|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Eğitim Bir Sen, düzenlediği eylemle, YÖK'ün değişime karşı direnişini protesto etti. Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, İstanbul Üniversitesi önünde yaptığı basın açıklamasında eğitim hizmet kolundaki sorunların temel kaynağının "YÖK ve üniversitelerdeki antidemokratik yapılanma" olduğunu öne sürdü. Üniversitelerde bilim ve demokrasi düşmanlığı yapıldığını belirten Gündoğdu, "Üniversitelerde bilim ve demokrasi düşmanlığını biran önce sona erdirilmesi için hükümetten üzerine düşen görevi yapmasını istiyoruz" dedi. Öğretmenlerin "Nerede Gürüz Orada Pürüz", "Gürüz İstifa" sloganları arasında Gürüz'ün görevden alınmasını isteyen Gündoğdu, "Eğer hükümet, YÖK Başkanı görevden alınırsa ne olur diye düşünüyorsa rahat olsun, en az 57. Hükümet'in gidişi kadar ülkeyi memnun edecektir" şeklinde konuştu. YÖK'ün Türkçe'yi bilim dili halinden çıkarttığını, bireysel ve özgür eğitime engeller çıkardığını belirten Gündoğdu, şunları söyledi: "Hükümet, sivil toplum örgütleri ve bilimsel dünyanın görüşlerini uygulamak istiyor. YÖK, bundan rahatsızlık duyuyor. Bugünkü haliyle YÖK, özgür ve bireysel eğitime engeldir. Üniversiteleri yarı açık cezaevine çevirmiştir. Hükümetten bir an önce köklü değişikliklere gidilmesini talep ediyor, Kemal Gürüz ve avanesini de istifaya davet ediyoruz". Gürüz'ü tasvip etmiyoruz Bu arada Erciyes Üniversitesi (E.Ü) Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Osman Ceyhan, "YÖK Başkanı'nın, üniversite rektörlerini de yanına almış gibi davranarak yaptığı çıkışı, bütün sağduyulu insanlar gibi bizim de tasvip etmemiz mümkün değildir'' dedi. Prof. Dr. Ceyhan, düzenlediği basın toplantısında, ülkenin "YÖK otoritesi altındaki'' yüksek öğrenimle ulaştığı noktadan kimsenin memnun olmadığını öne sürdü. Türkiye'nin kısır çekişmelerle geçirecek zamanı olmadığını ifade eden Ceyhan, şöyle devam etti: "Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) Başkanı'nın, üniversite rektörlerini de yanına almış gibi davranarak yapmış olduğu, ne yüksek öğrenime ne de ülkeye yarar getirmeyecek çıkışı, bütün sağduyulu insanlar gibi bizim de tasvip etmemiz mümkün değildir. Zaman, eski alışkanlıkların ve saplantıların bırakılıp, şahsi kaprislerden vazgeçilerek, huzur ortamını sağlamak, hep birlikte ülkeyi, Atatürk tarafından belirlenen hedefe, yani çağdaş bilim ve medeniyet düzeyine ulaştırarak, halkımızı refaha ve zenginliklere kavuşturma zamanıdır.''
|
|
|
|
|
|
|