AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
İbrahim Paşa Sarayı'nda bir yaz gecesi...

Sultanahmet'teki Türk-İslam Eserleri Müzesi'nin bulunduğu İbrahim Paşa Sarayı bahçesinde açık havada bir Türk Müziği konseri elbette herkesi heyecanlandırır. Yaz gelince İstanbul'da müzik konserlerinin mekanı, genelde Harbiye Açık Hava Tiyatrosu ile Rumelihisarı oluyor.

İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü, bir ilki gerçekleştirerek İbrahim Paşa Sarayı'nın bahçesinde İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu'nun müzikseverlere unutamayacakları bir İstanbul gecesi yaşatmalarını gerçekleştirdi.

İbrahim Paşa Sarayı'nın ve çevresinin o eşsiz tarihi ortamında böyle bir konserin ilk kez gerçekleştirilmesinin güzelliğinin yanı sıra organizasyonun gerçekleştirilme şekli de üzerinde durulmaya değer. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tarihi ve sanat açısından birbirinden güzel mekanları var. Ne var ki bu mekanları değerlendirebilme noktasında yeteri kadar imkana sahip değil. Bu tür konserler veya başka tür programların gerçekleştirilebilmesi sadece bir mekan tahsisi ile mümkün olmuyor. Konukların ağırlanması, kokteyl verilmesi, mekanın bu iş için organize edilmesi vb. pek çok sorun bulunuyor. Bütün bunlar bir maliyet, emek ve para demektir. Bu noktada merkezi yönetim kurumlarının nasıl bir sıkıntı içerisinde oldukları biliniyor.

Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'nün genç ve dinamik müdürü değerli dostumuz Ahmet Bilgili, bu sorunu aşmanın yolunu bulmuş. Belediye yönetimleriyle belli bir işbirliğini gerçekleştirerek bu tür konser ve programları gerçekleştirmeyi başarıyor. Mekanı ve konser topluluğunu Kültür ve Turizm Müdürlüğü temin ediyor, organizasyonun diğer faaliyetleri ve masraflarının belediye tarafından karşılanmasını sağlıyor.

İşbirliği ile güzel faaliyetler oluyor…

Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Eminönü Belediyesi arasında sağlanan bir işbirliği neticesinde, İbrahim Paşa Sarayı'nda Türk Sanat Müziği konseri gerçekleşebilmiş. Konsere hem Eminönü Belediyesi'nin hem de Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün davetlileri katılmışlardır.

Belediyelerin bu tür kültür ve sanat faaliyetlerine destek vermeleri alkışlanacak bir çabadır. Genelde belediyeler daha popüler, şova ve kalabalıklara yönelik sanat faaliyetlerine destek vermektedirler. Neticede siyasetin doğasında şov ve kalabalıklara hitap etme vardır. Festivaller, açılışlar, törenler genelde popüler sanatçıların meydan konserlerine sahne olmaktadır. Belediyeler ne kadar çok kişiyi toplar ve onları eğlendirirlerse onu bir başarı kabul etmektedirler.

Burada durum farklı. Türk Sanat Müziği konseri, şova ve kalabalıklara yönelik bir sanat faaliyeti değil, ancak seçkin ve dingin bir topluluğa verilebilmektedir.

Aslında benim temel tercihim kültürel mekanların yönetiminin belediyelere devredilmesi yönündedir. Bu bakımdan ben Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın gereksizliğine inanırım. Bu bakanlığın gelişimine bakılırsa nasıl devamlı bir arayışın olduğu görülür. Kültür Bakanlıkları biraz da otoriter yönetimlerin, kültürü de merkezden yönlendirmeye çalışan sistemlerin bir politikası olarak görülüyor.

Yıldızların altında eşsiz nağmeler…

"Yıldızların Altında Bir Yaz Gecesi" adıyla gerçekleştirilen Türk Sanat Müziği konserinin 1. bölümü saz eserleriyle başladı. Kemani Kevser Hanım'ın Nihavend Longası, Tanburi Cemil Bey'in Nikriz Sirtosu ve Çeçen Kızı ile başlayan konser Sultanıyegah Faslı ile devam etti. Aylin Şengün Taşçı'nın sanat yönetmenliğinde hazırlanan konserde Türk müziğinin klasik ve çağdaş parçaları icra edildi. Mesela Şanturi Ethem Efendi'den "Güller açmış bülbül olmuş bi karar/ Gel açıl gülşende ey reşk-i karar…" , Bimen Şen'den "Al sazını sen sevdiceğim şen hevesinle/ çal söyle benim şarkımı sevdalı sesinle"; Yesari Asım Arsoy'dan "Sevdadan uzak koçmayalım aşk ihtiyaçtır/Sevmek ve sevilmek a canım ruha ilaçtır", yine Yesari Asım Arsoy'dan "Biz Heybeli'de her gece mehtaba çıkardık/Sandallarımız neş'e dolar zevke kanardık" gibi unutulmaz parçalar icra edildi.

Arkasından Türk Sanat Müziği'nin önde gelen yorumcularından Münip Utandı, Münir Nurettin Selçuk, Alaattin Yavaşça, Muzaffer İlkar ve Yesari Asım Arsoy'un İstanbul üzerine unutulmaz eserlerini seslendirdi. Güftesi Yahya Kemal Beyatlı'ya ait "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul…", "Dün kahkahalar yükseliyorken evinizden…", Behçet Kemal Çağlar'a ait "Yok başka yerin lütfu ne yazdan ve ne de kıştan…" gibi parçaları seslendirdi. Bu şarkıları Münip Utandı'nın o geniş ve orijinal sesinden dinlemek gerçekten bambaşka bir duygudur.

Konserin son bölümünde icra edilen İstanbul'la ilgili şarkılar, İstanbul'un fethi coşkusunu bir kez daha dinleyenlere yaşattı sanırım.

Havanın serince olması ve yağdı yağacak tedirginliği yaşanmasına rağmen konsere gelen dört yüz kadar davetli, tam iki buçuk saat yerlerinden kıpırdamaksızın sonuna kadar takip etti. Davetlilerin unutamayacakları bir İstanbul akşamının tadıyla evlerine gittiklerinde şüphe yok. Zira herkes çıkarken yenisi ne zaman diye sormadan edemiyordu. Bizler seçkin davetlilerle birlikte dinlediğimiz konserin hazzını yaşarken Kültür Müdürlüğü ve Eminönü Belediyesi de böyle bir organizasyonu gerçekleştirmenin sevincini paylaşıyorlardı. Kendilerini kutluyor bu tür işbirliğinin devamını diliyoruz.


7 Haziran 2005
Salı
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED