AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Okullar açılıyor yeni sorunlar önümüze geliyor...

Pazartesi günü başlayacak yeni eğitim-öğretim yılına, milyonlarca öğrenci, öğretmen, yönetici ve veliler pek çok değişiklikle birlikte girmiş olacak. Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim sistemi ve yönetiminde gerçekleştirdiği bir takım yenilikler bu öğretim yılında uygulamaya konacak.

Türkiye'de eğitim sektörü adeta "yaz boz tahtası" olarak görülmüştür. Sık sık bakanların değişmesi, her gelen bakanın işe bir öncekinin devreye soktuğu yeniliği yürürlükten kaldırmasıyla başlaması, uygulamaya konulan yeni bir yöntem veya sistemin kararlılıkla uygulanmasını beklemeden devreden kaldırılması gibi bir çok "yap bozlar" yaşanmaktadır.

Milli Eğitim sisteminde ciddi denilebilecek değişiklik yapılıyor. Müfredat değişiyor, sistemde ciddi değişiklikler yapılıyor, deyim yerinde ise yılların alışılmış yöntemleri bir yana bırakılarak yeni yöntem ve sistemler devreye sokuluyor. İster istemez insanın aklına acaba bu değişiklikler de, öncekiler gibi belli bir uygulama ve deneme müddeti geçmeden yürürlükten kaldırılır mı, diye bir soru geliyor. Daha açık konuşmak gerekirse üzerinde çalışılan ve geçen seneden itibaren kademeli olarak uygulanmaya başlanan yeni müfredatı, birileri ileride kenara atıp eskisine dönülür mü?

Geleneksel problemler var...

Türk Milli Eğitim sisteminin bir türlü üstesinden gelemediği geleneksel problem ve uygulamaları var. Bunların hala devam ettiğini görmek üzüntü verici. Bunlardan biri ve belki de en önemlisi eğitim-öğretim başladığında okulların fiziki ve öğretim üyesi olarak hazır halde olmaması durumudur. Kocaman yaz tatili geçer, ama bir türlü okulların boya ve badanası tamamlanamaz; öğrenciler boyalı ve temiz sınıflara değil boyama ve tamir faaliyetleri devam eden dershanelere gelirler. Derslerle birlikte boya ve badana işleri de sürdürülür. Bu durumun anlaşılabilir bir sürü sebebi olduğu kesin. Ancak yine de bunun eğitim açısından doğru bir davranış olmadığı açık.

Öğretmenlerin atanma ve yer değiştirmeleri konusu da her nedense tatil aylarında bir türlü tamamlanamaz. Okullar eğitim ve öğretime açılır, öğrenciler öğretmensiz sınıflara döner, aradan günler hatta aylar geçtikten sonra öğretmenlerin ataması yapılır...

Son yıllardaki uygulamalarda bu konuda epey yol alındığı görülüyorsa da yine de sorunun bittiği söylenemez. Bugünlerde bazı illerde uygulamaya sokulmak istenen bir yeni durum var ki anlamak mümkün değil. Ne mantığı, ne de rasyonel bir yanı var. Milli Eğitim Bakanlığı bir ara bir yönetmelik çıkararak beş yıldan fazla zamandır bir yerde yöneticilik yapan ve başarısız olan yöneticilerin yerlerinin değiştirilebileceğini düzenlemiş bulunuyor. Bunu iki ilin uyguladığı belirtiliyor. Bu çerçevede yeri değiştirilen bir öğretmen, uygulamanın yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle durdurulması için İdare Mahkemesine gidiyor ve mahkeme de yürütmeyi durdurma kararı veriyor.

Tercih yap baskısı...

Buna rağmen, mesela Artvin Milli Eğitim Müdürlüğü il sınırları dahilinde beş yıldan fazla zamandır yönetici olan okul müdürlerine bir yazı yazarak yerlerinin değiştirileceğini ve bu nedenle yeni bir okul tercih etmelerini veya komisyonun yapacağı atamayı kabul edeceklerini belirten bir dilekçe vermelerini istiyor.

İster istemez okulların açılmasına iki hafta kala yazılan bu yazı tüm okullarda bir tedirginlik, kaos ve belirsizlik yaratıyor. İlgili yönetmelik başarısız olan idarecilerin değiştirilebileceğini söylerken Milli Eğitim buna dikkat etmeksizin her okul yöneticisini buna dahil ediyor. Dahası Danıştay'ın yürütmesini durdurduğu ve dolayısıyla yasal dayanağı kalmayan bir uygulama, hangi akla ve mantığa hizmetse sürdürülmek isteniyor. İşin hukuki yanı ve sonuçları ayrı bir konu. Benim işaret etmek istediğim okulların açılmasına beş kala okul idarecilerinde yapılmak istenen değişikliğin yol açacağı sonuçlardır.

İnsan şunu sorma ihtiyacı duyuyor. Madem böyle bir şey düşünülüyor, niçin okulların tatilde olduğu yaz aylarında yapılmıyor da okulların açılmasına birkaç gün kala yapılmak isteniyor? Başarılı bir okul yöneticisini değiştirmek ve istemediği bir kurumda çalışmaya zorlamak eğitimin hangi sorununu çözecektir? Böyle bir idareci nasıl başarılı olacaktır?

Rasyonellik öncelikle eğitim yönetiminde geçerli temel ilke olmalıdır. Eğitimdeki anlamsız yaz bozlardan hem öğrenciler hem de veliler bıkmıştır.


8 Eylül 2005
Perşembe
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED