AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Terör, dayatma ve yoksulluktan kaynaklanır

New York Amerika'nın bütün dünyanın gözlerini kamaştıran ekonomik çekim merkezi. Dünyada ürün, hizmet ve bilgi üretmenin standartlarını Amerika belirliyor. Amerika 300 milyona yakın nufusuyla dünyadaki toplam üretimin yüzde otuzunu gerçekleştiriyor. Amerika Avrupa'nın toplamına eşit bir ekonomik güçe sahip. Ayrıca dünyada hiçbir ülke Amerika'nın askeri gücüyle başa çıkamaz.

New York'un simgesi, Challenger gibi, göklere meydan okuyan "Dünya Ticaret Merkezi"nin ikiz kuleleriydi. Onlar Amerika'nın çağdaş piramitleriydi. Amerikalılar Mısır'ın piramitleri gibi, onların da Kıyamet'e kadar ayakta kalacaklarını bekliyorlardı. New York'a "11 Eylül 2001"de yapılan intihar saldırısı, Amerika'nın rüyasını, bir kabusa çevirdi. New York'a gökten yağmur gibi, korku, dehşet ve ölüm yağdı.

New York'a yapılan intihar saldırısı Amerika'da olduğu kadar İslam dünyasında da bir dönüm noktası oldu. Amerika bütün dünyayı tehdit eden, gerçek düşmanın baskı ve şiddetle ayakta duran dayatmacı rejimler olduğunun bilincine vardı. Amerika son yıllara kadar İslam dünyasındaki demokratik yönetimlere hiç destek olmadı. Türkiye'deki darbeciler, seçimle gelmiş yönetimleri iktidardan uzaklaştırırken, Amerikalı yöneticileri hep yanlarında buldular.

Amerika gibi, Avrupa da İslam dünyasındaki demokratik hareketlerin hep karşısında oldu. Cezayir'den milyonlarca insanın hayatını karartarak çekilen Fransa, demokratik yöntemlerle seçilenlere karşı darbeci generalleri destekleyerek, bütün bir ülkeyi terör ve şiddete boğdu. Cezayir'in Avrupa destekli askeri yönetiminde, yüzbinlerce suçsuz insan hayatını kaybetti, hala da kaybetmeye devam ediyor.

Amerika ve Avrupa elbirliği ederek, İslam ülkelerindeki demokratik hareketlerle birlikte İslami gelişmelere de büyük darbe vurdu. İslam dünyasının hiçbir ülkesinde Batı standartlarında bir demokratik yönetim yok. Demokratik tecrübede Avrupa ülkelerinden geri kalmayan Türkiye bile, demokrasisindeki asker gölgesini gideremez. Elli yıllık çoğulcu demokratik yönetimde dört darbe yaşandı. Türkiye'deki dayatmacı anlayış yüzünden, ülke terör ve yoksulluktan kurtulamıyor. Dayatma terörü, terör yoksulluğu besleyip büyütüyor.

Bütün dünyada olduğu gibi, İslam dünyasında da yeni bir dönem başlıyor. Artık İslam dünyasının hiçbir ülkesinde değişmez ve değiştirilemez devlet, parti ve kurum başkanlarına yer yok. İslam dünyasının, Batı ülkelerindeki demokratik yönetimleri yakalayıp aşabilmesi için, herşeyden önce, değişmez liderlerinden kurtulmaları gerekir. Yöneticilerinin değişmediği bir ülkede, ekonomik, siyasal ve kültürel yapıyı değiştirmek mümkün değildir.

Demokrasinin en önemli erdemi, seçimlerle yönetimlerin değişmesine yol açmasıdır. Seçimlerle yöneticilerin değişmediği bir ülkede demokrasiden söz edilemez. İslam dünyası Emevilerle başlayan babadan oğula geçen aşiret yönetim ve kavgasını bırakarak, İslamın ilk yıllarındaki liyakate dayalı seçim yönetimini yeniden üretmelidir. Başta Türkiye olmak üzere hiçbir İslam ülkesi geleceği, seçime dayanmayan demokrasi dışı yönetimlerde aramalıdır.

Amerika ve Avrupa geçmişte olduğu gibi, dayatmacı yönetimleri desteklerse, terörü Doğu'dan Batı'ya taşır. New York ile Brüksel arasında fark yoktur.


14 Mayıs 2003
Çarşamba
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED