AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Ne oyunlar dönüyor, bilseniz...

Her değişim ve dönüşüm zordur, süreç genellikle sancılı geçer... Türkiye bugün öyle bir dönemden geçiyor ve sancılar da en fazla kendini medyada hissettiriyor...

Pazar günü, reklâm konusunda uzman bir akademisyen, yazarı olduğu çok satan gazetedeki sütununda, “Dinci sağ söylem ciddi bir biçimde TRT’ye hâkim oluyor” tespitinde bulundu. Yazısının ana gövdesini “Sadece Hürriyet yeter!” güzellemesi işgal ediyordu. Akademisyen yazar üşenmemiş, ‘dinci sağ söylem’ ile irtibatlı kanalları tek tek saymış da...

İyi bir televizyon izleyicisi sayılmam; bu sebeple TRT’nin yayın çizgisi konusunda kesin yargıda bulunabilecek durumda değilim. Yukarıdaki değiniyi okuyunca, kendimi “TRT’yi tâkip altına alayım” diye şartladım. Bu öz-telkin istikametinde çalışmaya başlama fırsatı bulamadan, hemen ertesi gün, farklı bir TRT değerlendirmesi karşıma çıktı. Vatan’da daha çok ekonomik konularda yazan bir meslektaş, “TRT’de darbe tartışması” başlıklı bir yazı yazma ihtiyacı duymuş.

TRT’nin yeni programlarından ‘Kristal Küre’de tartışılmış konu. Programın sunucusu, stüdyo konuğu ve canlı telefon bağlantılarıyla Türkiye’de ‘askerî darbe’ olma ihtimalini konuşuyormuş... Vatan yazarı, “Neden acaba?” diye kendine sormuş: “Aralık ayında Türkiye'ye tam üyelik için müzakere tarihi verecek olan Avrupa Birliği'nin, ‘sivilleşmemizi’ mercek altına aldığı böylesi bir dönemde, doğrusu TRT'nin ‘darbe olasılığı’nı tartıştırmaktan ne amaçladığını hâlâ anlayabilmiş değilim” diyor yazısında.

Zaman’da ise, Ekrem Dumanlı, Star televizyonunda program yapan bir gazetecinin yazısına değinme ihtiyacı hissetmiş. Her gazeteyi görmüyorum ben; yazının çıktığı gazete de günlük okuma listemde yer alanlardan değil, Ekrem Dumanlı’nın aktarımıyla yetinmek zorundayım. Yazar, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde ‘şahinler’ ve ‘güvercinler’ diye iki kanat olduğu iddiasını seslendirdikten sonra, “Bu yıl 5 Ağustos milât olacak” demiş...

Dikkatinizi çekmek istediğim nokta, yazının 5 Ağustos YAŞ toplantısı öncesinde kaleme alındığı... Beklentiler ilginç: “Bu arada, dışarıya sızsa da sızmasa da bazı generallerin ‘çok uyarıcı’ konuşmalar yapması bekleniyor. Bunlara ‘sert konuşmalar’ da denebilir; ama ‘uyarıcı konuşmalar’ demek daha mantıklı.” Ancak, ‘uyarıcı’ veya ‘sert’ o konuşmalar dışarıya yansıtılmayacak ve Genelkurmay’dan yapılacak açıklamada, “Bütün atamaların teamüllere uygun olduğu, TSK’da şahinler ile güvercinler diye bir fark bulunmadığı” vurgulanacak imiş...

Biliyorsunuz, bu yılın YAŞ toplantısı sonrasında Genelkurmaydan herhangi bir açıklama yapılmadı; fakat Star televizyonunda program yapan o yazarın yazısında kayıtlara geçirdiği türden ‘değerlendirmeler’ bazı gazetelerde başka yazarlar tarafından yapıldı. Biz de o değerlendirmelere bakarak, “Artık her şey teamüller istikametinde gidiyor” diye sevindik... Bazı meslektaşlar bu sevinçlerini yazıya da döktüler...

YAŞ toplantısıyla ilgili tek çizgidışı haber yine çok satan bir gazetede yer aldı. Habere göre, re’sen emeklilik dosyaları görüşüldükten sonra, Genelkurmay başkanı, sadece asker üyelerin görüşlerini almış; Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Bize de sormayacak mısınız?” demesi üzerine de, “Sizin görüşlerinizi biliyoruz” cevabını vermiş...

YAŞ toplantısı, yasaya göre, başbakanın başkanlığında yapılıyor. Bu sebeple, eğer görüş sorma gerekirse, onu yapması beklenecek kişi toplantıyı yöneten Tayyip Erdoğan olabilir... Dolayısıyla, haber, daha mantığı açısından sakattı. Nitekim, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı haberi şiddetle yalanladı. Genelkurmay, kendi adına öngörüde bulunan Star’da program yapan gazetecinin beklentisine rağmen, sesini çıkartmadı.

Benim baktığım noktadan gördüğüm, medyada bir dağınıklık yaşandığı... Yeni dönemin kendini artık iyice belli eden şartlarına, kurumlar ve birimler, kendi açılarından adım uydurma çabasındalar; medya bu alanda çok zorlanıyor... Geçmiş dönemler ile adları özdeşleşmiş kimileri bugünlerin de geçeceğini, yine eski bildik şartların avdet edeceğini düşünüyor ve topu taca atarak vakit geçirmeyi uygun görüyorlar... Kimileri ise, değişen şartlar içerisinde kendilerine yer edinip eski dönemin özlemlerine uygun yayınlar yapıyorlar, yazılar yazıyorlar...

Reklâmcılık uzmanı yazarın TRT’de ‘dinci sağ söylem’ sezip “TRT’ye dikkat!” alarmı vermesi ile, TRT’de ‘darbe tartışması’ ve Star programcısının ‘uyarıcı konuşma’ beklentisi arasında tam bir zıtlık var. Bırakın TRT’yi, Star gazetesi ve televizyonuna baktığınızda, hükümetin el koymasından sonra, orada ‘dinci sağ söylem’ istikametinde bir yapılanma göremiyoruz. İyi bir televizyon izleyicisi olmadığımı söyledim; yukarıda aktardıklarım da benim değil başkalarının tespitleri...

Peki de, reklâm uzmanı akademisyen, herhangi bir ‘söylem değişikliği’ TRT’de hiç fark edilmediği halde, neden ‘dikkat’’ çekme ihtiyacı hissetti dersiniz? Yazısında örnek sunmadığı için bu soruya içimden verdiğim cevabı burada aleniyete dökemiyorum... Size şu kadarını söyleyebilirim: Burada yazıp durduğumuz genel değerlendirmeler içerisinde bu itirazın da bir yeri var...

Türkiye ve iktidar üzerine çok oyunlar oynanıyor, çoook...


10 Ağustos 2004
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED