AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Tesettürü nişan alıp Ramazanı vurmak

Hayır, bu kadarı asla tesadüf olamaz. Önce Çankaya'nın çıkardığı davetiye ve resepsiyon krizi. Ardından Kayseri orduevinde bir başörtülü ve bir sakallı konuk görüldü diye açılan soruşturma. Ve en son, başörtülü bir sanığın savunma hakkı engellenerek neden olunan hukuk skandalı…

Bütün bunların ortak yanı, dini görünürlüğe karşı yürütülen organizeli ya da organizesiz operasyonlar olması. Yeni yasayla pabucu dama atıldığı için bu yakınlarda deşifre edilen MGK yasasının kafayı "toplum psikolojisine" fena halde taktığını biliyoruz. "Acaba bütün bu olan bitenlerde o eski alışkanlıkların ne kadar payı var?" diye sormadan da edemiyoruz.

Fakat, son günlerde bütün bir milletin ağzının tadını kaçıran bu olayların bir başka ortak yanı daha var: Hepsinin de Ramazanda, üstelik daha ilk yarısında vuku bulmuş olması.

Tesadüf mü?

Hiç sanmıyorum.

Malum müdahale sonrasında millete Ramazanını zehir eden olaylar hafızalardaki canlılığını hâlâ koruyor. Psikolojik harp kapsamında maşa olarak kullanılan bir travestinin marifeti olduğunu sonradan öğrendiğimiz Şahin-Kalkancı masalları bir Ramazan'a denk gelmemiş miydi?

Balyozla kırılan çelik kapı ve basılan yatak odası görüntüleriyle koca bir ülkeye röntgenci utancının yaşatıldığı günler de aynı Ramazan günleriydi.

Bir başka Ramazanımız birilerinin zulada sakladığı kasetlerle karartılmaya çalışıldı.

Daha bir başkası, şaibeli suikastlar ve mezar ev operasyonlarıyla…

Bu Ramazanın ilk 15 gününde yaşananlara ise hep birlikte şahit olduk. Öncekilerle bu Ramazanda yaşadıklarımız arasındaki tek fark, maşaların kullanılmamış olması.

Hepsinde, az ya da çok ağzımızın tadı kaçtı.

Birileri çıksa da, kaç Ramazanımızın böylesi taciz ve tecavüzlere uğradığının çetelesini tutsa. Sanırım ortaya çıkan "tesadüfler", bir çoğumuza şaşkınlıktan küçük dilini yuttururdu.

Bunun adı, resmen "Ramazanın taciz edilmesi"dir. Bu tür saldırıların en büyük mağduru Ramazandır.

11 ayda bir yüreklerimize konuk olan, susadığımız bireysel ve toplumsal huzuru kendi gayretimiz ve imanımız oranında bize tattıran Ramazanı taciz edenler, Ramazan'dan ne isterler? Ramazan, kendisine bu kötülüğü yapanlara ne yaptı? Onlar Ramazandan niçin bu kadar rahatsız olurlar? Ne fenalığını gördüler onun?

O Rahmet ayı, o Kur'an ayı. Onun gelişi ruhlara safa verir. Azgın nefisleri dizginler. Toklara açın halinden haber verir. Açların sofralarını zenginleştirir. Varsıllarla yoksulları bir sofrada buluşturur.

Ramazanın mahiyetini ve sunduğu imkanları kimsenin kendisi kadar idrak edemeyeceği Hz. Peygamber, meşhur bir hadisinde Ramazanı "rahmet kapılarının açıldığı, şeytanların bağlandığı" bir özge zaman olarak yorumlar.

Ramazan sabotajcılarını korkutan bu olmasın sakın.

Rahmet kapılarının açılması…

Şeytanların bağlanması…

Rahmet kapıları açılıp şeytanlar bağlanınca, ülkenin Müslümanlık katsayısı artış kaydediyor. Oruç ibadetinin yasak masak dinlemeyen aydınlığı, ona kendisini sıkı sıkıya kapamış kapıların aralığından içeri sızıyor. Evler, sokaklar, caddeler, mahalleler, kentler ve giderek tüm ülke Ramazanın egemenliğine teslim oluyor. Yani bunca yıldır kendisine karşı savaş açılan İslâmi görünürlük "in" oluyor, ona savaş açan zihniyet ise "out".

Tesettür ve Ramazan, başörtüsü ve oruç.

Bunlar birbirinden ayrılamaz ki. Tıpkı namaz ve zekat gibi. Dini emirleri "bu iyi, bu kötü", "bu sakıncalı, bu sakıncasız", "bu laikliğe aykırı, bu değil" gibi komik ayrımlara tabi tutamazsınız. Başını zorla açtığınız inançlı bayan, kendini size karşı oruçla korur. Mahkemeye çıkan sanığın başörtüsüyle orucu arasında bir fark yok. İkisinin talimatı da aynı kaynaktan, vahiyden.

Haklısınız, artık oruçluları bahane edip kriz çıkarılan zamanlar mazide kaldı. Oruç, tüm kriz severleri dize getirdi. Oruçla baş edemeyeceklerini anladılar.

Onlar da başörtüsünü hedef alıp, onun kardeşi olan Ramazanı da en azından tedirgin etme çabasındalar. Böylece bir taşla bir kaç kuş vurmuş olacaklar.

Farkında mısınız, her taciz ettikleri Ramazan, daha da güçlenerek geri dönüyor?


14 Kasım 2003
Cuma
 
SAMİ HOCAOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED