rejim sanan "laikçi zihniyet" için şu günlerde en parlak örnek, "üçüncü sınıf" bir diktatör olan Zeynel Abidin bin Ali'nin ülkesi Tunus... Çünkü, küçük diktatör Zeynel Abidin bin Ali, bizim laikçilerin henüz cesaret edemediği müthiş zorbalıklara imza atıyor. Mesela, Tunus'ta sokaklarda, parklarda, hastanelerde, mahkemelerde başörtüsü yasak.

Henüz bizim "laikçiler" pek başarılı sayılmazlar... Eğer bir gün ikinci aşamaya geçebilirlerse, herhalde ilk olarak Taksim'e başörtülülerin çıkmasını yasaklayacaklardır. Zaten 9. Cumhurbaşkanı Demirel de bir zamanlar, Türkiye'nin önündeki demokrasi ufku olarak "küçük diktatör" Ali'nin ülkesi Tunus'u göstermişti.

İşte şimdi, Demirel'in Çankaya'yı emanet ettiği Cumhurbaşkanımız Sezer ve saygın hukuk kurumumuz Yargıtay, "Baba"nın izinden yürüyerek elbirliği ile ülkemizi "küçük diktatör" Ali'nin ülkesi Tunus'a benzetmeye çalışıyorlar.

Tam da, Avrupa Birliği'nin Türkiye için karar aşamasında olduğu bir dönemde, devletimizin "saygın kuruluşları"nın ülkemizi benzetmeye çalıştıkları Tunus'ta bakın neler oluyor.


Paris'te yaşayan Tunuslu kadın, Tunus'ta kadın sivil polisler tarafından gözaltına alındı.
Geçen hafta AP ajansı bir haber yayımladı. Ajansın haberine göre, anne ve Babası Tunus doğumlu, kendisi ise Avrupa'da doğup büyüyen bir kadın Tunus'u ziyaret edince ülkede kıyametler koptu. Başörtülü kadına Tunus'ta güvenlik güçleri tarafından işkence yapıldığı belirtiliyor. Bu arada, Tunus medyası bol bol "Laiklik elden gidiyor" manşetleri attı ve kadın sınır dışı edildi.

'Küçük diktatör' Ali'nin ülkesinde sadece Tunuslular değil, dışarıdan turist olarak gelen başörtülü kadınlar da havaalanına iner inmez gözaltına alınıyor. Başörtülü olarak Tunus'a girmelerine izin verilmiyor. Ülkede hâlâ yüzlerce Müslüman, demokrat, sosyalist gazeteci ve siyasetci hapiste bulunuyor.

Mesela, Tunus'ta doğum için hastaneye giden başörtülü bir kadın güvenlik güçleri tarafından işkenceye maruz kalıyor ve çocuğunu kaybediyor. Yine Tunus'ta gençlere camilerde namaz yasak, ancak ihtiyarlar sabah namazı hariç 4 vakit namazı camide kılabiliyor.

Gördüğünüz gibi, "küçük" diktatörümüzün ülkesi tam bizim "laikçiler"e göre. Zaten onlar da böyle bir Türkiye'yi hayal ediyorlar. Doğrusu çok üzülüyorum, eğer 'laikçilerimiz' yeni 28 Şubatlarla da hayallerini gerçekleştiremezlerse, bu dünyadan gözleri açık olarak gidecekler...


14 Kasım 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED