T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Özürlü çalıştırma zorunluluğu

1475 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesi'nin (A) fıkrasında fiziksel veya ruhsal açıdan özürlü bulunan kişilerin istihdamına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre; işverenler, l999 yılı başından itibaren, 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları işyerlerinde % 3 oranında sakat (özürlü) kimseyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun bir işte çalıştırmakla yükümlüdürler. (6.6.1997 tarihli ve 572 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle İş Kanunu'nun 25. maddesinde yapılan değişikliğe gore %2 olan sakat işçi çalıştırma zorunluluğu %3'e çıkarılmış ve ayrıca 'daimi işçi' olma şartı kaldırılarak çalıştırdıkları tüm işçi sayısının esas alınacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu değişikliğin 01.01.2001 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılmışsa da İş Kanunu'nu değiştiren 24.10.1998 tarih ve 4382 sayılı Kanun'la yürürlük tarihi olarak 01.01.1999 tespit edilmiştir). Aynı il hudutları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenlerin çalıştırmakla yükümlü olduğu sakat sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır. Yani işverenler; aynı il hudutları içerisindeki işyerlerinde elli ve daha çok işçi çalıştırdıkları takdirde % 3 oranındaki özürlüyü, mesleklerine, bedensel, zihinsel ve ruhsal durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. İşverenlerin işyerlerinin farklı illerde olması halinde her ildeki işçi sayısı kendi il sınırları içerisinde değerlendirilmelidir.

Bir işyerinin sakat (özürlü) işçi çalıştırmakla yükümlü işyeri kapsamına girip girmediği, bu işyerlerindeki işçilerin toplamı üzerinden hesaplanmakta, hesaplamada işçi sayısına sakat ve eski hükümlüler ile çıraklar, yani 3308 sayılı Kanun kapsamında bulunan çırak ve meslek eğitim gören öğrenciler de dahil olunmamaktadır. İşyerinde alt işveren (taşeron) bulunması halinde taşeronun işçileri, asıl işverenin işçileri gibi değerlendirilemez. Ayrıca işyerlerinde, 5953 sayılı Basın İş Kanunu'na tâbi çalışanlar da eski hükümlü ve özürlü işçi hesabında dikkate alınmamaktadır. Diğer bir deyişle, çalıştırılacak sakat sayısının tespitinde İş Kanunu'na tabi olarak çalışan işçilerin sayısı esas alınmaktadır. % 3 oranında özürlü sayısının hesaplanmasında yarıma kadar olan kesirler dikkate alınmamakta, yarım ve daha fazla olanlar tama çıkarılmaktadır.

Sakat işçilere tanınan bu haktan, bedensel, ruhsal veya zihinsel özürleri sebebiyle çalışma gücünün en azından % 40'ını kaybedenlerden bir işte çalışmasında herhangi bir sakınca olmadığını sağlık kurulu raporuyla belgeleyen kişiler yararlanabilmektedir. İstihdamda işyerinin işçisi iken sakatlanmış olanlara öncelik hakkı tanınır. Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan sakat işçiler, eski işyerlerine alınmalarını istedikleri takdirde, işveren, bunları boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe o andaki şartlarla başka isteklilere tercih ederek almak zorundadır. Fakat, burada dikkat edilmesi gereken konu, yeniden işe alınan işçinin SSK'na normal sigortalı olarak bildirilmesi zorunluluğudur. Bir işyerinde, SSK'dan malulen emekli olmuş bir işçinin çalıştırılması halinde bu işçinin SSK'dan aldığı malullük aylığının kesilmesi ve tüm sigorta kollarına tabi normal sigortalı olarak bildirilmesi gerekmektedir. Çünkü, SSK mevzuatına göre malullerin hem malullük aylığı alması ve hem de çalışması yasaktır.

Çalıştırılacak sakatların nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri, bunların işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel ve ücret şartları ile Türkiye İş Kurumu tarafından sakatların mesleğe yönetilmeleri, mesleki yönden işverenlerce nasıl işe alınacakları bir tüzükle düzenlenmiştir. 1475 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesi (A) fıkrası uyarınca çıkarılan 'Sakatların İstihdamı Hakkında Tüzük (16.03.1987 tarih ve 19402 sayılı Resmi Gazete)'te fiziksel veya ruhsal açıdan özürlü bulunan kişilerin istihdamına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Sakat işçi alımında öncelik hakkı, o işyerinde çalışırken sakatlığa uğrayanlar ile malullük nedeniyle işten ayrılıp sonradan maluliyeti ortadan kalkan sakat işçilere tanınmıştır. İşveren, gerek bu durumdaki işçileri gerekse diğer sakat işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlamak zorundadır. Diğer bir deyişle, işverenlerin, çalıştırmak zorunda olduğu sakat kimseleri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlaması asıl işlem olmakla birlikte, işyerinin işçisi iken sakatlanmış olanlara öncelik hakkı tanınması da yasal bir yükümlülüktür. İşverenler, kendi işçisi iken sakatlanmış, ancak,işyerinden ayrılmamış bulunanları, Sakatların İstihdamı Hakkında Tüzük'ün 7. maddesine göre işlem yapılmak ve sakat olarak kaydedilmek üzere Kuruma bildirirler.

İşveren, çalıştırmak zorunda olduğu sakat kimseleri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlar. İşverenler, çalıştırmakla yükümlü bulundukları sakatları, yükümlülüğün doğmasından itibaren bir ay içinde niteliklerini de belirterek işyerlerinin bulunduğu bölgedeki Kurum ünitesinden isterler. Kurum, her açık iş için durumu istemde belirtilen koşullara uyan kayıtlı en az iki sakatı, niteliklerini belirten belgeler ve sakatlık raporları ile birlikte on beş gün içinde işverene gönderir. İşverenlik, Türkiye İş Kurumu tarafından, ilgili tüzük hükümlerine göre, her açık özürlü kadrosuna en az iki özürlünün gönderilmesine rağmen, ilgili eksiklerini tamamlamadığı takdirde, ikinci aşamada gönderilen listede yer alanlar arasından seçim yapmak, ayrıca onları bünyece elverişli bir işte çalıştırmak zorundadır.

Kurum aracılığı olmadan sakat kimseyi işe alan işverenler, durumu en geç bir ay içinde kuruma bildirmek ve tescil ettirmek kaydıyla bu tüzük hükümlerine göre sakat çalıştırma yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılırlar. Toplu iş sözleşmelerine sakat işçiler aleyhine hükümler konulamaz. İşyerlerinin temizlik, yemek ve benzeri işlerini yaptırmak üzere anlaştıkları firmalar ile iş ya da hizmet alımına ilişkin imzaladıkları sözleşmelerde özürlü ve eski hükümlü işçi çalıştırılmayacağına dair hükümlere yer verilmez. İşverenler, herhangi bir nedenle hizmet akdi sona eren veya işten ayrılan sakatları, bir ay içerisinde ayrılma nedenleri ile birlikte Kuruma bildirmek zorundadır.

Bu çalıştırma yükümlülüklerine aykırı hareketle sakat işçi çalıştırmayan işverenlere, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 98/C fıkrası gereğince, çalıştırmadığı her sakat işçi ve çalıştırmadığı her ay için 2002 yılında 448.000.000.-TL, 2003 yılı için 712.000.000 TL para cezası verilecektir. Bu tutar her takvim yılı başında, bir önceki yılın 213 sayılı VUK gereğince belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmaktadır.

Bilim Kurulu tarafından hazırlanan Yeni İş Kanunu Öntasarı'sında özürlü işçi istihdamı hakkında yeni düzenlemeler yapılması önerilmekte ve ceza tutarı 300.000.000.-TL tutarına indirilmektedir. Bu konuyu ayrı bir yazıda ele alacağım.


27 Şubat 2003
Perşembe
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED