AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
AB'de yeni bir durum

Bir meslekî buluşmada, yabancı bir meslektaş, benim vaktiyle yaptığım bir tespiti hatırlattı: "Biz Avrupa Birliği'ne (AB) girecekmiş gibi yapıyoruz, AB de bize alacakmış gibi davranıyor; işte hepsi bu..." Yapıldığı tarihe uygun düştüğüne bugün de inandığım bir tespit bu. O denklemi bozan, Türkiye'de Ak Parti'nin iktidara gelip AB perspektifini ciddiye alması oldu. AB'nin 'mış gibi yapma' tavrını bozacak olan, Avrupa'da da denklemin içine halkın girmesidir; Türkiye AB üyesi olacaksa, bunun en doğru ve muhtemelen en kestirme yolu, halkların haklarla buluşmasıdır çünkü...

Yönetici elitlerin bütün varlıklarıyla gerçekleşmesini istemeleri gereken bir projedir Türkiye'nin AB üyeliği. Oysa, 40 yılı aşan geçmişinden biliyoruz, Türkiye'nin seçkinleri, hemen her kritik dönemeçte, bu ihtimali akim bırakan ters kararlar almaktan geri durmadı. Türkiye'nin AB üyeliği yolunda en ciddi ve kararlı adımlar ise, geleneksel olarak toplumsal tabanı itibariyle AB projesine ters bakması beklenecek Ak Parti hükümeti tarafından atıldı, atılıyor. 17 Aralık'ta AB'den müzakere tarihi almak, iktidarda başka bir parti bulunsaydı, pek kolay gerçekleşecek bir ihtimal değildi.

TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın AB konusundaki görüşlerinin 28 Şubat tarafından etkilendiğini açıklaması bunun bir başka dille ifadesidir. Kimse kimseyi kafasına vura vura tavır değişikliğine zorlamadı tabii, Ak Parti liderleri de herhalde 'mazoşist' değiller... Ancak, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi evrensel kavramların hayata geçirilmesinin zorunluluğunu anlamaya yarayan bir süreç oldu bunların kolayca rafa kaldırıldığının görüldüğü 28 Şubat. Kimse başkaları üzerinde zorba yöntemlerle baskı uygulamayacaksa, bunu sağlamanın yolunun, AB'den geçtiği de anlaşıldı.

Sanıldığının tersi bir yoldan gerçekleşti Türkiye'de AB yanlısı rüzgârların şiddetlenmesi: Önce Ak Parti AB projesini samimiyetle benimsedi, temsil kabiliyeti olduğu için de kitleler onu izlemekte fazla tereddüt göstermedi.

Şimdi sıra AB'nin benzer bir süreçten geçmesinde.

AB, en baştan bugüne kadar, Avrupalı seçkinlerin yürüttükleri bir projeydi. Önce basit bir işbirliği olarak sattılar projeyi Avrupalı seçkinler, sonra ekonomik bir topluluk hedefine doğru yürüyüş başlattılar; ardından da sınırların kaldırılması (ortak vize) ve millî paradan vazgeçme (Euro) hamlesi geldi. Fransa ve Hollanda'da reddedilen Anayasa, Brüksel merkezli bir 'Avrupa Birleşik Devletleri' oluşturmayı amaçlıyor. Halklar, muhtemelen projenin bu denli geniş tutulmasına olduğu kadar hatta belki biraz daha fazla, o âna kadar projeyi sürekli değiştirerek tek elden yürütenlerin kendilerine doğru dürüst söz hakkı vermediğine itiraz ediyorlar.

Referandum, Avrupa halklarının kendileriyle ilgili bir projede söz sahibi olma fırsatı yakalamasını sağladı. Halklar ele geçirdikleri söz hakkını bundan böyle kolayından teslim etmeyeceklerdir.

Bu gelişmeden çekinmek, ürkmek de mümkün. Türkiye konusunda 'mış gibi yapma projesi'ni elitten elite işbirliğiyle yürütenlerin, her iki tarafın da, bu gelişmeyi olumlu karşılamadıkları hemen fark ediliyor. Avrupa'daki yönetici seçkinler başlarına geleni en az zararla atlatmanın yolunu aıyorlar; bizdekiler ise, Avrupa'daki tepkiyi, konunun emrivâki boyutunu gözlerden saklayıp "Türkiye'ye tepki" biçimine sokma telâşındalar. Avrupa halklarından Türkiye'ye tepki de, aslına bakılırsa, adaylığın içselleştirilmeden götürülmesine dönük daha çok...

Türkiye bugüne kadar kendisini bir avuç Avrupalı seçkine beğendirmeye çabalayarak AB projesini yürüttü; referandumlarda alınan sonuç o sürecin sonudur. Bundan böyle yapılması gereken, sürece, halktan halka mesajlarla katkıda bulunmaktır.

Halkların devrede olduğu buluşmalardan ürkmenin âlemi yok.


« Geri Dön

7 Haziran 2005
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED