|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İslam tarihinde bir Haccac-ı Zalim varmış... Esas adı da "Haccac bin Yusuf es-Sakafî" imiş... Halka karşı çokca şiddet ve baskı uygularmış... Yönetiminden bıkan halk da: "-Hz.Ömer gibi niye adil olmuyorsun?" diye sorulunca, verdiği cevap çok ilginçti: "-Siz bana, onun dönemindeki insanları getirin, ben de onun yönetimindeki gibi size davranayım. Siz, zulme müstahaksınız ki, Allah benim gibi birini başınıza musallat etti." Değil mi ki, Cenab-ı Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, bu durumu veciz bir şekilde ifade buyurdular: "- Nasılsanız, öyle idare olunursunuz." diye... Bugün, SP'nin Birinci Olağan Kongresi var. "Yeniden Büyük Türkiye" sloganını görünce dalıp gittim, yıllar öncesine.. "Millî Görüş"ün genç beyinleri... Malik Akbaş'lar, İlyas Tonkuş'lar, Ali Soylu'lar... Ya "Millî Görüş"ün ilk yolcuları, ilk eylemcileri?... Rahmetli Kemal Şadoğlu, Abdullah Tomba, Dr. Fehmi Cumalioğlu, Lütfî Göktaş'lar neredeler?.. (Daha niceleri... Rahmetle anıyoruz.) Haziran l977 seçimleri... Biz de gençler arasında, aday oluyoruz Trabzon'dan... Trabzon'da "Millî Görüş"ün öncülerinden Süleyman Barutoğlu merhumun oğlu Cengiz Barutoğlu ile çalışıyoruz. Sevgili Cengiz, listenin ortalarında...Biz ise," zurnanın son deliği"nde siyasete soyunmuşuz. Uzungöl'de (yani Şerah/ Şehrah'ta) merhum Lütfî Göktaş'la propagandaya gitmişiz. Merhum az ve öz kunuşurdu. Adalet Partisi ile MHP'yi kast ederek: "-Bunlar, at ve kurt kavmi gibidir. Helak olacaklar. Sakın oylarınızı onlara vermeyiniz." derdi. (Rahmetli Ad ve Semud kavimlerini kast ederlerdi.) Sonra misafir olmuştuk, Hacı Mustafa Genel'e... Hakikî "alabalık"ları onun evinde ikram etmişlerdi. Bir gün de -program gereği- Araklı'nın Dağbaşı nahiyesine gitmiştik. "Militan" CHP'liler (Şimdiki CHP'li Yaşar N.Öztürk'ün ataları) bir avuç MSP'liye, benim yüzümden nerede ise bir ton sopa atacaklardı da, zor kurtulmuştuk. Bir akşam vakti sıralamada sonları örtenlerden olan M.Nuri Karaman'la Beşköy'den kopup gelen ve Sürmene'den denize dökülen Mahano Deresi kenarında peynir-ekmek yiyip, sırt üstü çimenlere yatarak, sigaralarımızı tüttürerek, "Millî Görüş iktidarı" için kurduğumuz hayallerin, ne zaman "gerçek" olacağı günlerin ardından çeyrek asır geçti. Ve o zamanlar , "Millî Gazete"de yazılar yazan "muhacir dost" Selahaddin Eş yazdığı yazıda: " Yat uzan, Trabzon'da mebusluk kazan!" diye sıralamayı hicvediyordu. Birkaç yıl sonra da 12 Eylül oldu. Merhum Rüştü Aşıkkutlu'nun Çufaruksa'daki cenazesinden geliyorduk. On gün sonra "ihtilalin lideri" olacak olan Evren Paşa: "-Erbakan nerede, niçin 30 Ağustos kutlamalarına katılmadı? Karşısında mı, yoksa yanında mı?" diye sorunca, Trabzon Havalanı'nda basına gereken cevabı vermiş Muhterem Erbakan: "-Biz, 30 Ağustos'un tam ortasındayız." diye... Fakat, oniki gün sonra, ihtilal oluyor ve diğer liderlerle beraber Erbakan da gözaltına alınıyordu. Millî Gazete'nin o zaman ki sahibi M.Karahasanoğlu ile Topkapı'daki tesislerden "gözaltı"nda olan Hoca'ya telefon acıp, hal-hatırını, bir ihtiyacı olup olmadığını soruyoruz. Aradan yıllar geçiyor, RP kuruluyor, 87'de tekrar siyaset sahnesinde... Sonra birinci parti... Başbakan ve 28 Şubat esintileri... Balans ayarları dönemi başlıyor... Şimdi ise tekrar SP'nin başında... Tekrar "Yeniden Büyük Türkiye" için diriliş emareleri... İnşaallah, ipler gerilmez de, bu yolda herkes lâyık olduğu düzene kavuşur...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |