|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
O sabah zaten bir tuhaflık sezmiştim. Hanımın kahvaltı sofrasındaki "Kamurtanı nasıl istersin?" sorusuyla irkildim. O da ne demeye kalmadan, oğlum "Servis kamubüsümüz gelmek üzere" diyerek hızla dışarı fırladı. Evden çıktım. İşyerine vardığımda arkadaşlarımın kamunaydın demesine bir anlam vermemiştim. Yerime oturdum. Şef, kucak dolusu evrağı önüme bıraktı ve "Şunları akşama kadar kamurt" dedi. "Olur kamurtayım" dedim ama hâlâ şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım. Öğlen, yemeğe yakındaki lokantaya gittim. Bir yanlışlık olmasın diye "Her zamankinden" dedim. Garson bağırdı: - Az kamurtulmuş bir kamu kebabı çek! Akşam eve dönüşte trafik tıkalıydı. Sebebini sorduğumda, Kamutaş ile Kamugücü arasında oynanan maç sonrası trafik sıkışıklığı olduğunu söylediler. Yanımızdan hızla üzerinde kamublans yazan bir araç geçti. Bir minibüs şoförü yolcu kapma sebebiyle olsa gerek, bizim şoföre laf attı. Bizim şoför de ona bağırdı: - Kamuşma len! Akşam zar zor kendimi eve attım. Kamundayı pardon kumandayı elime aldım ve başladım dolaşmaya... Bir kanalda kamudan sesler vardı, diğerindeyse yapılan kamurtajlar yayınlanıyordu. Ben bir kamuk oturuma takıldım. Kamukratik sol ile kamukratlar birliği partisi arasındaki tartışmadan bir şey anlamadım. Geçen alt yazıdan kamu devlet başkanının konuşmasının olduğunu öğrendim ve merakla bekledim. Kamuranmış adı. - Kamudan, kamuyla, kamunun gücü adına, kamusal alan, kamurttuk, kamurturuz, kamurtacağız... Aniden konuşmasını yarıda kesti ve televizyondan odama uzanıp beni içeriye doğru çekmeye başladı. Bir taraftan da bağırıyordu: - Nihahahahahah! Seni de kamulaştıracağız! Kamusal alandan kaçamazsın! Bense çekyata tutunmuş direniyordum. Hanımın sesiyle uyandım: - Bey kalksana, ne oldu sana, niye bağırıyorsun? Elimde gazeteyle uyuyakalmışım meğer. Gözüm, uyumadan önce okuduğum son haberin başlığına takıldı: "Başörtülü bir kadın, adliyeden, kamusal alan gerekçesiyle, ifadesi alınmadan çıkartıldı." (Hikmet Küçük)
İZMİTİYE
Ahmediye, Arpalıkihsaniye, Çubukluosmaniye, Eskiferhadiye, Eşmeahmediye, Fethiye, Fethadiye, Hakkaniye, Hamidiye, Hayriye, İcadiye, İhsaniye, İrşadiye, Kadriye, Lütfiye , Mamuriye, Mecidiye, Merkezsultaniye, Mesruriye, Nimetiye, Nusretiye, Nüzhediye, Orhaniye, Osmaniye, Rahmiye, Safiye, Selimiye, Senaiye, Servetiye, Siretiye, Sultaniye, Süleymaniye, Şevkatiye, Şirinsulhiye, Tevfikiye, Ümmiye, Yeniferhadiye. Bu isimler İzmit'in sonu "iye" takısıyla biten köylerinden bazıları. Arkadaşımız Rıfat Yörük şu tespiti yapıyor: Pişmaniye boşuna buradan çıkmamış. Şehrin ismini de "İzmitiye" yaparlarsa şaşırmayalım.
REKTÖR MÜSÜN, KRAL MI?
Şu bizim aslan rektörümüz Kemal Alemdaroğlu ne çok konuşuyor dikkat ettiniz mi? Dert değil... Elbette istediği kadar konuşabilir de durmadan birilerini tehdit ediyor, garip karşıladığım taraf burası. Tehdit konusunda aşırı savurgan.
KÖTÜLÜĞÜN KAYNAĞI
Teodorakis'in söylediği sözler İsrail'i ayağa kaldırdı. Kötülüğün kaynağı olmayı kim kabul eder? Yunan siyasetçinin söylediği, "Çok fazla kendine güven ve aşırı inat kötülük demektir" sözüne katılmamak mümkün mü? ÇOCUK NE ZAMAN?
BBP'li Mehmet Fatih Cebeci ve eşi oturup bir karar almışlar. Türkiye'de bireysel özgürlükler serbest hale gelinceye kadar çocuk yapmama kararı. Son günlerdeki kamusal alan tartışmalarından etkilenmişler özellikle. Benden size bir tavsiye kardeşim. Nereden baksan bir otuz-kırk yıl beklemeniz gerekir. O kadar zaman sonra da siz çocuk istemezsiniz zaten. NEŞET ERTAŞ TATİLYA'DA Cumhuriyet'in 80. yıl dönümü münasebetiyle Tatilya'da ''40 gün 40 gece halk şenliği'' düzenleniyor. Şenlik kapsamında çeşitli konserler var. Bugün ve yarın akşam üstad Neşet Ertaş, sevenlerine konser verecek. Akşam saat 20.00'de başlayacak olan konserin bilet ücreti yedi buçuk milyon lira.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |