AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
R A M A Z A N

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Cennet taşlı tek cami

İslâm aleminin en değerli mirası Hacerü'l Esved'in taşlarına ev sahipliği yapıyor. Sinan'ın, mimarî-süsleme dengesi açısından en başarılı eserlerinden biri. Ancak, yerinden ötürü az bilinen bir güzellik

Sokullu Şehit Mehmet Paşa Camii ya da kısa adıyla Sokullu Camii, Mimar Sinan'ın en güzel eserlerinden biri. Osmanlı döneminin en özgün külliye mimarisi örneklerinden olan yapı, Hacerü'l Esved'in taşlarıyla örülü tek cami olma özelliğine de sahip. Kabe-i Muazzama'da bulunan Hacerü'l Esved muhafazaya alınırken çevresinden kopan 10 cm. büyüklüğündeki parçalar, caminin inşaatı sırasında getirilmiş ve caminin giriş kapısının üzerinde, mihrabın üst orta kısmında, minber giriş kapısının üzerinde ve minber kubbesinde olmak üzere dört ayrı noktaya altın çerçeve ile gömülmüş. Kadırga'da Terazi Sokak'ta bulunan Sokullu Camii, Sultanahmet Camii'ne sadece birkaç yüz metre uzaklıkta, Kadırga'ya inen yokuş üzerinde, içerisinde barındırdığı Müslüman âlemi için paha biçilmez değerlerle ziyaretçilerini bekliyor.

SAKLI GÜZELLİK

Yapıldığı günden beri deprem, yangın gibi hiçbir doğal afetten zarar görmeden, her dönem ibadete açık biçimde günümüze gelmeyi başarmış bir yapı Sokullu Camii. Ancak, biraz arka sokakta kaldığı için gözlerden kaçıyor ve hak ettiğinin çok altında bir ilgi görüyor. 1571 tarihli Sinan imzalı bu zarif eser, Sokullu Mehmet Paşa tarafından, eşi ve aynı zamanda 2. Selim'in kızı Esmehan Sultan'a ithafen yaptırılmış. Dış avlusu olmayan caminin iç avlusuna kuzey kapısından merdivenlerle giriliyor. Merdivenlere atılan ilk adımda bu sevimli caminin sıcak ve davetkâr görünümü insanı büyülüyor. Küçük avlunun üç tarafı revaklar ve üzerleri kubbeli 16 medrese odasıyla kuşatılmış. Bugün bu odalar Kur'an kursu olarak işlevini sürdürüyor. Tek minareli küçük bir cami olmasına rağmen, Mimar Sinan'ın ustalık dönemine denk geldiği için yapının her yerinde bir özen göze çarpıyor. Revakları kubbeye bağlayan kemerler önemli bir mimari tarzı simgelediklerini adeta haykırıyor. Merdivenli girişin üzerindeki dershane, avlunun ortasındaki sütun ve mermer şebekeleri sanatkârane işlenmiş kubbeli şadırvan, avluya değişik bir hava veriyor. Odalara sonradan eklenmiş çirkin alüminyum doğramalar bile bu havayı bozmaya yetmiyor.

Mimar Sinan, bu camide klâsik devir altıgen plânını tekrar fakat daha da üretken bir biçimde uygulamış. Altı ayak üstünde yükselen kasnağa oturmuş merkezi kubbe ana mekânı kaplıyor. Büyük kubbenin iki yanında ikişer kubbeyle örtülmüş ve bayanlara ayrılmış bölümler bulunuyor.

MİMARİYİ EZMEYEN SÜSLEME

Cami içerisindeki benzersiz özelliklere sahip çiniler, diğer hiçbir camide görülmeyen biçimde; mermer mihraptan tavana kadar olan bölümde, minber külâhının üzerinde, pencere alınlıklarında ve kubbe kemerlerinde kullanılmış. Süslemede çini bolca kullanılmış ama bu kullanım mimariyi ezecek boyuta ulaşmamış. Sinan'ın, Süleymaniye Camii'nde akustik keşfinde nargileden faydalandığı bilinen bir konudur. Tasarım etabında akustiğe büyük önem veren, detaylı hesap ve plânlama sonucu oluşan tasarımı uygulayan büyük mimar, bu camideki akustik meselesini de boş küplerle çözmüş. Kubbe kasnağı üzerinde bulunan oyukların içine küpleri gömmüş. Mekân içindeki tüm sesi, bu küplerle kubbede toplamış.

BU DA HALİÇ'TEKİ SOKULLU

Eşi adına Kadırga'daki mükemmel camiyi yaptıran Sokullu Mehmet Paşa'nın kendisi için yaptırdığı cami ise Haliç'in Galata yönündeki kıyısında, Unkapanı Köprüsü'nün ayağında bulunuyor. Yine Osmanlı Devleti'nin ünlü sadrazamının adını taşıyan cami, 1578 yılında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Zamanla hasar gören cami, Balkan ve I. Dünya Savaşları esnasında tamir edilmeye başlamış, daha sonra onarıma ara verilmiş ve bakımsız, harap bir şekilde 1938'e kadar gelmiş. Bu arada sanat eseri niteliğindeki iç süslemelerin büyük kısmı yok olmuş ve çinileri çalınmış. Bahsedilen yılda cami tamirata alınmış ve1941'de yeniden ibadete açılmış. Edirne'deki Selimiye Camii'nin küçültülmüş bir modeli olan caminin iç kısmı kare şeklindedir. Üzerini örten büyük, mimari açıdan çok ilginç, tek şerefeli bir minaresi vardır. Kapı ve pencerelerindeki ahşap işçiliği çok dikkat çekicidir. Mermer minberi ise türünün en güzel örneklerindendir.




 
Prof.Dr.
VECDİ AKYÜZ
Sahur, Fidye ve Zekât Nisabı

KISSADAN HİSSE
Yoksulluğa tahammül

İFTAR SOFRASI
KÜNEFE
BİR AYET
Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.
(Al-i İmran Suresi, 92)
BİR HADİS
İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.
(Hadis-i Şerif)
18 Ekim 2005
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

İMSAKİYE

  Adana
  Ankara
  Bursa
  Diyarbakır
  Erzurum
  İstanbul
  İzmir
  Konya
  Trabzon

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED