AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Zeytinyağı gibi üste çıkmak

Zeytinyağı gibi üste çıkmak diye buna denir. Topuyla tüfeğiyle, ağır silahıyla uçağıyla üç hafta bir ülkeyi ateşe verdiler. Binlerce cana kıydıktan sonra o ülkeyi işgal ettiler. Bu harekata 'Meclis'inin kararıyla yeşil ışık yakmayan üstelik de müttefik saydıkları ülkeme, "siz hata ettiniz bizden özür dilemelisiniz" açıklamasını yaptılar.

Hem suçlu hem güçlü diye buna denir işte.

ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz, Türkiye'nin demokratik modelini çok takdir ediyormuş ama düş kırıklığına uğramış, çünkü Türkiye Irak'ın özgürleştirilmesini zorlaştırmış. Bunları duyunca, adam bunları ayık kafayla mı söyledi yoksa çakırkeyf miydi diye bir soru geliyor insanın aklına ister istemez.

Hem demokrasi modelini beğeniyor hem de demokratik bir kararla kabul edilmeyen ikinci tezkereden dolayı hayal kırıklığına uğruyor. Yani aslında demokrasiniz bize hizmet ederse makbuldür demeye getiriyor beyefendi. Hızını alamıyor, Türkiye'yi "hata yaptık özür dileriz" demeye davet ediyor.

İşte buna bu ne perhiz bu ne lahana turşusu denir. Bir defa siz Irak halkını özgürleştirmediniz, Irak'ı işgal ettiniz. Hem de sudan bahanelerle. Hani nerede kitle imha silahları ve hani nerede Saddam? Üstelik binlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep oldunuz ve en büyük hatayı siz yaptınız. Eğer özür dileyecek biri varsa ABD aynaya bakmalıdır. Çünkü kendisinden başka hata yapan yoktur. ABD çıkıp "biz kitle imha silahı var demiştik ama yokmuş, özgürleştirecektik ama işgal ettik, bu işgale ortak olmayıp 1 Mart'ta tarih yazan TBMM'nin demokratik kararını hata olarak değerledirerek en büyük hatayı biz yaptık özür dileriz" demesi gerekirken hem suçlu hem güçlü mantığıyla Türkiye'yi sömürge ülkesi mesabesine indiren Wolfowitz ne diplomasi ne siyaset ne mantık ne de etik değerlerle bağdaşmayan bir tavır sergilemiştir.

ABD Dışişleri'yle Savunma Bakanlıkları arasındaki söylem farklılığı eğer bir fikir ayrılığıysa bunu anlayabiliriz. Ama bu söylem ABD'nin resmi görüşünü yansıtıyorsa, ABD de büyük bir yanılgı ve hata içine düşmüş demektir.

Biz ABD yönetimindeki güvercinlerle şahinleri biliyoruz. Wolfowitz'in ve ekibinin hangi lobinin etkisi altında kaldığını da biliyoruz.

Ama bu ekibin bağımsız ve demokratik bir devlet olan Türkiye'ye karşı geliştirdiği bu son tavrın mantığını yadırgıyoruz.

Hele Wolfowitz'in, "Türkiye'nin İran ve Suriye ile girdiği ilişkiler, tamamen bizim izlediğimiz politika ile uyumlu olmalıdır" diyecek kadar ileri gitmesi ülkemize bakış tarzlarını açıklaması açısından çok önemlidir. Çünkü bu bakış Türkiye'yi sömürge olarak görme bakışıdır. Komşularıyla ilişkileri belirlerken elbette köklü bir gelenekten gelen bu devlet müttefiklerinin hassasiyetini gözardı etmez. Ama bu şekilde buyurgan bir tavırla Türkiye'ye karşı müttefik değil de sömürge gibi bakılırsa bu bakışlar antiamerikanizmi körüklemekten başka bir işe yaramaz.

Biz Wolfowitz'in ne demek istediğini çok iyi anlıyoruz aslında.

Wolfowitz ve ekibi Irak'ı Filistin'e çevirecek (bunu ikinci İsrail modeli diye yorumlayanlar da var) kimi etnik gruplara bağımsız devlet kurdurmak ve Irak'ın toprak bütünlüğünü ihlal etmek gibi bir formül tasarlıyor. Bu formüle Türkiye karşı çıkıyor. Hatta savaş sebebi sayılacağını daha önce açıklamıştı. Türkiye'nin yanısıra bu formüle İran ve Suriye de karşı çıkıyor.

Wolfowitz tasarladığı formüle engel gördüğü için de Türkiye'nin Suriye ve İran'la temaslarından rahatsız oluyor.

Ayrıca, Wolfowitz bizdeki kimi yazarlar aracılığıyla Türk kamuoyuna, "Irak halkı Türkler'i sevmez " mesajı da gönderiyor. Dünkü Amerikalı bin yıl birlikte yaşadığımız Irak halkını bize öğretmeye kalkışıyor. Yani iki toplum arasına fesat ve nifak tohumu saçmaya çalışıyor..

Bizden özür bekleyen Wolfowitz'in her cümlesi ayrı bir hata ve her cümlesi Türk kamuyondan özür dilenmesi gereken ayrı bir gaf maalesef.

Türkiye devlet olarak, millet olarak ve Meclis olarak kimseden özür dilenecek bir hata yapmamıştır. Asıl özür dilenecek hataları bizzat Wolfowitz'in kendisi yapmıştır.

Evet evet biz AB'ye mutlaka girmeliyiz.


11 Mayıs 2003
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED