AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
abd

ABD kısaltmasını "abd" şeklinde yazmakla süper bir devleti küçültebileceğimi mi sanıyorum?

Hayır! Fakat simgeler küçüldüğünde böylelikle imgelerin de küçüleceğine işaret etmeye çalışıyorum; zira siyasette küçüklük ve büyüklük esasen simgelerin küçüklük ve büyüklüğüyle mütenasiptir. Simgeleri büyük olanın imgeleri büyük, küçük olanın küçük görünür. Siyasî hakimiyet simgesel hakimiyettir. Siyasette imgelerin gücünü büyütmek simgeleri büyütmekle mümkün olabilir ancak. Keza gücün sürekliliği de simgelerin sürekliliğiyle artar.

Birleşik Devletler kendisine "abd" olarak atıf yapılmasını istemediği için nasıl simgelerini büyültmeyi önemsiyorsa, muhalifleri de aynı şekilde onun simgelerini küçültmek için uğraşıyorlar.

Bunlardan biri de hepimizin bildiği gibi 'kovboy' simgesi...

Dün sözünü ettiğim Virna Banastey'in "Kovboyun Yahudilere yaptıkları" başlıklı yazısı (31 Ocak 2001), bu simgeyi kullanan yazılardan biri.

Biraz yakından kulak verelim, bakalım neler söylemiş:

— "Halktan aldığı oylardan ziyade, mahkeme kararı ile Beyaz Saray'a oturan Amerika Birleşik Devletleri'nin çiçeği burnunda, yeni Başkanı George W. Bush, armalı kovboy çizmeleri ile ilgi çekmeye devam ediyor. Ülke çapında genel oy toplamında rakibinden daha az oy almasına rağmen başkan seçilebilen ilk aday olarak Amerikan tarihine geçen Bush, daha birçok ilke imza atacak gibi gözüküyor.

"Hükümette ilk kez bir zenciye görev veren Cumhuriyetçi başkanın yönetiminde birçok azınlık grubunun temsilcisi de yer alıyor. Afro-Amerikan, Hispanik, Asyalı-Amerikan gibi azınlıkların temsil edildiği hükümette, daha önceki hükümetlerin aksine hiç Yahudi bulunmuyor. Özellikle bir önceki Clinton yönetiminde yer alan Yahudiler'in sayısı göz önünde bulundurulduğunda, bu durum daha çarpıcı ve dikkat çekici bir hale geliyor.

"Bugün Amerika'nın sosyal yaşantısında Yahudiler demografik açıdan en aktif grubu oluşturuyorlar. Ekonomide üst düzey pozisyonlara sahip olan Yahudiler ayrıca akademik alanda, medyada ve yerel yönetimlerde de önemli yerlere sahipler. Amerikan ekonomisine, kültürüne, sanatına ve teknolojisine kattıkları, nüfusa oranlarından çok daha fazla. Kısacası, beyin ve akıl gücünün en önemli kaynaklarından biri olarak gösteriliyorlar. Bütün bunlar göz önüne alındığında Bush yönetiminin Yahudiler'e yaptığı 'saygısızlık' açıklanamıyor."

Ne ilginç değil mi? Bush iktidara gelince demografik açıdan en aktif grup olan Yahudiler'i yönetimden dışladığı için saygısızlık yapmış olmakla suçlanıyor.

Acaba sebebi ne ola ki? Yazarımız şaşırtıcı bir neden gösteriyor:

— "Tek açıklama olarak George W. Bush'un 'alışkanlıkları' gösterilebiliyor. Daha doğrusu, Yahudiler'e alışık olmaması. Bush Jr. hükümetinin ve danışmanlarının büyük bir kısmını yakın arkadaşlarından ve tanıdıklarından oluşturdu. Ancak, maalesef, Teksaslı başkanın çevresinde hiç Yahudi bulunmuyor."

Yazarımız, Bush ve ekibini neredeyse "anti-semitist" ilan edecekken ona biraz süre vermeyi yeğlemiş gibi görünüyor.

— "George Bush'un alışkanlıkları, ABD'nin dış politikasına, özellikle Ortadoğu politikasına da yansıyacakmış gibi gözüküyor. İlk olarak, Ortadoğu Özel Temsilcisi atamayacağını açıklayan yeni yönetim bu bölgedeki olayları uzaktan seyretmeyi tercih edeceği mesajını verdi. Bu durum, İsrail için düşündürücü olsa da, henüz endişelendirmeyi gerektirmiyor. Çünkü meclisteki çoğunluğa çok ufak bir farkla sahip olan başkan, Senato'da azınlıkta..."

İki yıl sonra durumun ne hale geldiğini şimdi Taha Kıvanç'tan okuyalım:

— "Kendilerinden 'Kabalist' diye söz ettiği kişiler Amerikan yönetiminde yer alanlar. Onları da isim isim zikretmiş Dalyell: Jewish Institute for National Security Affairs (JINSA) örgütünün adamları: Savunma bakanlığından Paul Wolfowitz, Richard Feith, Richard Perle, Ken Adelman, dışişleri bakanlığından John Bolton, Elliot Abrams, Bush'un basın danışmanı Ari Fleicher... Dalyell, "ABD politikalarını bunlar belirliyor" iddiasında..." (6 Mayıs 2003)

Gerçekten de "Teksaslı başkanın çevresinde hiç Yahudi bulunmuyor" mu idi? Bu doğruysa şimdikiler nereden ve ne zaman çıktı?

Bu suale mukni bir cevabın sadece Taha Kıvanç'tan gelebileceğini sanıyorum.

Görmüyor musunuz ben şimdiden yoruldum!


11 Mayıs 2003
Pazar
 
DÜCANE CÜNDİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED