T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Amerikan megalomanisi

Amerika ne diyor? -18 Şubat'a kadar TBMM'den askerlerimizin geçişine izin veren tezkereyi çıkarmazsanız biz de savaşın kuzey ayağından vazgeçer, B Planı'nı devreye sokarız.

ABD'nin bu duyurusu, gayrı resmi yorumlarda şu şekilde geliştiriliyor:

-B Planı, harekatı güneyden veya Ürdün üzerinden yürütmektir. Bu durumda ABD'nin işi zorlaşacak, muhtemel ki savaş uzayacak, kayıpları artacak ve bunun yansımaları olacak.

-Nasıl yansımalar?

-Eh işte, ABD halkı Türkiye hakkında iyi düşünmeyecek. Tepki doğacak. Kongre ölümlerden Türkiye'yi sorumlu tutacak. Bu da, ABD'nin Türkiye'ye karşı ilişkilerini etkileyecek. Mesela, IMF ile ilgili kolaylaştırmalar gözden geçirilecek. En önemlisi de Irak'ta savaş sonrası düzenlemelerde Türkiye'nin hassasiyetleri dikkate alınmayabilecek.

Ne bu?

Buna Türkçe'de "Aba altından sopa göstermek..." denir ya da "Külahları değişiriz" tehdidi...

İçeriği böyle doldurulacak bir tavrın arka planında "Türkiye'yi çantada keklik görme, elde bir sayma, Türkiye'nin anayasal müesseselerinin kolay güdümleneceğini hesap etme" gibi gerçekten hiçbir bağımsız ülkenin kabul etmeyeceği değerlendirmeler yatıyor. Amerika, kendini gördüğü dev aynasında başka ülkeler hakkında böyle duygulara kapılabilir, ama bu duyguların er geç milletlerin haysiyetlerine toslayacağı açıktır. Nitekim şu anda Amerika, neredeyse tüm dünyanın "sağduyu"suna toslamış bulunuyor. Aynı Amerika'nın bir süredir Türk insanının haysiyet ve sağduyusu ile de savaş haline girdiğini söylemek lazım.

Geçtiğimiz bayram günlerinde kaç insanın "Yeter artık. Bir yıl kuru ekmek ve soğanla geçinelim, şu Amerikan ambargosundan, IMF tasallutundan kurtulalım" dediğine tanık oldum. İnsanlar, hükümetin Irak konusunu ve ABD ile ilişkileri değerlendirirken karşılaştığı birtakım mecburiyetlerden söz edildiğinde, işte böyle tepki gösteriyorlar. Bunu Türk hükümeti kadar Amerika'nın da anlaması gerekiyor. Amerika "Irak'a yönelik savaş histerisi" içinde, kendisine karşı küresel bir düşmanlık üretmiş bulunuyor. Hoşuna gidiyorsa bunu tepe tepe kullanabilir.

Bir de...

Eğer "B Planı" ile hissettirilmek istenen tehdit üslubu, "Türkiye'yi dışlamak" anlamına geliyorsa, onun da uzantılarını hesaba katmalı.

Türkiye-Amerika stratejik işbirliği, sadece Türkiye'nin çıkarına göre oluşmuş bir yapı değil. Burada, Amerika'nın Ortadoğu'ya ilişkin stratejik çıkarlarının önemli rol oynadığını görmemek mümkün mü? Bölgede Amerika'ya en büyük askeri üslenme imkanını veren ülkenin Türkiye olduğunu (hatta İsrail'den bile çok) Washington görmezden gelebilir mi?

Körfez harekatında Irak' ı bombalayan uçakların önemli bir kısmı Türkiye'deki üslerden kalkmadı mı?

Afganistan'ı bombalayan uçakların kalkış noktası Türkiye değil miydi?

Ve bugün...

Amerika Türkiye'yi sıkıştırıyormuş! Kuzeyden cephe açılmazsa "B Planı"nı uygularmış ve bu durumda da Türkiye için iyi olmazmış!

Şu an harıl harıl işleyen üslerin esamisi okunmuyor.

Amerika için çok önemsizse, üsleri de kapatalım.

TBMM'den çıkan, havaalanlarının ve limanların Amerika'nın kullanımına uygun hale getirilmesi yolundaki kararı da geri alalım.

Ve nihayet Amerika, Irak'a karşı harekatı hangi ülkeden yürütmek istiyorsa yürütsün...

Amerika bunu göze alabilir mi?

Ortadoğu'da İran'dan sonra Türkiye'yi de kaybeden bir Amerika'nın stratejik etkinliğinden söz etmek mümkün mü? İsrail Amerika için tek başına bir Ortadoğu partneri olabilir mi?

Amerikan savaş gemileri yoldaymış, daha fazla bekleyemezlermiş!

Sanki kendilerini buyur eden oldu! Topraklarımız emrinize amade diyen oldu. Evet bu, müttefikleri her anlamda "çantada keklik" görme megalomanisidir ve bu Amerika'ya büyük yanlışlar yaptırıyor.

Ayrıca Türkiye, savaşa müdahil olmadığı takdirde, Amerika'nın savaş sonrasında Irak'ta dilediği düzenlemeyi yapacağı, bundan Türkiye'nin de zarar görebileceği tehditlerini de dikkatle değerlendirmek durumundadır. Yani gerçekten Amerika'nın "B Planı"nda Türkiye'ye yönelik bir tehdide imkan verecek unsurlar mı bulunmaktadır ki, ilk fırsatta devreye sokulacaktır? Amerika, böyle bir durum karşısında Türkiye'nin buna boyun eğeceğini mi düşünmektedir? Amerika'nın savaşta yanında yer almayan her ülkeye (hatta her müttefik ülkeye) karşı böyle bir "tehdit paketi" mi mevcuttur?

Doğru, sağlıklı değerlendirildiğinde Türkiye'nin hiçbir şeye mecbur olmadığı, ya da Türkiye ne kadar mecbursa, Amerika'nın da o kadar mecbur olduğu gerçeği ortaya çıkar. Dolayısıyla ülkemizin çıkarına olmayan hiçbir gelişmeyi onaylamamak Ankara'nın vecibeleri arasındadır. TBMM'nin de ABD merkezli "psikolojik savaş" uzantısı dayatmalar karşısında hükümet için de bir supab değeri taşıdığını düşünmek gerekiyor. Bugüne kadar hükümet, kamuoyunun duyarlılığını etkin bir diplomatik unsur olarak değerlendirdi. Buna da devam etmek lazım. Halkın tepkisi, başından beri Amerika'nın yanında yer alan İngiliz yönetiminin bile kafasını karıştırıyor. Türkiye'de halk tepkisinin çok daha belirleyici olmasından daha tabii ne olabilir?


18 Şubat 2003
Salı
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED