|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
"Erdal Güney, Taşeli'nin ruhunu, genlerimizde anlam bulan eşkıyalığı ve aşkı harmanladığı albümü "Aşkıya" ile dinleyicilerle buluşuyor. Aşkın tüketim nesnesine dönüştüğünü söyleyen sanatçı, "aşkı, aşk ile yaşamak modern yaşamın ihtiyacıdır" diyor.
ELİF YILDIZ
Eşkıya: aşk oduna yanmış aşkıya Eşkıyaları dağlara çıkaran aşkın, kapitalist yaşam içinde, tüketim nesnesine dönüştüğünü söyleyen Güney, "aşkın kendisinden öte nasıl yaşandığı önemlidir, aşkı aşk ile yaşamak modern yaşamın ihtiyacıdır" diyor. Kasette sözü ve müziği Mustafa Nuhut'a ait olan hareketli türkü "Ala Gözde Ala Ben'de Ala gözde ala ben/ a kız sana ben/ seni de alacağım demedim mi?/ Gavur anana inat, muradım murad/ Alıp da kaçacağım demedim mi?" diyen âşık, sevdiğine verdiği kavuşma sözünü anımsatıyor ve baskıya karşı aşkını savunacağını müjdeliyor. Bir halk destanından esinlenek bestelenen "İnce Memed" türküsünde, "Çektikleri onca kahır / Türkülerde yakılıdır / Eşkıya denmiş onlara / Onlar dağda yazılıdır.." diyen Erdal Güney, eşkıyalığın edebi gelenekte vicdan ve adalet arama imgesi olduğunu belirtiyor. Günümüzün modern toplumlarında eşkıyalığın kişisel karşı çıkışlar bazında anlamsız olmasına karşın soyutlama olarak, dünden taşıdığımız 'toplumsal genimizde' anlam bulduğunu ifade ediyor ve 'Yağlı kurşun çökertemez, hoyrat kızın sözü kadar" diyerek, eşkıyanın dağa çıkışındaki itkinin sevdiği olduğunu belirtiyor. Zamana ve mekana dönüşen hüzünler
"Saklımdasın" adlı türküde ayrılığın acısını çeken ve 'sabır yarasında kanayan' bir yürek; "özlüyorum seni zamanla barışamadım/ ucum yok bucağım yok" diyerek aşkın kendisini içine attığı zamansızlık ve mekansızlık durumuyla savaşıyor. "Sarı Yaylam" isimli türküde "Yaylam yaylam, sarı yaylam/ Ben bu derdi kime yanam" diyerek yalnızlığını ve çaresizliğini yayla mekanıyla özdeşleştiren sanatçı, "Rüzgarım Ol" isimli türküde, "Adımlarken sensiz şu ömrü" ifadesiyle zamanın ve mekanının içiçe geçtiği bir düzlemden dinleyiciye sesleniyor. Güney, albümde, ağır basan hüzün duygusunu "Yaşam düşünenler için komedi, hissedenler için trajedidir, günümüz dünyasının sorunlarının insana dokunduğu noktadaki duygu bende hüzün olarak beliriyor" diye açımlıyor ve ekliyor: "sanat estetik bir ifadeyse insana ait acıların toplamı bir duyguyla ifade edilecekse, hüzün burada benim için bir tarife dönüşüyor".
|
|
|
![]() |
|
|
|
|