AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M
'Ankara ayrımcılık yapmayı bıraksın'

ATİB Onursal Başkanı Musa Serdar Çelebi, "Ankara, daha genel bir ifadeyle devlet, meselelere ideolojik yaklaşıyor. Bir bakış problemi var. Sıkıntının kaynağı burada" dedi.

  • HAMDİ ATEŞ, ANKARA
    Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç'ın Avrupa'daki Türk derneklerini tek çatı altında toplamak için yaptığı faaliyetler tartışmalara neden olurken, Kılınç'ın Almanya'da düzenlediği toplantıya davet edilmeyen Avrupa Türk İslam Kültür Dernekleri Birliği (ATİB) Onursal Başkanı Musa Serdar Çelebi, böyle bir anlayışla bütünlüğün sağlanmasının mümkün olmadığını söyledi. Çelebi, "Ankara, daha genel bir ifadeyle devlet, meselelere ideolojik yaklaşıyor. Bir bakış problemi var. O bakan kişi daha işin başında bazılarını kendine dost-mavi kuvvetler olarak, bazılarını da kırmızı kuvvetler olarak görüyor. Sıkıntının kaynağı burada" diye konuştu. 1987 yılında ATİB'in kuruluşuna öncülük eden ve 12 yıl bu kuruluşun başkanlığını yürüttükten sonra 'onursal başkan' görevine getirilen Çelebi, Avrupa'daki Türk derneklerinin durumunu, son dönemdeki gelişmeleri ve Avrupa'daki Türkler'in Türkiye'den beklentilerini Yeni Şafak'a anlattı.

    Ayrımcılıkla birlik olmaz

    "Ben çeyrek asırdır Avrupa'dayım. Bugüne kadar nice akıl almaz olaylar ve gariplikler yaşadım. Son gelişmeler karşısında da şaşırmadım, ama üzülmemek elde değil" diyen Çelebi, şöyle devam etti:

    "Siz ortaya çıkıp 'Avrupa'daki tüm kuruluşlar tek çatı altında toplanmalı' diyor ve bu amaçla toplantı düzenliyorsunuz, fakat bazı sivil toplum kuruluşlarını bu toplantıya davet etmiyorsunuz. Bunun sebebi sorulduğunda da 'adında İslam var, dinci kuruluş' yakıştırmaları ileri sürüyorsunuz. Mesela adınız 'Diyanet İşleri Türk İslam Birliği' olunca iyi oluyor da 'Avrupa Türk İslam Birliği' olunca iyi olmuyor. Bunlar çelişki değil mi? Birlik beraberlik bu yaklaşımla sağlanabilir mi? Ne yazık ki, bu ayrımcı tavrı her uygulamada görmek mümkün. Devletin maaşını verdiği din görevlileri o Türk İslam Birliği'nin açtığı camilere gönderilir; ama sen gider din görevlisi istersen, görevli değil cevap bile verilmez. O kuruluş bir toplantı yaparsa başkonsolos ona katılır, sen yaparsan derinden gelen bir ses 'hayır' dediği için katılmaz, katılamaz. Şimdi herhalde Avrupa'da neden istenen birlik bütünlük gerçekleşmiyor, herhalde daha iyi anlaşılmıştır."

    Devletin bakış problemi var

    Ankara'nın meselelere 'ideolojik' baktığını savunan Çelebi, şunları söyledi: "Ankara, daha genel bir ifadeyle devlet, meselelere ideolojik yaklaşıyor. Bir bakış problemi var. O bakan kişi daha işin başında bazılarını kendine dost-mavi kuvvetler olarak, bazılarını da kırmızı kuvvetler olarak görüyor. Sıkıntının kaynağı burada.

    Avrupa'da aynı zamanda dini hizmet veren kuruluşların, mesela ATİB'in Türkiye'deki laik rejimi koruma veya yıkma gibi bir amacı yok. Adımızdaki Türk-İslam, çocuklarımıza kazandırmak istediğimiz Müslüman Türk kimliğini simgeliyor. Dini hizmetlerimizin tek amacı da Avrupa'daki çocuklarımıza kendi dinlerini öğretmek, onları misyonerlerin kucağına terketmemektir. İnsanlarımıza topluca ibadet edecek mekanlar hazırlamak ve böylece manen de diri olmalarını sağlamaktır. Anadili ile birlikte İslam'ı öğrenen çocuklar toplum içinde daha kişilikli, daha başarılı, daha hoşgörülü ve dolayısıyla daha uyumlu oluyorlar. Şimdi siz bunları gözardı ederek ve sayıları bini geçmeyen marjinal grupları göstererek, Avrupa'daki Türk sivil kuruluşlarının dini hizmetlerini irticai faaliyetler olarak değerlendirirseniz, hiçbir yere varamazsınız.

    Avrupa'daki Türkler'in tek dileği Türk devletinin güçlü, milletimizin mutlu olması ve her zaman o güçlü Türkiye'yi arkalarında görmek, Avrupa'da bu gururla yaşayabilmektir. Başka birşey gerekmez."

    Avrupa'da Türk diasporası kuruldu

    Avrupa'daki tüm Türk kuruluşlarının birbirleriyle işbirliği ve güç birliği yapmalarının Avrupa Türkleri'nin en önemli gündem maddesi olduğunu ifade eden Çelebi, Bulgaristan ve Romanya'nın da katılmasıyla Avrupa Birliği sınırları içindeki Türk nüfusunun 7 milyonu bulacağını söyledi. Çelebi, "Görülüyor ki, mesele sadece Türkiye'den Avrupa'ya göçen Türkler'in temsili meselesi değil. Sayıları 4 milyonu bulan Batı Avrupa ülkelerine yerleşmiş Türkler, fiilen artık bir 'Türk Diasporası' oluşturmuş durumdalar" dedi. Çelebi, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Bu fiili durumu, Türk azınlıkları da dikkate alarak, Avrupa'daki tüm Türkler'i temsil edebilecek resmi bir platforma dönüştürmek gerekiyor. Tüm Türk dernek ve vakıflarını tek bir kuruluş etrafında toplamak mümkün olmayabilir, ama tüm Türk kitle kuruluşlarının adil olarak temsil edileceği bir konfederasyon gibi çalışacak bir çatı organizasyonu meydana getirmek mümkündür. İhtiyaç olan da budur. Kuruluşunda ATİB'in de öncülük ettiği ve çok sıyadaki Türk kitle kuruluşunun üyesi olduğu Almanya Türk Vatandaşları Konseyi (RTS) çok önemli bir modeldir.



  • 11 Mayıs 2003
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED