AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Geçmiş olsun...

Bölgeyi iyi bilenlerden oluşan uluslararası bir Meclis'te, "ABD'nin demokrasi aşkı" üzerine söz etmek isteyen herkes, "İşte gördük, Türkiye'de demokrasi aleyhine geliştiği halde, Washington hoşgörülü davrandı" örneğini verdi. Bir, iki, üç... Sonunda dayanamayıp, "Dört gün öncesine kadar bu dediğiniz doğruydu ama" dedim, "Wolfowitz, askerlerin yeterince liderlik yapamadığına dair bir mülâkat verdi, bu tablo değişti..."

Wolfowitz'in dediğini öğrenmek için yanıma sokulan biri, 'asker' ile ilgili sözleri duyunca güldü... Onun sayesinde, dünyayı yöneten ekibin ilk beşi içinde yer alan Paul Wolfowitz'in defterini yeniden karıştırma imkânı buldum. Wolfowitz, Johns Hopkins Üniversitesi'nde dekanlık yapmıştı, ama ondan önce çeşitli devlet görevleri var... Bunlardan biri de, ABD'nin Cakarta/Endonezya büyükelçiliği (1986-1989).

Dikkatim uyanıp aranmaya başlayınca karşıma çıkar; bu defa da öyle oldu. Wolfowitz'in dekanlığını yaptığı üniversitede uygulamalı ekonomi profesörü Steven Hanke, "Wolfowitz'in rejim değiştirme merakının ilk örneği Irak değil" teziyle karşıma çıktı. Prof. Hanke'nin Wolfowitz ile bir ortak noktası daha var: Wolfowitz'in dışişleri bakan yardımcısı olarak ismini ilk duyurduğu Ronald Reagan dönemi Beyaz Saray'ında Prof. Hanke de görev yapmıştı; başkanın ekonomi danışmanı olarak...

Wolfowitz'i iyi tanıyan biri Prof. Hanke... Şöyle diyor: "Saddam'ın devrilmesinin ABD'nin yeni bir politikası olduğuna inanıyor bazıları; oysa, rejim değiştirme fikri ve kullanımı yeni değil. Paul Wolfowitz ve onunla aynı çizgide düşünen küçük bir grup 'rejim değiştirme' fikrini epey önce kafalarına koydu. Irak diktatörü o politika sonucu devrildi, ama ilk o değil. ABD 'gayr-ı meşru' olduğu kanaatine vardığında Filipin devlet başkanı Ferdinand Marcos'un da gitmesi gerekmişti. 1986 yılında, Marcos'un düşüşünü planlayan, o sırada dışişleri bakan yardımcısı koltuğunda oturan Wolfowitz'di..."

Rejim değiştirme saplantısı Filipinler'le sınırlı görünmüyor Wolfowitz'in. Hanke, "Endonezya'daki Suharto rejimi değişiminin de mimarı" diyor onun için... Wolfowitz, 1980'lerin sonlarında büyükelçilik yaptığı Cakarta'da, Suharto rejiminin devrilmesinin zamanı geldiği görüşüne varmış; "1986-89 döneminde onun ektiği tohumlar" diyor Hanke, "Yıllar sonra Suharto'nun sonunu getirdi."

Biliyorum, böyle durumlarda insanın içinden geçen ilk his "Atıyor" ya da "Abartıyor" tepkisi olur. Uygulamalı ekonomi profesörü böyle bir tepki alacağının farkında, "Endonezya'da olup bitenin yakın tanığıyım" diyor böyle düşünecekleri ikna için... Anlattıkları, içinde İstanbul'un adı geçtiği için de önemli...

"1998 Ocak ayı sonunda, Boğaziçi Üniversitesi'nde bir dizi konferans vermiştim. Bir akşam, eşimle birlikte İstanbul Çırağan Palace Oteli'nde dinlenirken, acele bir mesaj ulaştırdılar. Başkan Suharto Cakarta'ya gidip kendisini ziyaret etmemi istiyordu." Cakarta'ya gittiğinde, Suharto, Hanke'nin kendisine ekonomi danışmanı olmasını teklif etmiş...

Bundan sonra anlattıkları bizim birkaç yıl önce yaşadığımız ekonomik kriz sürecini andırıyor: "1997 Asya krizi Endonezya'yı fena vurmuştu. Krizi sona erdirmek için IMF devreye girdi ve standart reçetesini dayadı. 2 Temmuz 1997 tarihinde para birimi rupi dalgalanmaya terk edildi. Sonuç felâketti. Rupinin değeri düştü, enflasyon tavana vurdu ve ekonomik kaos durumu ortaya çıktı."

IMF, Endonezya'ya tavsiye ettiğinin tam tersi bir reçeteyle kapımıza dayanmıştı galiba. IMF reçetesiyle içine düştüğümüz ekonomik kaostan ancak dalgalı kurla kurtulabildik.

Önemli olan Hanke'nin Endonezya gözlemleri. "Suharto Bulgaristan ve Bosna hükümetlerine danışmanlık yaptığımı biliyordu. Oralarda para kurulları oluşturulmasına yardım etmiştim. Kendi paralarını döviz rezevleriyle destekleyip bir de sıkı kur politikasını benimsediklerinde kriz bıçakla kesilmiş gibi bitmişti."

Hanke, Bulgaristan, Bosna ve Endonezya'da uygulanan reçetenin güçlü destekçileri olduğunu belirtiyor: "Para kurulu teklifi Gary Becker, Rodiger Dornbusch, Milton Friedman, Robert Mundell ve Sir Alan Waters gibi Nobel ödüllü iktisatçıların desteğine sahipti." Buna rağmen saldırmışlar. Dönemin ABD başkanı Bill Clinton ve IMF başkanı Michel Camdessus, "O reçeteyi terk et, yoksa 43 milyar dolarlık yardımı alamazsın" demişler Suharto'ya... "Endonezya için önerdiğim reçete neden böylesine şiddetli bir tepkiyle karşılandı?" diye kendi kendine sormuş Prof. Hanke.

Sorunun cevabını romancı Merton Miller'in Christian Science Monitor gazetesine verdiği mülâkatta bulmuş: "ABD Suharto'yu devirmek istiyor, reçete o planı bozacak; para kurulunun rupiyi ve Endonezya ekonomisini istikrara kavuşturacağını, bunun da Suharto'yu iktidarda tutacağını Amerikan Hazinesi biliyor..."

"Romancıların hayali geniştir, söyler" mi dediniz? Prof. Hanke, biri Avustralya başbakanı Paul Keating diğeri ABD eski dışişleri bakanı Lawrence Eagleberger olmak üzere iki de tanık gösteriyor. Keating, "ABD Hazinesi ekonomik krizi Suharto'yu devirmek için kullandı" demiş. Eagleberger'in dediği de şu: "Suharto bizim desteğimizle Suharto'yu devirdi."

Biz galiba ucuz kurtulmuşuz. Yoksa Wolfowitz'in dilinin altında bu mu vardı?


14 Mayıs 2003
Çarşamba
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED