AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Yolun sonuna doğru (mu?)

Avrupa Birliği'nden (AB) çatlak sesler çıkmasını da, bunların ülkemizde şaşkınlığa yol açmasını da doğal karşılamamız gerekiyor. AB üyeliği yolunda en keskin adım olan 'tam üyelik başvurusu' yapıldığı gün (14 Nisan 1987), Turgut Özal, 'uzun ince bir yol' benzetmesi ile çekilecek sıkıntılara işaret etmişti. Yoldaki kritik dönemeç olan müzakerelerin başlamasına birkaç gün kala, âsâp bozmak için elinden geleni ardına koymayanlar hayli fazla.

Bir nokta dikkat çekici: Türkiye'de AB üyeliğine karşı çıkanlarla Avrupa'da Türkiye'nin AB üyesi olmasını istemeyenlerin üzerine politika inşa ettikleri konular neredeyse ruh ikizi. Burada, bilimsel bir toplantıda 'Ermeni sorunu' tartışılmasın diye çaba gösterilmedi mi? Avrupa'da da, AB üyeliğinin önünü kesmek isteyenler, Türkiye'ye, "Ermeni soykırımını tanı da öyle gel" diyorlar... Gümrük birliğine girmiş bir ülkenin AB üyesi olmaması her iki taraf için de mâkul değil, ama gelin de bunu onlara anlatın; bir taraf "Girmeyelim" diyor, diğeri de "İmtiyazlı ortaklıkla yetinin" formülüne sığınıyor...

Oysa, şu aşamada, konuşulması gereken konular çok başka olmalıydı. AB içinde Türkiye'nin üyeliğine itiraz eden ülkeler, 1999 Helsinki, 2002 Kopenhag ve en son (17 Aralık 2004) Brüksel zirvelerinde bu engellemeyi pekâlâ gerçekleştirebilirlerdi. Şimdi bunu bir tek şekilde becerebilirler: Üyelik şartı olarak önüne konmuş evödevlerini Türkiye'nin yerine getirmediğini ispatlayarak... Bunu yapabilirlerse, itirazcılar, diğer üyeleri de etkileyebilirler. Sorun da bu noktadan kaynaklanıyor zaten: Türkiye, kendisinden beklenmedik bir performansla, önüne çıkartılan bütün şartları fazlasıyla yerine getirdi. "Şart değil" dedikleri Kıbrıs konusunda bile ileri adımlar atan ülke Türkiye oldu.

Türkiye'yi AB kapısından döndürmeye çabalayan Avrupalıların akıllarından hiç çıkartmamaları gereken önemli bir nokta var: 17 Aralık'ta Türkiye'nin kaderinin konuşulduğu zirveyi en kalabalık grup olarak izleyen İslâm Dünyası'ndan gazetecilerdi. Bugün İslâm Dünyası'nın insanları, en az AB'li fanatikler kadar, Türkiye'nin AB üyesi yapılmayacağına inanıyor. Bütün şartları yerine getirmiş olan Türkiye'yi kapısından döndüren AB, İslâm Dünyası'nın yapıştıracağı 'Hıristiyan Kulübü' yaftasını ebediyyen üzerinde taşıyacaktır.

Bugün olanın adını doğru koymamız gerekiyor: Avrupa büyük bir liderlik bunalımı geçiriyor. Türkiye'nin müzakere sürecinin başlaması öncesinde yaşananlar yalnızca bu derin gerçeğe işaret ediyor. ABD'nin Irak'a müdahalesinin yol açtığı kırılmayla Avrupa savrulmuştu; ABD'nin 'teröre karşı savaş' adını verdiği it dalaşında başarılı olamaması 'eski Avrupa'nın tezini doğruladı, ama AB'yi bir kez daha sarstı. Geçmişte kıtaya liderlik yapan ülkeler eski güçlerine sahip değiller bugün, ülkelerde de halklarının bütünüyle desteklemediği iktidarlar var. Bunun son örneğini AB Anayasası oylamasında yaşadık.

Liderlik yapamayan ülkelerin kendileri de liderden mahrum durumda. Böyle bir ortamda, Türkiye'ye verilen sözleri hatırlatan, Türkiye'nin kapıdan döndürülmesinin meydana getireceği sarsıntının yapacağı tsunami etkisini vurgulayan siyaset bilgelerinin değil, küçük politikacıların, basit hesaplarını bu arada görmeye kalkışan açgözlülerin sesi daha gür çıkıyor.

Uzun ve ince olan bir şey kırılgan da olur; Türkiye'nin AB mâcerası çok gel-gitler yaşadığı için bunu iyi biliyoruz. 1997 Lüksemburg Zirvesi'nde ip kopmuş, 1999'da Helsinki'de yeniden bağlanması için bayağı zahmet çekilmişti. Bu defa koparsa hangi şartlarla nasıl bir düğüm atılacağını düşünüp bulmak Türkiye'den çok mızıkçılık yapanların üstüne kalacak bir görev.

Bizim ne yapacağımız ise belli: Türkiye, yolun sonunda bir kopuş yaşanabileceğini öngörerek, çok önceden beri, "Kopenhag kriterlerinin adını Ankara kriterleri koyup yolumuza devam ederiz" ilkesini benimsememiş miydi?


« Geri Dön

30 Eylül 2005
Cuma
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED