AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Demokratik Irak, kanlı Ortadoğu!!

Değerli meslektaşımız Hasan Cemal işgal sonrası durumu gözlemlemek amacıyla geçenlerde Irak'a gitti. Sayın Cemal oradaki izlenimlerini günlerce kendi gazetesi Milliyet'te çok detaylı bir şekilde anlattı. .Ancak Sayın Cemal geçtiğimiz perşembe günü kendi köşesinde bence en önemli tesbitini yapıyordu.

Önemli olduğu ve tümüyle katıldığım için yazının büyük bölümünü aktarıyorum.

………

''Amerika Saddam'ı savaşla niçin yıktı, Irak'ı niye işgal etti?

Bu soruyu iki hafta boyunca Irak'ta birçok kez sordum. Yanıtların özeti genellikle aynıydı:

Birincisi, petrolün üstüne oturmak için.

Bağdat'ta yağmaya dur demeyen Amerikalılar'ın ilk iş olarak Petrol Bakanlığı'nı korumaya almasını düşünün.

İkinci olarak da İsrail'in güvenliği için Irak'ı işgal etti Amerika.. Demokrasi falan değil dertleri.. Jeopolitik haritayı kendi petrol çıkarlarıyla İsrail'in askeri güvenliğini sağlamak için değiştirmek istiyor Amerika..

Petrol ve İsrail!

Amerika ve savaş deyince, yalnız sokaktaki adam değil, üniversitedeki öğretim üyesinden öğrencisine, işadamından devlet memuruna kadar birçok Iraklı'nın aklına petrolle İsrail geliyor.

Tersine dönebilir mi bu ?

Amerika değiştirebilir mi bunu ?

Saddamlı yıllar boyunca savaşa, silahlanmaya harcanan olağanüstü petrol zenginliğinin bundan sonra Irak'ın kalkınması ve yaraların sarılması için harcanacağını öncelikle göstermesi gerekiyor Amerika'nın..

Bu belki daha kolay..

Güç olana gelince..

İsrail ve Yahudi konusu..

Amerika eğer Filistin sorununun çözümü için bastırmaz, Filistin'le İsrail arasundaki iki devletli çözüm'e açılan yolda Şaronizmi geriletmezse, Irak'ta da Ortadoğu'da da istikrar ve demokratik değişim hayal olur.

Yeni Ortadoğu Kaf Dağı'nın arkasında olur..

Şöyle denebilir:

Irak'taki İsrail ve Yahudi düşmanlığı insanların iliklerine işlenmiş. Bu konudaki duygu ve düşünceleri ne yazık ki güzel bir Bağdat sabahında, bir bahçenin yemyeşil çimenleri üstünde ve beyaz gardinya çiçeklerinin iç bayıltıcı kokuları arasında dinledim:

Bir Filistin kökenli Iraklı dedi ki :

Ben Bağdat'ta doğdum. Filistin'i görmedim. Annem ve babam Hayfa'da doğmuşlar. 1948 savaşı (bu yılda Amerikalılar İsrail devletini Filistin toprağı üzerinde kurdurarak Filistin halkını kovdular. H.M) ile birlikte Irak'a göç etmişler. Bir gün İsrail askerleri gelmiş evlerine,en çok 8 saate terk edin gidin buraları demişler. Annem ve ailesi altınlarını bahçenin bir köşesinde gömmüş. Bir gün Hayfa'ya evimize gidersen, orayı kazıp altınları bul demeyi unutmaz hâlâ..

Abu Mazen Filistin'in yeni Başbakanı.. Onu İsrail ve Amerika destekliyor, güvenmem.. Barıştan umudum yok.

Yazın bir kenara: Filistin'de olsam hiç düşünmem intihar komandosu olurdum..

Genç bir Iraklı Türkmen :

Düne kadar Galatasaraylı idim.. Ama Revivo'yu transfer ettiler, ben de Galatasaray'ı bıraktım. Bir Yahudi görsem öldürürüm .

Genç bir Şii Arap :

Bir değil on Yahudi'yi görsem öldürürüm..

Yaşlı Türkmen :

Biz böyle yetiştirildik! Yahudi ve İsrail düşmanlığı içimize işledi.

Kafalardaki duvarlar böyle.

Herhalde bu yalnız Irak'ta değil, bütün Arap dünyasında böyle. 2000 yılı Temmuz ayında Şam-Beyrut-Güney Lübnan-Amman-Kudüs turumda olduğu gibi, bu kez de Araplar'daki Yahudi ve İsrail düşmanlığının ne kadar derinlere gittiğine tanık oldum.

Bunun değişmesi zaman alır.

Kafalardaki duvarlar kolay yıkılmaz.

İsrail ve Yahudi düşmanlığının değişebilmesinin ön koşuluna gelince.. Filistin sorununun çözülmesi ve İsrail'in yanında bir Filistin devletinin kurulmasıdır.

İlk adım budur

Bu ilk adım atılmazsa, demin belirttiğim gibi, yeni Irak da, yeni Irak'tan bölgeye esecek değişim rüzgarları da Ortadoğu'da yeni düzen de Amerikanın hayal hanesinde kalır!

……

Değerli meslektaşım Hasan Cemal'ın bu çok önemli tesbitlerine eklenecek hiçbir şey yok..

11 Eylül sonrasında, İsrail'in geçen yıl Cenin'de yaptığı katliamlar sırasında ve en son Amerika'nın Irak'ı işgal etme öncesinde hep bunları söyledik ..

Buna karşın Başkan Bush 11 Eylül sonrasında Müslümanlar'a karşı haçlı seferini ilan ediyor ve İsrail'e mutlak desteğini artırıyordu ..

İngiliz Başbakan Tony Blair ise bir hafta sonra 'Tüm sorunların temelinde Filistin halkının yaşadığı dram' olduğunu itiraf edecekti.. Ama tüm bu süre içinde bu dramı sona erdirmek için ne Blair ne de Bush hiçbir şey yapmayacaktı..

Aynı Blair bununla da yetinmeyerek Amerika ile birlikte Irak'ı işgal edecekti..

Ne kadar dürüst ve samimi bir ikili: Bush ve Blair..

Bunlara bir de Şaron'u ekleyin ..

Bunlar mı Ortadoğu'ya barış ve demokrasiyi getirecek!!

Kimse kimseyi aldatmasın!!

Bunlar yalnız ve yalnız kin ve nefretten anlarlar..

Unutulmasın ki rüzgar eken bir gün mutlaka fırtına biçer..

Halkların kabaran öfkesini hiç kimse küçümsemesin!!

Ne demişler :

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!!


25 Mayıs 2003
Pazar
 
Dr. HÜSNÜ MAHALLİ


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED