AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Terörün ırkçı akrabası UEFA

Tarih boyunca hep etrafımızda dolaşan İngiliz ikiyüzlülüğü yeniden sahnede. İstanbul'daki "vahşi" saldırıların daha kanı kurumadan, İngiliz Dışişleri Bakanlığı uyarıda bulunuyor "Önümüzdeki günlerde Türkiye'de yeni kanlı saldırılar olabilir."

Nereden biliyor peki İngiliz Dışişleri Bakanlığı? Doğrusu insanın aklı karışıyor, "Acaba İngilizler ilk saldırıları da biliyorlar mıydı, yoksa terörün patronlarıyla akrabalıkları mı var" diye sormadan edemiyor.

İngiliz küstahlığının hemen arkasından, UEFA'nın "Türk takımlarının maçlarını tarafsız sahada oynatma kararı" adeta teröre arka çıkan, yardım ve yataklık eden bir zemine oturuyor. Olaylar arasındaki bağlantıya daha yakından baktığımızda, sanki terörle UEFA arasında derin akrabalık varmış gibi bir tablo çıkıyor ortaya...

Bütün terörist saldırıların arkasında zaman zaman "gizli örgütler"in varlığı tartışılır. İstanbul saldırıları da, El Kaide ya da bir başka taşeron örgüt tarafındandan mı yapılmıştır yoksa "küresel vahşet"in patronluğunda mı gerçekleştirilmiştir bilemem, elimde kanıt yok.

Ama şimdi, gerek İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasının, gerekse UEFA'nın aldığı kararın hizmet ettiği nihai amaç dikkate alındığında "küresel terör"le bu kurumların aynı ortak paydada buluştuklarını görebiliyorum.

Elbette, UEFA gibi uluslararası bir spor kurumunun "küresel terörle" somut bir bağlantı içinde olduğunu söyleyemeyiz. Artık bu kadarına da çüşşş denir. Ama şurası açık ki, UEFA bu kararıyla teröre hizmet etmiştir.

Kim ne derse desin, UEFA bir bakıma El Kaide'nin "Avrupa kolu" olarak çalışmış ve katillere "devam et" mesaji vermiştir.

Umalım ki, İngiliz ikiyüzlülüğü ile sahneye konan bu "pis oyun", Türkiye'nin Avrupa Birliği rotasını dinamitleyen bir tezgaha dönüşmesin. Çünkü terörün de, teröre yardım ve yataklık eden uluslararası çetenin de esas hedefi, Türkiye'nin demokrasi rotasını zaafa uğratmaktır.

Artık çok iyi anlaşıldı ki, uluslararası 'şeytani ittifak'ın ve yerli ortaklarının gerçekleştirdiği vahşi saldırılar, Türkiye'yi demokrasi yolundan döndürmeyi hedeflemektedir. İşte tam da bu yüzden, bu ülkeyi seven herkesin her zamankinden daha çok, 'inadına demokrasi, inadına Avrupa Birliği' diye sesini yükseltmesi gerekiyor.

Eğer "şeytan ittifakı" kazanırsa, bilelim ki hepimiz için kâbus dolu günler başlıyor demektir, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Doğrusu AB kapıları kapanmış, 'Bush-Şaron çetesi'nin eksenindeki bir Türkiye'yi düşünmek bile istemiyorum.

Çünkü bunun anlamı, değişim ve demokratikleşme reformlarının askıya alındığı, bütün politikaların 'güvenlik' esasına göre belirlendiği, insan haklarının hiçbir anlam ifade etmediği daha 'militer' bir Türkiye demektir.


28 Kasım 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED