|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bir futbolsever olarak öncelikle Beşiktaş-Gençlerbirliği kupa maçını zikretmeden geçemeyiz. Ben haftada bir yazdığım için bu gibi olaylar aktüalitesini kaybediyor. Hayır!. Bu maç unutulmaz. Son yıllarda seyrettiğimiz en zevkli en kaliteli maçlardan biri idi; Gençlerbirliği bileğinin hakkı ile kazandı. Futbol yazanlar, yorumcular, hatta yöneticiler Türkiye Kupası'na artık bir angarya olarak bakıyor, "Bu kupa önemini kaybetti, olsa da olur, olmasa da" diyorlar. Federasyon bu endişeyi nazarı dikkate almalıdır. Niçin böyle oldu? Şu sebeple: Efendim eskiden bizim tanıklarımız Avrupa Kupalarında bir varlık gösteremez; birinci, ikinci turda elenir sonra malum tabir ile "Köyümüze dönerdik" Bir nevi kapalı toplum-kapalı ekonomi. Son yıllarda Avrupa Kupaları'nda gösterilen başarılar, hatta Galatasaray'ın bunlardan birini alması, Milli Takımımız'ın dünya üçüncüsü olması çıtayı yükseltti. Türkiye nasıl AB'ye girmek için çaba sarfediyorsa, futbol alanında da artık yüzünü Avrupa'ya dönmüştür. Anadolu takımları da bu yarışa katıldı. Denizli'nin başarısı ortada. Futbol yıldızlarımız Türkiye'yi Avrupada layıkı ile temsil ediyor; ve yıldızlaşan oyuncuların nihai hedefi Avrupa'da oynamak oluyor. Galatasaray ile Fenerbahçe'nin derbi maçına kadar oynadığı futbol "kötü" idi. Derbi öncesi bakalım "iki kötü bir iyi" çıkacak mı, diye sormuştuk. Çıktı. Bu Galatasaray oldu. Fatih Terim'in deyişi ile "kaybolan ruhunu" yeniden yakaladı. İlk devde oynadığı futbol eski Galatasaray'ı hatırlatıyordu. Fenerbahçe ise OğuzÇetin'in tabiri ile "kişiliksiz, silik, korkak" bir oyun sergiledi. Fenerbahçe için şimdi "karar zamanı"dır. Oğuzla devam edilecek mi, edilmeyecek mi? Devam edilecekse "izin teskeresi" yönetim tarafından derhal ilan edilmeli ve Oğuz'a mümkün olan destek verilmelidir. Aynı şey kadroda yer alan futbolcular içinde geçeridir. Kim kalacak, kim gidecek bunun hesabı yapılmalı, gelecek sezonun Fenerbahçesi şimdiden şekillenmelidir. Bakınız Trabzon bunu yaptı. Genç bir takım kurdu ve Sabet Aybaba'ya teslim etti. Samet Aybaba bu genç takımı esas itibarı ile gelecek sezon için hazırlıyor. Sorulan bir soruya "Trabzon brkaç kaliteli takvile ile önümüzdeki yıl şampiyonluğa oynar" dedi. Ve bunun işaretini Beşiktaş maçında verdi. Beşiktaş Lucescu'yu hiç terk etmeyen şansına ve elbette Pancu'ya dua etsin. Beşiktaş bu beraberlik ile girdiği zorlu geçitte ilk yarayı aldı. Umarız Lazio maçından iyi bir netice ile döner; yoksa bu şansın ilanihaye süreceğini kimse iddia edemez. Sahalarda küfür sona ermiyor. Bu kangren olmuş bir mesele. Yine de Ankaragücü maçında İlhan Cavcav'ın yaptığı hareket kendine-tecrübesine-yaşına yakışmadı. Ersun Yanal yoluna devam ediyor ve Gençlerbirliği oynadığı futbol ile bu yılın "en hakimi şampiyon adayı" olduğunu haykırıp duruyor. Ne yazık ki takımı taşıyan El-Saka ile Ahmet Hassan kırmızı kart gördüler.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |