Diyabet uzmanı Dr. Özay Tiryakioğlu, şeker hastalığı olan anne adaylarını ve bebeklerini bekleyen birtakım sağlık sorunlarıyla ilgili uyarıda bulunuyor.

Şeker hastalığı, diyer adıyla diyabet günümüzde yaygın olan önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Şeker hastalığı, küçük veya büyük damar hasarlarına bağlı komplikasyonlara neden olur ve temelde kan şekeri yüksekliği ile tanımlanır. Şeker hastalığı iki gruba ayrılıyor. Tip 1 diye isimlendirilen şeker hastalığı genelde çocukluk çağında ortaya çıkıyor. Tip 2 ise 40 yaşından sonra özellikle aşırı kilolularda ortaya çıkıyor. Şeker hastalığı bazen ilk kez gebelikte ortaya çıkabiliyor ve gebelik sona erdikten sonra da genellikle ortadan kalkıyor. Anadolu Sağlık Merkezi'nden Endokrinoloji, Metabolizma Hastalıkları ve Diyabet Uzmanı Dr. Özay Tiryakioğlu, şeker hastalığı bulunan anne adaylarını ve bebeklerini bekleyen bir takım sağlık sorunları olduğunu belirterek önemli uyarılarda bulunuyor. Dr. Tiryakioğlu, şeker hastası olan ve tedavi gören annelerin gebelikle birlikte insülin ihtiyaçlarını arttırdığını söylüyor ve şu bilgileri veriyor: "Diyabetli gebelerde özellikle hamileliğin son 3 ayında bu çok daha belirgin olur ve insülin doz ayarlaması yapılmazsa kan şekeri çok yükselebilir ve "şeker koması" olarakta bilinen çok ciddi klinik durum ortaya çıkabilir. Ciddi idrar yolu enfeksiyonları, vajinal kandidiyazis gibi enfeksiyonlara yakalanma olasılığı, özellikle kötü kontrol edilen olgularda artmaktadır. Öte yandan diyabetik gebelerde preeklampsi olarak bilinen gebeliğe bağlı ciddi hipertansiyon ortaya çıkma olasılığı da belirgin bir şekilde yükselir."

Gebelikte test önemli

Gebelik döneminde annede şeker var mı diye teste tabi tutulduklarını anlatan Dr. Tiryakioğlu bu testin önemine değiniyor. şunları anlatıyor: "Tüm diyabetik anne adaylarında ve özellikle de glikozillenmiş hemoglobin (HbA1c) adı verilen ve son 3 aylık dönemde diyabetin seyri ve tedavinin başarısını anlamamızı sağlayan değeri yüksek bulunan anne adaylarında bebek özel bir takım testlere tabi tutulur."

Gebelikte diyabet yani şeker teşhisi alan gebelerin derhal tüm organ sistemleri fonksiyonu açısından gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiren Tiryakioğlu şu bilgileri veriyor: "Bu aşamadan sonra hastanın takibi normal bir gebeninki gibi olmayıp, daha sık muayeneye gelme, her kontrolde uygulanan diyet veya insülin tedavisinin kan şekeri değerlerine etkisinin değerlendirilmesi, gebenin evde kendiliğinden yaptığı kan şekeri ölçümlerinin değerlendirilmesi ve diyet ve insülin tedavisinin gözden geçirilip düzenlenmesi gerekmektedir. Kontroller esnasında ultrason incelemesiyle bebekte irileşme, polihidramnios aranır."

Şekeri olan gebe anneye özel bakım

"Belli bir gebelik haftasından sonra yani 36. haftada bebeğin iyilik hali özel testlerle takibe alınır. Gebeliğin son haftalarında insülin kullanan anne adayının hastaneye yatırılması, kan şekeri düzeylerinin daha sıkı takip edilmesi ve doğumun nasıl yapılacağına karar verilmesi sıklıkla gerekmektedir. Diyetle kan şekeri olan diyabetik gebede doğumun kendiliğinden başlaması beklenebilir, insülin kullananlarda ise sıklıkla 40. gebelik haftasının geçmemesi istenir. Doğumda iri bebek gelişmesi ya da anne veya bebeğe ait özel bir neden varsa sezaryen tercih edilir. Bu özel durumlar yoksa normal doğum yapabilir, hatta bu tercih edilir."

Bebeğin gelişimini engelliyor

Şeker hastalığının bebeğin sağlık durumunu da yakından ilgilendirdiğini ifade eden Dr. Tiryakioğlu, "Gebeliğin erken döneminde, bebeğin organlarının oluşumu aşamasında yani hamileliğin ilk 3 ayında kan şekerinin yüksek seyretmesi bebekte ciddi bazı gelişim bozukluklarına ve erken düşüklere neden olabilir. Özellikle kan şekeri kontrol edilmemiş bir şekilde gebeliğe başlayanlarda başta kalp olmak üzere, santral sinir sistemi, iskelet sistemi, genitoüriner sistem ve sindirim sisteminde çeşitli anormallikler doğurma riski 3-4 kat artar. Kan şekerinin yüksek seyretmesi gebeliğin tüm dönemlerinde bebeğin anne karnında aniden ölme riskini arttırır. Kontrolsüz diyabet bebeğin normalden iri olmasına (4kg), amnios sıvısının artmasına, akciğer olgunlaşmasında gecikmeye ve buna bağlı doğum sonrası solunum sıkıntısı yaşamasına yolaçabilir. Preeklampsi gelişen diyabetik annelerin bebeklerinde ise intrauterin gelişme geriliği ortaya çıkabilir. Doğum esnasında normalden iri olan bebeklerde doğum güçlükleriyle karşılaşılır. Bebek doğduktan sonra da başta kan şekeri düşmesi, kalsiyum düşüklüğü ve hiperbilirubinemi olmak üzere ciddi yenidoğan problemleri ortaya çıkabilir." dedi.