BM, geçtiğimiz 14 şubatta düzenlenen suikastte hayatını kaybeden eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin ölümünden Suriye'yi sorumlu tutmaya hazırlanıyor. BM soruşturmacıları, önümüzdeki ay Suriye'yi resmen eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastinden sorumlu tutup Ortadoğu'da tansiyonu yükseltmekle suçlayacak.

Soruşturmaya yakın bir kaynak, İngiliz The Guardian gazetesine verdiği demeçte cinayette Suriye'nin parmağı olduğuna dair kanıtların güçlü hale geldiğini söyledi. BM soruşturmasına başkanlık eden Detlev Mehlis, son raporunu 25 ekimde sunacak. Şu ana dek dört Lübnanlı general cinayet suçundan gözaltına alındı. Eski bir Alman savcısı olan Mehlis, cinayette parmağı olan ve Suriye rejiminde etkin konumda bulunan bazı kişilerin adını da verecek.

Raporun BM güvenlik konseyi ve Suriye devlet başkanı Hafız Esad arasında gerginlik yaratacağına kesin gözüyle bakılıyor. Güvenlik Konseyi'nin Esad'tan suikastten sorumlu Suriyelileri teslim etmesini istemesi bekleniyor.

Güvenlik Konseyi'nin İran'a yaptığı gibi 'yavaştan almak' yerine, zaten 'neredeyse tam bir uluslararası dışlanmaya maruz bırakılmış' olan Esad'a karşı çabuk harekete geçeceği belirtiliyor.

Bender'den Suriye'ye gizli ziyaret

Suudi Arabistan'ın eski Washington Büyükelçisi Prens Bender Bin Sultan Şam'a gizli bir ziyarette bulundu. Lübnan'da yayımlanan "Sedyu'l Beled" adlı gazete diplomatik kaynaklardan edindiği habere göre, Prens Bendir Bin Sultan'ın Suriye'nin başkenti Şam'da Suriyeli yetkililerle 7 saat konuştuğunu kaydetti.

Prens Sultan'ın bir grup diplomat ve gazeteci ile Şam'a ziyarette bulunduğunu ifade eden gazete, heyetler arasında Lübnan'ın konumu, Refik Hariri suikasti, Suriye-Amerika ilişkileri ve Irak'taki durumun ele alındığını yazdı.

Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin Lockerbi faciasının sorumluluğunu üstlenmesinde de Bender Bin Sultan'ın etkisinin olduğunu belirten gazete, Kaddafi'nin Lockerbisi'nden Beşşar Esad'ın Lockerbisi'ne başlığını kullandı. Gazete, Sultan'ın Şam görüşmesinin ardından ülkeden ayrıldığını bildirdi. Sultan'ın bu ziyareti Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçiliği'nden emekliye ayrılmasından sonra ilk önemli diplomatik girişim olduğu vurgulanıyor.