Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
AB üyesi 25 ülke arasında Türkiye ile başlayacak müzakereler için kıyasıya pazarlık devam ederken, Ankara'nın hedefinin rest çekmekten çok, 3 Ekim'de müzakerelere başlamak olduğu belirtildi.
DUYGU GÜVENÇ / ANKARA
Ankara, Türkiye ile müzakerelerin nasıl sürdürüleceğini belirleyecek ve yıllarca sürecek müzakerelerin temelini oluşturacak olan Müzakere Çerçeve Belgesi'nin, AB Konseyi tarafından 3 Ekim öncesinde bir an önce onaylanmasını istiyor. Belgenin kısa sürede onaylanmasının, Türkiye içindeki AB karşıtlarına da cevap olacağı ifade edildi. Öte yandan, AB'nin Kıbrıs konusunda yayınladığı karşı deklarasyonun ardından, Ankara'nın AB üyesi ülkelerdeki Türk büyükelçiliklerinden, görüş istediği öğrenildi. Kırmızı çizgi korunuyor Dışişleri Bakanlığı'nın, "imtiyazlı ortaklık" gibi Türkiye'ye farklı bir muameleyi öngören ve tam üyelik dışında bir yol öneren teklifler konusunda "kırmızı çizgi"sini koruduğunu belirten bir yetkili, böyle bir ifadenin belgede yer almasını ise, "küçük bir ihtimal" olarak değerlendirdi. Fransa'nın girişimiyle eklenen AB'nin hazmetme kapasitesine yönelik ifadelerin, 17 Aralık kararlarında da bulunduğu belirtilirken, Konsey'in her aşamada müzakereleri denetleme yetkisinin de belgede bulunduğu hatırlatıldı. Kıbrıs'ta normalleşme Türkiye, AB'nin Uyum Protokolü ile ilgili yayınladığı karşı deklarasyonun Çerçeve Belgesi'ne yansıtılmasını beklemezken belgede, Rum Kesimi ile ilişkilerin "normalleştirilmesi" beklentisinin yer alacağına işaret edildi. Ankara, katılım sürecinde tüm üyelerin tanınmasına yönelik bir ifadenin de belgeye konmasını beklemiyor. Karşı deklarasyonda, protokolün Türkiye tarafından uygulanmasını denetlemeyi hedefleyen AB'nin, bunu Çerçeve Belgesi'nin ilk taslağında 9. maddede de öngördüğüne işaret edildi. Dışişleri Bakanlığı'nın, Konsey tarafından onaylanacak nihai metnin ardından da Kıbrıs başta olmak üzere, görüşlerini yansıtan bir açıklama yapması bekleniyor.
|
|