AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
MGK'da kim kimden şikâyet edecek?

Günlerden beri Hürriyet'in internet sitesine girip çıkıyor ve 'Büyükelçilikte yobaz kavgası' başlığıyla manşetten sunulan (24 Nisan 2003) Org. Tuncer Kılınç'ın Belçika/Brüksel'de yaptığı konuşmayla ilgili haberi arıyorum... Elimde gazete var, haber manşetten yüzüme bakıp duruyor; ancak gazetenin internet sitesinde haber buharlaşmış durumda... Belli ki, birileri, internete sansür uygulamış...

"İyi ki böyle bir 'sansür' olayı yaşanmış" dememi çok görmeyiniz; çünkü ben de o sayede bundan 18 yıl öncesine ait bir olayı hatırladım. Olay, tesadüf bu ya, yine Belçika/Brüksel'de geçiyor... Yine 'irtica' ile ilgili ve dahası kahramanları yine üst düzey askerler... Ben, boşuna, "Bıktım bizde tarihin tekerrür etmesinden" deyip durmuyorum...

Haber 3 Nisan 1986 tarihini taşıyor. Milliyet gazetesinde yayımlanmış: "Belçika'da irtica kıskacı- Belçika Türk Toplumu Teşkilâtı Başkanı Mustafa Sarı, çeşitli Batı Avrupa ülkelerinde ve özellikle Belçika'da bulunan Türk toplumu içinde irtica hareketinin gittikçe tehlikeli boyutlara tırmandığını ileri sürdü." Haberin hepsi bu. Tek cümleden ibaret.

Sadece Milliyet'in Avrupa baskısında ve tek cümlelik bir haber olarak yer alan 'iddia', aradan on gün geçtikten sonra, aynı gazetenin Türkiye baskısında ve bayağı uzun bir tekzibe yol açmış. Milliyet'te çıkan tekzip-haber, "Belçika büyükelçiliğinin irtica ile ilgisi yoktur" başlığını taşıyor. Haberden, Türkiye'nin Brüksel büyükelçisinin, 'İslâm Kültür Merkezi' adlı kuruluşun ikinci başkanı olduğunu öğreniyoruz. O zamanki büyükelçi, "Ben bu görevi kuruluşun irticacıların eline geçmesini engellemek için üstlendim" diyor tekzipte...

Ömür bitiyor, gördüğünüz gibi 'irtica' gündemden düşmüyor... 1986 yılında da, Türkiye, "Belçika'da irtica" konusuyla ilgiliydi; aradan 18 yıl geçmiş, Türkiye bugün de "Belçika'da irtica" peşinde...

Arada ciddi bir fark var: 1986 tarihli haber ve tekzibi, Brüksel'de kurulu bir derneğin başkanının "Belçika'da irtica var" açıklamasıyla ilgili; şikâyetçi olan yurtdışında yaşayan bir vatandaş... Oysa, şimdi tartışılan konunun odağında, MGK genel sekreteri Org. Tuncer Kılınç'ın Belçika'da yaşayan vatandaşlarımızdan "Yobazlar, aymazlar" diye şikâyeti söz konusu... İşler tersine dönmüş görünüyor...

Peki, o arada ne oldu da işler tersine döndü acaba?

Bu sorunun cevabını almak için başvuracağım kaynak, şimdilerde Tv-8'de haber programları yapan gazeteci Fatih Güllapoğlu'nun 'Tanksız Topsuz Harekât: Psikolojik Harekât' başlığıyla yayımladığı (Tekin Yayınevi, 1991) araştırması... Güllapoğlu, "Belçika'da irtica var" diye ayağa kalkan Mustafa Sarı'nın sağladığı ipuçlarının ardına düşerek hiç akla gelmeyecek ilişkileri ortaya çıkartıyor. Kitabı okuduğunuzda şu sonuca varıyorsunuz: Belçika başta olmak üzere hemen bütün Avrupa ülkelerinde dinî örgütlenmeyi, şimdi Org. Kılınç'ın genel sekreteri olduğu, MGK gerçekleştirmiş... MGK'ya bağlı olarak çalışan Toplumla İlişkiler Başkanlığı (TİB) adlı kuruluş, Avrupa'ya albay, yarbay, binbaşı rütbesinde subaylar da göndererek, çeşitli ülkelerdeki vatandaşlarımızı örgütlemiş...

O zaman Hürriyet'in Frankfurt bürosunda çalışan Fatih Güllapoğlu, TİB'in Avrupa'daki dinî örgütlenmede oynadığı merkezî rolü keşfedince, yakaladığı izi sürerek Ankara'ya kadar ulaşmış... Bilgiler biraz eski olduğu için adresler çok değişti; ancak Güllapoğlu'nun bulguları hâlâ tazeliğini koruyor. Şöyle diyor (s. 96): "MGK genel sekreterliğinin binası Ankara'da Tunus Caddesi'ndedir. Ama nedense TİB bu ana binanın hep dışındaki bir yerlerde tutulmuş. Yani her MGK genel sekreterliğine gelen bölümü göremiyor... (..) Şölen Sokak 8 numaranın ev sahibi ile kontrat imzalayanlar, ya da bu resmi daire adına 'kiracı' olarak görünen kişiler kimler? Gen. Doğan Bayazıt. Gen. Teoman Koman."

İsimler ilginç. TİB'deki görevliler ne yapıyorlardı? Okuyalım (s. 117): "Ne yapacaklar? Yurt dışında ekmek kavgasında olan, Türkiye'ye geldikleri zaman 'Alamancı' diye itilen, bulundukları Avrupa ülkelerinde, vizeler, yabancı düşmanlıkları, ikinci-üçüncü sınıf vatandaş yerine konulmak gibi aşağılanmalarla karşı karşıya olan gurbetçilerimize 'piskolojik harekât' düzenliyorlardı. Hem de devletin tüm olanaklarıyla..."

MGK'nın alt-örgütü TİB, 1986 yılında, Doğu'daki bir üniversitede 'din ve mezhepler' konulu bir sempozyum organize etmiş. Sempozyuma, "Aleviliğin kökeni Hıristiyanlıktır" iddiasını seslendiren bir tebliğ sunulacağı halk arasında yayılmış... Vali, "Aman ha" yazısı göndermiş Ankara'ya, rektör ise, "YÖK de emretse, MGK da emretse, ben bu sempozyumu düzenletmiyorum" demiş (s. 118)... Org. Kılınç'ın Brüksel konuşmasında da Alevilik ile ilgili bir bölüm olduğu gazetelere yansımıştı, değil mi?

Buraya kadar aktardıklarımdan, MGK'nın Avrupa'da yaşayan insanlarımızla ve onların dinî hayatlarıyla ilgisinin yeni olmadığı anlaşılmıştır herhalde. Emin Çölaşan da, kitaba yazdığı önsözde, "TSK içerisindeki küçük bir grubun devletin tüm olanaklarını kullanarak neler yapabileceğini ben Fatih'in kitabından öğrendim" demekte... Org. Kılınç'ın Belçika konuşmasını işittiğinde şaşırmış mıdır Emin Çölaşan? Sanmam.

İyi de, bugün yapılacak MGK'da kim kimden şikâyetçi olacak?


30 Nisan 2003
Çarşamba
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED