|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
9 Mayıs tarihli gazetelerin bir bölümünün gayreti ve himmetiyle bir "gerçek" daha ortaya çıkmış bulunuyor: Mevlana gelince babasının ayağa kalktığı gerçek değilmiş! Aslında bu işte gazetelerin pek bir suçu yok da denibilir. Bizi ve Mevlana Müzesi'ni bu "gerçek"le tanıştıran müze müdürü Dr. Erdoğan Erol'un sekiz yıl süren araştırmasının sonucu.. Doğru, gazeteler Konya'da şimdiden önemli bir polemiğe yol açmış olan bu araştırmayı aktarmakla yetinmişler ama, bir efsanenin ""Efsane yersiz çıktı" başlığıyla verilmesi de epeyce yadırgatıcı değil mi? "Oğlu Mevlana yanına gömülünce babası ayağa kalktı" efsanesi, adı üzerinde zaten bir efsane olduğundan dolayı "yerli" ya da "yersiz" çıkması zaten mümkün mü? Müze müdürünün araştırması ortaya şu sonucu çıkarmış: Kanuni Sultan Süleyman, Mevlana ve oğlu Sultan Veled için mermerden yeni bir sanduka yaptırınca, üzerinde Kur'an-ı Kerim'den ayetlerin yazılı olduğu ve ahşap sanduka işçiliğinin de değerli bir örneği olmasından dolayı, yer darlığından, eski sandukanın Mevlana'nın babasının mezarının başına dik olarak konulmasını emretmiş. İşte böyle... Konya'ya gidip müzeyi ziyaret edenlerin zaten bir "efsane" olarak dinleyip tanık oldukları bir efsanenin de böylece sonu gelmiş oluyor... Bize sorarsınız, "Ne yazık!" deriz. Bugüne kadar kimsenin işin aslını kurcalamadan bir "efsane" olarak sevip büyüttüğü bir hikaye de böylece "bilimsel araştırmalar"ın tartışılmaz gücü tarafından ortadan kaldırılmış oluyor... Demek "hayatta en hakiki mürşit"in "bilim" olduğuna bu derece inanır hale geldik... Ancak bu gelişmenin şu tehlikeli yanı da var: Eğer Konya'daki bu araştırma örnek alınıp Türkiye'deki "efsaneler"in tamamı "bilimsel" açıdan gözden geçirilmeye başlanırsa, elimizde hiçbir "efsane"nin kalmamasından korkarız! Hangileri mi? Hangisi değil ki! Bu olaya ilişkin iki ilginç gelişmeyi de aktaralım: Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Orhan Çeker, "Devlet yetkilileri bugüne kadar tamamen bu işin dışında kaldı. Rivayeti ne doğruladı ne de yalanladı. Arkasında bir art niyet aramak istemiyorum ancak yine de zihinlerde yetkililerin sessizliği kuşku yaratıyor" demiş. Açıklama çok ilginç değil mi? Profesöre kalsa, "efsaneler"in doğruluğu ya da yanlışlığı için bile "devlet yetkilileri"ne danışacağız! TÜRSAB Bölge Yürütme Kurulu Başkanı Bekir Şahiner ise şöyle konuşmuş: "Böyle bir olayın rivayet olduğu kanıtlansa bile açıklanması ve gündeme gelmesi yanlış. Yanlış bir rivayet de olsa bu sayede yılda 1.5 milyon turist çekiyoruz. Bunun ortaya çıkması turizme zarar verir. Yetkililer bunları gözönünde tutmalı." Bu da doğrusu, efsanelere fazlasıyla "faydacı" bir bakış! Herhalde en iyisi, Bakanlar Kurulu'nun bir an önce toplanıp, "Mevlana gelince babası ayağa kalkmıştır. İşte bu kadar!" şeklinde bir genelge yayınlamasıdır.... Ama herşeyden önce şunu düşünün: Bir toplum "efsaneler" olmadan yaşıyabilir mi? Toplum olarak "pozitivizm" efsanesine bu derece mi kapıldık?! Sizi bilmem ama ben müze müdürünün araştırmasının sonucuna aldırmayıp, yolum Konya'ya düştüğünde söz konusu sandukayı yine "ayağa kalkmış" olarak temaşa edeceğim... Bu meselede de "bilimsel bilgi" varsın eksik olsun!
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |