AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bir ticari meta olarak ulusalcılık...

3 Ekim'de 'Happy and'i gördük, şimdi zor ve uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Doğrusu 'AB karşıtları'nın kendilerini tatmin için ortalarda 'yalancı pehlivan' gibi dolaşmalarına da hiç aldırmıyoruz. İstedikleri kadar 'ulusalcılık' yapabilirler. Ancak, 'milliyetçilik' gibi değerleri 'meta' olarak kullandıklarında nasıl bir 'rant' elde edecekleri konusunda bir garanti veremeyiz. Çünkü, bugüne kadar 'milli değerler' üzerinden 'gelir hesabı' yapanlar hep kaybettiler.

Ezberleri bozulduğu için Türkiye'nin yeni rotasından memnun olmayan, bu ülkenin demokratikleşme hayallerine karşı "Kızıl Elma" koalisyonları kuranlar, zaman zaman sinir katsayılarımı zıplatsa da aslında çok da umursamıyorum. Ama öylesine akıl ve mantık dışı olaylar yaşanıyor ki, takılmadan da edemiyorum.

Mesela, bütün ülke geneline yayın yapan ulusal bir gazetemiz, 3 Ekim'in ertesinde, "Asker konuşsun" manşetiyle çıkıyor ve aynen şu cümleleri kullanıyor: "Millet, Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamakla yükümlü TSK'dan milli güvenliğimizi tehlikeye sokan AB belgesiyle ilgili açıklama bekliyor."

Bu nasıl bir zihniyettir Allahaşkına... Bu manşetleri atanlar da, hepimiz gibi aynı yerküre içinde yaşamıyor mu? Yoksa onlar bizim bilemediğimiz başka bir dünyaya mı aitler? Cümlelerimin acımasız olduğunu düşünebilirsiniz, yemin ediyorum benim bir suçum yok. Ama müzakerelerin başlamasının altında bile 'gizli' niyetler arayan şu cümlelere de dayanamıyorum doğrusu:"İngilizlerin planı, Türk askerini Kıbrıs'tan çıkarmaya yönelik. Rumlar NATO üyesi olacak. Ada'nın güvenliğini, içinde Türkiye'nin olmayacağı ama Türkiye 'nin üyesi bulunduğu NATO'nun imkânlarını kullanan Avrupa Ordusu sağlayacak. Böylece Kıbrıs'ta Enosis tamamlanacak... Ardından gelsin Ege..."

Deli saçması bunlar... Dolayısıyla, bu cümlelere bir değer atfettiğimi düşünen okurlarımdan şimdiden özür diliyorum.

Kuşkusuz 'milliyetçilik' üzerinden rant sağlamak isteyenler sadece bir kesimden oluşmuyor. Son dönemde hız kazanan özelleştirmeler bağlamında ilginç şeyler oluyor. Tam müzakerelerin başladığı günlerde, özelleştirmelerde bir "milliyetçilik rüzgarı" esiyor ki değmeyin gitsin... Mesela, bir bakıma devletin 'üniformalı' bir kurumu olan OYAK, yine devletin bir kurumu olan ERDEMİR'i özelleştirmede satın alıyor, hem de yabancı dünya devlerine karşı.

Burada, OYAK'ın vergideki 'imtiyazları'ndan, askeri avantajlarından sözetmek istemiyorum. Benim derdim, 'milliyetçilik' gibi bir değerin meta olarak kullanılması. OYAK 'Milli' bir kurum... OYAK yöneticileri son dönemde, özelleştirilen kurumların yabancılara değil, yerli şirketlere gitmesi konusunda 'milliyetçi duyguları' köpürten açıklamalar yaptılar. Milli bir kurumun böyle açıklamalar yapmasını normal karşılayabiliriz.

Ama aynı kurum, hem özelleştirmelerde 'milliyetçilik rüzgarları' estirir, arkasından da yabancı şirketlerle ortaklıklar kurarsa buraya bir 'soru işareti' koyarız. Yabancılarla ortaklıklar kurmanın elbette bir mahzuru yok, aksine faydası var. Ama, 'milli değerler' üzerinden rant işi pek 'milli' değil...


7 Ekim 2005
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED