T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İyi oldu

Ortega'nın gitmesi iyi oldu. Kongren olaya neşter vuruldu. O iyi bir futbolcuydu (öyle diyorlar). Türkiye'nin ekonomik kriz içinde çırpındığı, şirketlerin battığı, borcun gırtlağa çıktığı bir dönemde; başdöndüren bir transfer ücreti ile gelmişti. Bu paranın pek az kısmı kendisine nasip oldu ama, önemli olan bu değil. Fenerbahçe Yönetimi'nin yıllardır alıştığı "şöhretli adam" tutkusunu, yıldızlar karması hevesini açığa çıkarmıştı.

Ne yazık ki bu muhteşem (!) yıldızın ışığını bizler göremedik. Dertlerini, sıkıntılarını, problemlerini, gitti-gidiyor şarkılarını dinledik. Daüssıla çekiyormuş, eşini özlemiş, falan. Bir de "Ortegayı oynatmadılar, onu kullanamadılar" iddiası var. Yahu insaf, oynadığı maçları da gördük.

Bir başka iddia da "Ortega'nın Fener'i tıkadığı"nı dile getiriyordu ki; buna katılıyoruz. Evet her bakımdan Fenerbahçe'nin önünü, oyununu, moralini bozuyordu. Kötümser, karagülmez, konuşmaz hali ile. Topları ezip-ufalaması ile. Şöhreti ve dertleri ile. Üstelik etrafında koparılan fırtına takımın tümüne sirayet etmiş, en başta Revivo'yu etkilemişti. Revivo idareye iyi çalım attı, üstelik Galatasaray'a gitti. Gittiği yetmiyormuş gibi Bursa'da ilk maçında Fener'e nisbet yapar gibi golleri sıraladı, taklaları attı.

Yandı mı keten helva.

Yandı.

Oğuz Çetin yeni bir sayfa açtı. Elbette ki zor açtı. Ancak Antep maçında gösterebildi kendini. Gelelim bu maça: Ceyhun sanki ikinci bir Ortega. Şahsi oyununu egosunu bastıramıyor. Seyirciden haklı tepkiyi gördü.

Hakan Bayraktar yerini yadırgadı, çok top ezdi, hiç pas yapamadı, yıprandı. Burada Fatih Akyel'in eksikliği iyicene sırıttı. Kemal ikinci maçında nasıl bir cevher taşıdığını gösterdi. Ve derhal seyirciden olumlu tepki topladı. Abdullah "paf takımına" gitmenin faydalı olduğunu gösteriyor. Bu maçta yıldızlaştı.

Rebrov ve Vladimir iyi kumaş olduklarını belli ettiler. Ancak burada hemen şunu ilave etmeliyiz. Bilhassa Rebrov'un penaltı noktasına doğru gönderdiği lokum gibi toplara yükselip [Hani özledik yani bir Hakan Şükür misali] kafayı çakacak santrafor nerede?

Rüştü, ki dünya çapında bir kaleci; geri paslara vurmaya hâlâ beceremiyor. Bunlardan ikisi tehlikeli biçimde rakip takım oyuncularına pas oldu.

Herkesin "Savaşa hayır" diye haykırdığı bir ortamda Başbakan Aziz Yıldırım muhaliflerine savaş açtı. Esti, gürledi. Suskunluğu ile tanınan Başkan'ın sabır taşı çatlamış olmalı. Ancak Fenerbahçe'nin nihayet kendine gelir gibi olduğu şu günlerde "iç çekişmelerin" meydan savaşına dönüşmesi doğru değil.

Fenerbahçe'ye düşen şudur: Yönetimi, takımı, hocası, seyircisi, iktidarı, muhalefeti ile âhenkli bir kenetlenmeyi gerçekleştirmek. Oğuz Çetin de karar kılıp, gelecek senenin takımını [Bu kadro ile] hazırlamak. Sezon sonunda hangi neticeyi alırsa alsın "iyi futbol" ile güven veren, zevk veren, huzur veren bir noktaya ulaşmak. Bu noktada Ortega macerası unutulmaz bir ders oldu. İyi oldu!


18 Şubat 2003
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED