AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Erdoğan'a sor ki, geceler kaç saat?

Dünya yuvarlağı üzerinde, çok büyük bir karpuzun kabuğunda dolaşan karıncalar gibi yaşayan bizlere göre, yılın en uzun gecesi "şeb-i yelda" denilen 21 Aralık gecesidir.

Buna rağmen, 17 Aralık gecesi, Avrupa Birliği'ne girişiyle ilgili görüşmeler yapılan Türkiye için en uzun gece oldu.

Televizyoncular, gazeteciler, diplomatlar, politikacılar geceyi uykusuz geçirdiler.

Görüşmeler, müzakereler, canlı yayınlar, röportajlar, toplantılar, kulisler, açıklamalar, basın toplantıları, koşuşturmalarla ayakta geçirilen gecede, kaç kişinin başı yastıkla buluşabildi kim bilir!..

Gerek Türkiye'den oraya gidenler, gerek Avrupalılar arasında, otellerde yer ayırtanlardan ancak birkaçı odasına çekilebilme fırsatı buldu.

"Şeb-i yelda'yı muvakkit ve
müneccim ne bilir,
Müptela-yı gama sor kim,
geceler kaç saat?"

Tam görüşmeler iyi gidiyor, AB tarih verdi, 3 Ekim 2005'te müzakereler başlayacak derken, karşımıza Kıbrıs dayatması çıkartıldı.

Kese kâğıdının yırtık kısmından fırlayan muz gibi.

Neredeyse görüşmeler kilitlenecekti.

Başbakan Erdoğan'ın bir ara dönüş hazırlığına başladığı bildirildi.

* * *

Son durumu öğrenmek için Brüksel'deki arkadaşlarımızdan Mustafa Karaalioğlu'nu aradım.

Türkiye saati ile geç bir saatti.

Herhalde Avrupa saatiyle de erken sayılmazdı.

- Azizim nedir son haber?

Mustafa "Şimdi, valla, yani..." diye söze başladı ve son haber denilen hiçbir haberin aslında hiç de son haber olmadığını açıkladı. Zaten bu tespitini Atv'nin Siyaset Meydanı'nda da dile getirdiğini söyledi.

Açıkça belirteyim ki bu tespit, o uzun gece için söylenebilecek en isabetli tespitti. Çünkü her an her şey değişebiliyordu.

Yani her şeyin her an değişmesi söz konusuydu.

Telefonu kapatırken istediğim bir şey, iletmek istediğim bir mesaj olup olmadığını sordu.

Ben de nezaketi için teşekkür ettim ve herhangi bir şey istemediğimi bildirdim.

Orada bulunanların gereken neyse yerine getireceğini ve herhangi bir mesaj iletme ihtiyacı duymadığımı söyledim.

Ayrıca kendisine vekalet verebileceğimi bildirmek üzereydim ki hemen itiraz etti.

- Aman sakın ha! Vekalet mekalet yok!
- Niye?
- Ali Kırca kızıyor.

Ne karışıyor Ali Kırca bizim vekalet verip vermeyişimize diyecektim fakat vazgeçtim.

AB'ye girmeye hazırlandığımız şu günlerde, AB yetkilileri her şeyimize karışma hakkını kendinde bulurken, onun da bizim vekalet işimize müdahale etmesi, hiç de yadırganacak boyutta sayılmazdı çünkü.

* * *

Tam o saatlerde, kulaklarında "gitmek mi zor, kalmak mı zor" şarkısının yankılandığını düşündüğüm, dahası hissettiğim Başbakan Erdoğan'ın dönüş hazırlığından vazgeçtiğini öğrendik.

Belki bavulları kapatmakta problem çıkmıştır.

Bilirim... Sinirle doldurulan bavulları kapatmak hiç kolay değildir.

Aralığından, içindeki eşyaların kolu bacağı sarkan bavullarla dönmek, orada kalmaktan zor gelmiş olabilir.

Yahut "yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik" diye düşünmüştür.

Ama şunu belirtmeme izin verin: Önümüze çıkartılan Kıbrıs şartını kabul etmektense, ben olsam bavuldan gömleğin kolunun çıkmasını tercih ederdim.

Şayet AB, adadaki birkaç yüz binlik Rum için 70 milyonluk Türkiye'yi üzmeyi göze alabiliyorsa, bence yapacak başka bir şey yok demektir.

Kabul etmem gerekir ki Başbakan Erdoğan benden daha sabırlı.

Bunu hepimiz gördük. Öyleyse müsaadenizle günün anlam ve önemine binaen ufak bir değişiklik yapalım o beyitte:

"Şeb-i yelda'yı muvakkit ve
müneccim ne bilir,
Tayyip Erdoğan'a sor kim,
geceler kaç saat?"

OSMAN SUROĞLU'NA KARİKATÜR ÖDÜLÜ

Uluslararası Tebriz Karikatür Festivali'nde Osman Suroğlu'nun çizdiği karikatür mansiyon ödülü aldı. Festivale 53 ülkeden 569 çizerin 2048 karikatürle katıldığı açıklandı.Yurt ve dünya çapında aldığı ödüllere bir yenisini ekleyen değerli sanatçımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Tebriz Karikatür Festivali ile ilgili ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler, tabrizcartoons.com adresinden ulaşabilirler.

GEÇMİŞ OLSUN TELEVOLE!

"Büyü" filminin gala gecesindeki yangından sonra günün en anlamlı mesajının "Geçmiş olsun Televole!" olacağını belirtmiştik.

Sağolsunlar, Televoleci arkadaşlar, bu mesajımızın ne kadar yerinde olduğunu teyid ettiler. Şovtivi'de "Kurtlar Vadisi"nden sonra yayınlanan "Televole" programında yangına geniş yer verildi ve görüntüler şu mesajla bitirildi:

"Hepimize geçmiş olsun!"
Rıfat Yörük


18 Aralık 2004
Cumartesi
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED