GÜL, "Irak, BM görevlileriyle işbirliği içinde olmalı; ülkesinde kimyasal silahların olmadığını tereddüde yer vermeyecek şekilde ispatlamalıdır. Bu süreyi bir taktik hesabı içerisinde geçirmemelidir" diye konuştu.

Başbakan Abdullah Gül, Irak krizinin çözümünde herkese sorumluluk düştüğünü, ancak en çok sorumluluğun yine Irak'ta olduğunu belirterek, "Irak yönetiminin, ülkesinde tehlikeli, kimyasal silahların olmadığını çok açık, tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ispatlaması gerekiyor" dedi.

Gül, Irak sorununun barışçı yollardan çözümü konusunda başlattığı Ortadoğu gezisi kapsamında, Suriye ve Mısır'dan sonra dün de özel Ata uçağı ile saat 10.20'de Ürdün'ün başşehri Amman'a gitti. Ürdün Başbakanı Ali Ebu Ragıp tarafından askeri törenle karşılanan Gül, daha sonra Kral II. Abdullah'ı sarayında ziyaret etti. Gül, 45 dakika süren görüşmeden sonra Türkiye'nin Amman Büyükelçiliği'ne geçerek, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Aktif barış diplomasisi

Aktif barış diplomasinin nedeninin, bu krizi savaşsız bir şekilde önleyebilme gayretleri olduğunu kaydeden Gül, şunları söyledi: "Olası gelişmeler kendi bölgemizde olacağına göre, bunun en çok zararını da bu ülkeler ve bizim halklarımız çekecektir. Bu nedenle bölgedeki ülkelerin ve milletlerin, hepimizin büyük sorumluluğu vardır, sonuna kadar savaşsız bir şekilde bu krizin savaşsız şekilde bitmesine gayret göstermek için. Bazen 'herşeye karar verilmiştir, artık yapacak bir şey yok' diye bir anlayış olabilir. Fakat şunu unutmayalım ki; her zaman barışçı çözüm için atılacak son adımlar vardır. Tarihte bunun çok örnekleri vardır. Son dakikada atılan adımlar çok büyük felaketleri her zaman önlemiştir."

Üç ülkeyle ortak karar

Bu noktada, bu ziyaretlerinin amacına ulaştığını ifade eden Gül, başta Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve Ürdün Kralı Abdullah ile çok yararlı görüşmeler yapıldığını, önemli fikirler ortaya çıktığını söyledi. Gül, "Hepimizin ortak kanaatidir ki, yapılabilecek her şeyi yapmak gerekir ve hala yapılabilecek şeyler olabilir. Yapılabileceklerle atılabilecek adımlarda ortak hareket hususunda müşterek bir kanaat vardır" dedi. Gül, cumartesi günü Suudi Arabistan'daki ziyaretinin de aynı şekilde geçeceğine inancının tam olduğunu vurguladı. Gül, "Bu gayretlerimiz, gelişmelerin savaşla neticelenmesini önleme, gelişmelerin savaşsız bir şekilde sonuçlanmasını sağlamaya dönüktür" diye konuştu.

Irak'ın sorumluluğu

"En büyük sorumluluğun Irak'ta olduğunu" bir kez daha hatırlatmak istediğini vurgulayan Gül, şöyle devam etti: "BM kararı gayet açıktır ve uzmanlar Irak'ta çalışmaktadır. Irak yönetimi, ülkesinde tehlikeli, kimyasal silahların olmadığını çok açık, tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ispatlamalıdır. Bunun için de BM görevlileri ile çok iyi bir işbirliği içinde olmalıdır. Bu süreyi bir taktik hesabı içerisinde kesinlikle geçirmemelidir. Çünkü bölgede bir savaş çıkarsa, bunun sonuçları tahminlerin çok ötesinde bölge aleyhine olacaktır" dedi.

