AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Efelenme!

Hafta başında Suriye ve Lübnan'a gitmiştim.. Cuma sabahı döndüm.. Uçakta perşembe gününün gazeteleri vardı..

Hürriye'te Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün makalesine baktım..

Başlık 'Efelenme diplomasisinin sonu'..

Sayın Özkök, AK Parti hükümetinin İsrail politikasını 'efelenme' olarak nitelendiriyor ve bundan vazgeçmesini tavsiye ediyor.

Sayın Özkök gerekçe olarak da Mısır Başkanı Hüsnü Mübarek'in İsrail ile ilişkilerini gösteriyor..

Sayın Özkök bir İsrail gazetesine dayanarak 'Mübarek, Kuveyt ve Suriye'yi barış yolunda daha büyük adımlar atmaya teşvik ediyor' diyor ve Mübarek'in 'Şaron Filistin ile İsrail arasında barış için bir şanstır' dediğini okurlarına duyuruyor ve 'bir Arap ülkesi lideri çıkıyor ve Şaron'a kasap değil, barış sağlayacak insan gözüyle bakıyor' diye ekliyor..

Çok ilginç..

Öncelikle düzeltelim ve açıklayalım ..

Mısır lideri Mübarek, Şaron'un barış için bir şans olduğunu söylememiş, olmasını temenni etmiştir. Mübarek'in Suriye ve Kuveyt'i barış için teşvik etmesi de anlamsız ve yanlış bir bilgidir..

Çünkü Suriye lideri Beşşar Esad birkaç kez İsrail ile barış yapmaya hazır olduklarını söyledi. Esad bunu Ankara ziyareti sırasında Başbakan Erdoğan'a da söyledi ve Türkiye'nin arabuluculuğunu kabul edebileceğini belirtti. Ancak barışa ve Erdoğan'ın arabuluculuğuna yanaşmayan Şaron'dur. ABD ile stratejik işbirliği olan Kuveyt'in ise İsrail ile bir problemi yok..

Dönelim Mübarek'in İsrail ile ilişkilerine..

Anlaşılan Sayın Özkök kötüyü örnek göstermek istiyor..

Sayın Özkök, Mısır'ın hafta başında İsrail ile karşılıklı mahkum takası yaptığını söylüyor ve bu ülkenin İsrail ile iyi ilişkiler geliştirmeye çalıştığına dikkat çekerek Türkiye'nin anlamsız bir şekilde İsrail'e efelendiğini söylüyor..

Mısır, İsrail ile ilişkisi olan ancak Şaron politikalarını protesto etmek için büyükelçisini Tel Aviv'den çeken bir Arap ülkesidir.

Amerika ile iyi ilişkisi olan Mübarek'in İsrail ile bu çaptaki ilişkisi gayet doğal.. Üstelik Mübarek 1981 yılından bu yana Mısır'ı yönetiyor!

Bu nedenle Erdoğan ile Mübarek'i özellikle İsrail politikaları nedeniyle aynı kefeye koymak sanıyorum haksızlık olur..

Ayrıca unutmayalım ki; İsrail'i tanıyan ve Kudüs'ü ziyaret eden eski Başkan Enver Sedat bu yaptıklarından dolayı öldürülmüştür..

Dönelim Türkiye meselesine..

Türkiye; İsrail'i 1949 yılında tanıyan ilk İslam ülkesidir. Türkiye, İsrail ile her türlü ilişkisi olan bir ülke..

Türkiye; uçaklarını İsrail'de modernize eden ve Tel Aviv ile askeri işbirliği anlaşmaları bulunan bir ülke.. Türkiye, Amerika'daki Yahudi lobilerinin çok yakın ve yoğun ilgi gösterdiği bir ülke ..

Dolaysıyla Türkiye ile Mısır arasında bir benzetme ve karşılaştırma yapılamaz..

Üstelik Türkiye, Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun İKÖ Genel Sekreterliği'ne seçilmesiyle İslam âleminin de lideri olmuştur.

Dönelim efelenme meselesine..

Sayın Özkök'in efelenme diye nitelendirdiği şey Başbakan Erdoğan'ın Şaron ve İsrail ile ilgili olarak yaptığı eleştiriler.. Sayın Başbakan ve TBMM Başkanı Sayın Arınç İsrail'i Filistin halkına karşı terör uygulamakla suçlamış ve sert eleştirilerde bulunmuşlardı.

Arınç ve Erdoğan Türk halkının büyük bölümünün duygularına tercüman olmuşlardır..

Tıpkı Ebu Gureyb işkenceleri ve Felluce katliamları nedeniyle Amerika'ya karşı tutum ve söylemlerinde yaptıkları gibi..

Sayın Özkök'e göre; Erdoğan, Arınç ya da hükümet İsrail'in terör ve katliamlarına karşı sessiz kalmalıydı ya da yumuşak tepkilerle geçiştirmeliydi..

Sayın Özkök, bu tavsiyelerini hükümete yaparken, acaba neden Şaron'a 'şu katliamlardan vazgeç' tavsiyesinde bulunmuyor..

Sorun, Erdoğan ya da hükümetin 'efelenmesi' sorunu değil..

Sorun tüm dünyada farklı da olsa sert tepki ve nefrete neden olan İsrail ve Katil Şaron'un cinayetleridir..

Elbette Ak Parti hükümeti, Türk devleti ve halkı işlenen bunca cinayetlere karşın sessiz kalamaz..

Hele Başbakan Erdoğan ve mücadele arkadaşları asla.. Onların siyasal kişisel, eğitim, kültür, bilinç ve yaşam biçimleri her türlü kaksızlığa karşı mücadele ederek şekillenmiştir.

Erdoğan ve arkadaşlarından farklı bir tutum bekleyenler yanılır.. Bunu bilen İsrailliler bile AK Parti zaferinden sonra endişelerini gizlememişlerdir..

Elbette kimse Türkiye'nin İsrail'e savaş ilan etmesini, ilişkilerini kesmesini ya da bu ülke ile imzalamış anlaşmalarını iptal etmesini beklemiyor..

Zaten AK Parti hükümeti de bunu yapmıyor..

Hükümetin yaptığı şey İsrail'e 'cinayet işlemek yerine gel de barış yap' diyor ve 'ben senin dostun olarak sana yardımcı olurum' diye ekliyor..

Ama Katil Şaron 'hayır sen Müslüman bir ülke olduğun için sana güvenmem ve Ortadoğu'da önemli bir ülke olmana izin vermem' diyor..

Bunları bir tek nedenden dolayı yazdım..

Çünkü Şam'da olduğum sırada Arap Parlamentolar Birliği'nin bir toplantısı vardı..

Herkes Başbakan Erdoğan'ın, Türk halkının, Türk devletinin İsrail ve Amerika'nın Filistin ve Irak'taki cinayetlerine karşı onurlu 'efelenme'lerinden söz ediyor ve bundan da gurur duyuyordu..

Ama hiç kimse Mısır lideri Mübarek'in ne söylemlerini ne de politikalarını hatırlamıyordu bile..

Hatırlayanlar da farklı tanım ve sözlerle tepki gösteriyordu!!


12 Aralık 2004
Pazar
 
Dr. HÜSNÜ MAHALLİ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED