Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
hayali çıktı
ABDULLAH MURADOĞLU
ORTAÇAĞ 'ORTA MALI' DEĞİLDİR Doğu Batı dergisinde bir yazı kaleme alan Dr. Mehmet Ali Kılıçbay, sözkonusu tabirin yanlış kullanıldığını savundu. Yeni Şafak'a konuşan Dr. Kılıçbay, "Bir kere Ortaçağ, batıya özgü bir şey. İlk olarak Rönesans döneminde İtalyan bir rahip tarafından kullanıldı. Rahip, kendi yaşadığı çağ ile Antikite arasında yer alan bu dönemi, hatta olmaması gereken bir dönem olarak görererek ona Medio Evo yani Ortaçağ adını verdi. Türk tarihinde, İslam tarihinde ise bir Ortaçağ yoktur" dedi. Ortaçağın karanlık olmadığını ifade eden Kılıçbay, "Ortaçağ sanıldığı gibi antik dönem uygarlığına son veren bir barbarlık dönemi değildir. Tam tersine, kendi öz bunalımlarını aşamayan Antikitenin yerine ikame olan sağlıklı bir çözümdür. O dönemde Papa'yı takan da yoktur. Papa'nın sözü, kendine ait, Papalık devletleri dediğimiz topraklar üzerinde geçer sadece. Hıristiyan şeriati laik ve profan ortamlarda geçerli değildir. Kısacası dünya tarihinin en dindar dönemi olarak nitelenen Ortaçağ, dinin etkisini en fazla kıran bir dönemdir, hatta modern dünyanın ön açıcısıdır" dedi. Aşk bile Ortaçağ'da icat edildi "Ortaçağ karanlığına dönmek" gibi ibarelerin yanlış olduğunu vurgulayan Kılıçbay, "Bu tabiri kullananların yanlışlığı kendi kafalarının karışıklığından kaynaklanıyor. Bilmeden konuşuyorlar" dedi. "Ortaçağ, yüce değerler olarak nitelediğimiz demokrasi, insan hakları, sözleşme, parlamento gibi değerlerin projesinin ortaya çıktığı bir çağdır" diyen Kılıçbay, "Aşk bile ortaçağda icat edildi. Aşk, hiristiyanlıkta da İslamlıkta da Allah'a olan sevgiyi ifade eder. Bir insanın bir insana aşık olması Ortaçağ'ın ürünüdür" şeklinde konuştu. 'Aydınlanmacılara göre kötüdür' Çağların sınıflandılmasının modern zamanlara ait olduğunu ifade eden Ali Bulaç, "Ortaçağ kavramı Aydınlanma'yla ortaya çıktı. Geleneksel zaman ve tarih anlayışı çok farklıdır, 'insanlık altın çağını yaşadı, artık geriye, kötüye doğru gidiyor' diye düşünülürdü. Aydınlanma ile bu tersine döndü. Ortaçağın karalanması meşruiyet arayışıdır. 'Yapmakta olduğumuz iyidir, önceki dönem çok kötüdür' gibi basmakalıp bir düşüncedir" dedi. Ortaçağ karanlığı propaganda Ortaçağ'ın Aydınlanmacılara göre karanlık bir çağ olduğunu belirten Bulaç, "Ortaçağ öyle tasvir edildiği gibi değildir. O dönemde dini değerler, aile daha güçlü, yardımlaşma daha yaygındır. Bugünle mukayese edersek daha iyi durumda değiliz" dedi. Ortaçağın eleştirilecek çok tarafları olduğunu belirten Bulaç, şöyle devam etti: "Ama toptancı hareket edilmemeli. Önceki dönemleri kötülemek bizde de yapıldı. Her iyi şey Cumhuriyetle başladı, ondan önce hiç iyi bir şey yoktu denildi. Müslümanların bir ortaçağı ise yoktur. O çağda İslam dünyasını temsil eden Abbasiler kemal noktasındadır. Bilim, tefekkür çok gelişmişti. Keza Osmanlı bir büyük medeniyet kurdu. Hukukta, mimaride, sanatta, yönetimde çok ilerideydiler. Bugün bile bazı alanlarda Osmanlı'nın gösterdiği başarıya ulaşabilmiş değiliz. Özetle söylersek, Ortaçağ kavramının kendisi propagandadır." 'RönesansIn temeli Endülüs'tür' Ortaçağ 'ın göreceli bir kavram olduğunu belirten Prof. Niyazi Öktem ise "Batı için bir karanlıktan söz edilebilir. Şöyle bir durum da var, Kilise babaları yeni fikirler üretmişler. Bu halka ve alt düzeydeki rahiplere yansımamış" dedi. "İslam alemi için Ortaçağ karanlığından söz edilemez. Endülüs'te halka yansıyan bir entelektüel ortam vardı. Batı da oradan almıştır çok şeyi. Rönesansın temeli Endülüstür" diyen Prof. Öktem, "Abbasilere, Selçuklu'ya dönersek, Batı ile karşılaştırılırsa yine karanlık bir ortaçağdan söz edilemez. Ne var ki bu tabir oturdu. Birçok yanlış şey oturdu. Ben de kullanabilirim. Ama biri tutup, "bir düşün, doğru mu söylediklerin?" dese şimdi söylediklerimi söylerdim" şeklinde konuştu. 'Ortaçağ karanlığı pozitivistlerin bir yaftasıdır' Ortaçağ karanlık çağ değildir, başka bir çağdır. Bu, aydınlanmacıların ve pozitivist düşüncenin bir yaftasıdır. Batı'nın ortaçağı ile İslam dünyasının ortaçağı çok farklıdır. Ortaçağ onlar için bir çöküş, bizim için doruktur. Sonra onlar doruğa çıktı, biz çöküşe geçtik. Ortaçağ karanlığına dönmek tabiri doğru değil. Her çağın karanlıkları, aydınlıkları var. Şu çağ karanlıktır, şu devlet çok aptaldır, Çorumlular şöyledir demek gibi bir şey. Böyle şey olabilir mi? Ortaçağ Hristiyan dünyasında da pırıltılar vardır. Müslüman dünyanın Rönesans'a önemli katkıları olmuştur. Eski Yunan'ı biz saklamışız. Batı, eski Yunan'ı bizimle tanıdı. Ama görmezden gelirler bunu. 'Her çağın iki yüzü vardır'
Ortaçağ tabirinin olumsuz manada kullanılmasının yanlış olduğuna değinen Prof. Mehmet Altan "Ortaçağ'ın da iki yüzü vardır. Her çağ, bir önceki çağı, bir öncekini kötüler" dedi. "Ortaçağ karanlık mıdır değil midir tartışmaları, Hrıstiyanların eski Roma'yı kötülemeleri gibidir" diyen Prof. Altan, "Aydınlanmacılar bir yerde Ortaçağın olumsuzluklarını abartarak kendilerinin propagandasını yaptılar. İlk endüstri devriminin Ortaçağ'da gerçekleştiğini de unutmamak gerek" şeklinde konuştu. Türkiye Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci ise, "Anadolu'da bir Ortaçağ yoktur. Ortaçağ Batı'da karanlık bizde ise aydınlıktır" dedi. Türkiye'yi Ortaçağ'a döndürmek gibi ibarelerin yanlış olduğunu da kaydeden Ekinci, "Ben bu gibi tabirlerin kullanılmasını yıllardır eleştiriyorum. Bu, Türk aydınının kendi tarihini bilmemesinden kaynaklanıyor" şeklinde konuştu.
|
|
|