Üst düzey diplomasi sürecek

Irak'taki BM silah denetçilerinin raporlarını 26 Ocak'ta vereceklerine işaret eden Gül, barış için yapılabilecek çok şey olduğunu belirterek, ABD Başkanı Bush, Dışişleri Bakanı Powel ve BM Genel Sekreteri Annan'ın bu yöndeki açıklamalarını hatırlattı. Gül, bölge ülkeleri arasında üst düzeyde diyalog sürecini sürdüreceklerini de bildirerek, "Kararımız: devamlı bir istişare içinde bulunmak, gerektiğinde telefonla, gerektiğinde özel temsilciler göndererek bu süreci muhafaza etmektir" dedi.

Filistin de gündeme geldi

Gül, ABD'nin Türkiye'den üs talep etmesi konusundaki bir soruyu cevaplarken, Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu hatırlattı. Hükümet kararlarının parlamentoda tartışılacağını ifade eden Gül, Türk ordusunun dışarıya gönderilmesi ya da yabancı askerlerin Türkiye'de konuşlanması kararının TBMM'nin yetkisinde olduğunu kaydetti.

Ortak deklarasyon olabilir

Bir gazetecinin, "Alternatiflerden birisi, Türkiye ile Irak'ın komşuları Arap ülkeleri arasında sorunun barışçı çözümü, bölgede sınırların değişmezliği ve Irak'ın toprak bütünlüğü konularını da içerecek ortak bir deklarasyonunun yayınlanması olabilir mi?" sorusuna karşılık Gül, bunların hepsinin olabileceğini söyledi.

Saddam'la da görüşürüm

"Saddam ile görüşmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna da "Olabilir. Görüşmeler bitsin, düşünürüz" karşılığını veren Gül, "Saddam Hüseyin'in Irak'tan ayrılıp başka yere gitmesini konuştunuz mu?" sorusu üzerine, bu konuyu görüşmediklerini ifade etti.

Görüşmelerde, Filistin'in de görüşüldüğünü kaydeden Gül, bu yara devam ettiği sürece, bölge halkının hassasiyetlerinin de devam edeceğinin belirtildiğini vurguladı.

IRAK'IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KORUNMALI

Başbakan Gül, bölge ülkelerinin liderleriyle yaptığı görüşmelerde, "Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasına ve Irak'ın kaynaklarının Irak halkının çıkarlarına sarfedilmesine" önem verdiklerini bildirdiğini söyledi. Gül, "Bir gazetede, Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın, 'Musul-Kerkük petrollerinde hakkımız var mı araştıracağız' dediği yazıyor. Bu devlet politikası mı yoksa Yakış'ın görüşleri mi" sorusunu, şöyle cevapladı: "Türkiye'nin politikası gayet açıktır. Biz Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasına çok önem veriyoruz. Irak'ın toprak bütünlüğü korunmalı ve Irak'ın kaynakları Irak halkının çıkarlarına sarfedilmeli. Bölgede barış ve istikrar sağlandıktan sonra muhakkak ki ticari ilişkiler ve ortak çalışmalar çok daha ileri gidecektir. Ortak kuruluşlar olacaktır ve bölgenin nimetlerinden bölgedeki ülkeler bu vesileyle zaten faydalanacaktır." Bir başka gazetecinin ısrarla, "Yakış'ın kendi düşünceleri mi yoksa Türkiye'nin böyle bir araştırması var mı?" diye sorması üzerine Gül, "Tam olarak ne dediğini bilmiyorum Dışişleri Bakanı'nın. Tarihçilerin bağımsız olarak geçtiği çalışmalar olursa bunlar ayrı şeylerdir. Ama Türkiye'nin devlet politikası, Irak'ın toprak bütünlüğünü muhafaza etmektir ve Irak'taki kaynakların, Irak halkına eşit bir şekilde dağıtmaktır" dedi.

GÜL, HAFTA SONU ARABİSTAN'DA

Başbakan Gül, "aktif barış diplomasisi"nin 4. ayağı olan Suudi Arabistan ziyaretini 11 Ocak Cumartesi günü yapacak. Gül, Ortadoğu gezisine vereceği 4 günlük aranın ardından cumartesi günü sabah saatlerinde özel uçak Ata ile Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a hareket edecek. Gül, Riyad havaalanında Veliaht Prens Abdullah tarafından karşılanacak. Daha sonra saraya geçecek olan Gül, Kral Fahd tarafından kabul edilecek.