T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Zulmün bahanesi ve meşruiyet

ABD'nin Irak'ı vurmasına karşı olanlar ikiye ayrılıyorlar: Mutlak manada karşı olanlar, şartlı olarak karşı olanlar.

Mutlak mânada karşı olanlar -ki ben de onlar arasındayım- BM Güvenlik Konseyi karar verse de bu harekâta, mevcut konjonktürde karşı duruyorlar. Çünkü yapısı, şimdiye kadar aldığı kararlar, kullanılan veto yetkileri ve üyelerinin -daimi olanı, olmayanı, her birinin yetkilerinin farklılığı- göz önüne alındığında Konsey kararlarının meşruiyet dayanağı olamayacağını savunuyorlar; karşı olanlar arasında tam olarak böyle düşünmeyenler varsa da ben böyle düşünüyorum.

İkinci grup Güvenlik Konseyi'nin kararını meşruiyet dayanağı olarak kabul ediyor ve "karar alınırsa ABD'nin vurması meşru olur, bu takdirde Türkiye de onun yanında yerini alır, almalıdır" diyorlar.

Dünyada hakkaniyet ve adaletin değil, gücün egemen olduğunu, güçlü neyi isterse onu yapabildiğini bilmemek için uyur gezer olmak gerekiyor. Eskiden güçlü birden fazla idi, şimdi ise ekonomik açıdan birden fazla güçlü ve aralarında amansız bir rekabet varsa da askerî açıdan bir tane güçlünün olduğu da apaçık ortada. Bu sebeple güç dengesine dayanarak zalimi, haksızı, saldırganı engellemek mümkün olmuyor.

Dünyada yüzlerce "bağımsız" ülke ve bunların hemen tamamı BM üyesi oldukları halde bu kuruldan, zayıflardan yana olup güçlülerin istemediği bir karar çıkmıyor, kazara çıkarsa etkili olmuyor, uygulanmıyor. Daha etkili gibi gözüken G.Konseyi'ne gelince bunun da veto yetkisi bulunan beş daimi üyesi bulunuyor ve bunların tamamı ekonomik ve askerî açıdan güçlü ülkelerden oluşuyor. Bu beş daimi ve veto yetkili üyenin (ABD, Çin, Fransa, İngiltere ve Rusya) tamamı Müslüman olmayan ülkeler, genel kurulda da Müslümanlar azınlıkta. Veto yetkili Konsey üyelerinin kararlarında ve vetolarında adalet ve hakkaniyetin değil, çıkarlarının hakim olduğu şimdiye kadar geçen uygulamalarda açıkça ortaya çıkmıştır. Mesela vicdanı olan ve hukuku tanıyan herkesin üzerinde birleştiği İsrail zulmünü kısmen engellemeye yönelik bütün kararlar ABD tarafından veto edilmiştir. Afganistan harekâtı meşru olmadığı halde yapılmıştır. Elli yıldan fazla zaman geçtiği halde Keşmir'de halk oylaması yapılarak ihtilafın sona ermesi sağlanmamıştır...

Haksız saldırılara, hak ihlallerine karşı bir dünya gücü olarak bilinen NATO'nun komutanı, Baba Buş'a paralel olarak "Siyasal" İslam'ı potansiyel tehlike olarak ilan etmişti. "Neye karşı tehlike" sorusunun resmi cevabı "demokrasiye, hak ve hukuka, insanların güvenliğine" şeklinde verilmekle beraber uygulamaya bakıldığında "Batı'nın çıkarlarına, postmodern sömürgeciliğe karşı" cevabının daha doğru olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü bazı İslam ülkelerinde demokrasinin askeri darbe ile yıkılmasına, diktatörlerin halklarını ezmelerine, hak ve özgürlükleri çiğnemelerine göz yumulmuş, "sömürgeciler"in çıkarlarına ters düşmediği için bunlara karşı çıkılmamış, hatta destek verilmiştir.

Bütün bu olup bitenler ortada iken Güvenlik Konseyi karar alınca ABD'nin tek başına veya bazı destekçileri ile Irak'a vurması meşru mu olacak? Peki gerekçe ne? Irak'ın elinde kitle imha silahlarının bulunması mı? Kitle imha silahları Irak'ın elinde olunca ona karşı uluslararası topluluğun savaş açması meşru oluyor da İsrail'in elinde aynı silahlar bulununca ona karşı savaş açmak, dur demek niçin meşru olmuyor? "Irak bu silahı masumlara karşı kullanabilir" deniyorsa, "İsrail, ABD, Hindistan... şu anda, fiilen kullanıyor veya kullanmakla tehdit ediyor" diye cevap verilmez mi?

Silah veya yönetim meselesi zulmün bahanesidir, hukuka değil, haksız çıkara dayanan bahane, meşruiyetin dayanağı olamaz; kararı kim alırsa alsın!

Ben, ABD'nin Irak'ı vurmasına, bu konjonktürde mutlak mânada karşı çıkanları, Konsey kararı bulunmadıkça karşı çıkanlardan daha tutarlı buluyorum.

İslam ülkelerinin ve halklarının durum, tutum ve kusurları ile Türkiye'nin yaklaşımını da gelecek yazıda ele alalım.


9 Şubat 2003
Pazar
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED