AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Tuzağın adı ne?

5 Haziran 2005 tarihli Milliyet gazetesinden, Melih Aşık'ın Açık Pencere adlı köşesinden aynen aktarıyorum:

"Osmanlı tuzağı

Bugünlerde mutlaka okunması gereken kitaplardan biri, Cengiz Özakıncı'nın son kitabı: "Türkiye'nin Siyasi İntiharı 'Yeni Osmanlı' Tuzağı"... ABD'nin Türkiye'yi İslam devleti yapma çabaları aslında yeni değil... Atatürk devrimi, sadece 15 yıl sürmüş, Ata'nın öldüğü 1938 yılı 10 Kasım'ından itibaren geriye dönüş süreci başlamıştır. 1946'dan itibaren ABD ile geniş tavizler içeren ikili anlaşmalar imzalanmış, 1949 yılına gelindiğinde Amerika Türkiye'yi çoktan fethetmiştir. 1949'da, İsmet İnönü'nün Başbakan'ı Şemsettin Günaltay, bakınız nelerle övünüyor: "...İlkokullarda din dersleri okutturmaya başlayan hükümetin başbakanıyım. Bu ülkede Müslümanlara namazlarını öğretmek, ölülerini yıkatmak için imam hatip kursları açan bir hükümetin başbakanıyım. Bu ülkede Müslümanlığın yüksek esaslarını öğretmek için ilahiyat fakültesi açan bir hükümetin başbakanıyım…"

Bu cümleleri ve benzerlerini okurken yaşadığım bir şaşkınlığı yine yaşadım. Cengiz Akıncı, Melih Aşık ve benzerleri, İsmet İnönü'nün başbakanı Şemsettin Günaltay'ın övünmek için söylediği bu cümleleri söylemek ihtiyacını neden hissettiğini hiç düşünmezler mi? Başbakanın gerçekleştirmekle övündüğü işler, bazılarının zan ve iddia edebileceği gibi "şeriat devleti" kurmaya yol açabilecek düzenlemelere filân benzemiyor hiç. Başbakan ne ile övünmüş: "Bu ülkede Müslümanlara namazlarını öğretmek"le övünmüş, bir de insanlara "ölülerini yıkatmak için imam hatip kursları aç"makla övünmüş. Bunlarla övündüğüne göre, herhâlde, kendisinden önceki dönemdeki hükümetler, vatandaşlara bu imkânları, yani "Müslümanlara namazlarını öğretmek" ve "ölülerini yıkatmak için imam hatip kursları açmak" imkânlarını sağlamamış ve herhâlde engellemiş olmalılar. Öyle değil mi? Peki o hükümetlerin uygulamaları ile 1938 öncesi hükümetlerinin uygulamaları arasında özellikle din öğretimi ve eğitimi bakımından kayda değer bir fark var mı?

Durum böyleyken ve böyle olmasından başka bir ihtimali düşünmek, başbakan Şemsettin Günaltay'ın hayal âleminde yaşadığını tasavvur etmek gibi bir haksızlık olacağı âşikârken, meselâ Attila İlhan gibi bazı Türk aydınlarının "Kemal Paşa'nın laiklik diye bir derdi yoktu, onun asıl meselesi antiemperyalizm idi" gibisinden görüşler öne sürmeleri, bu görüşlere inanmaları, bizim de bunlara inanmamızı beklemeleri, bir türlü kavrayamadığım bir bilgi körlüğü, belki bir hokkabazlık gibi görünmüştür. (2 Haziran 2005 tarihli Millî Gazete'de Selami Çalışkan'ın röportajından: "Yani Laiklik, Atatürk'ün hasta yatağında yattığı bir sırada yürürlüğe konuluyor. Öyle değil mi? / Evet, o arada yürürlüğe koyuyorlar.)

Yakın tarihimizin çok temel ve göz ardı edilmesi imkânsız kimi gerçeklerini yok sayabilen bu adamların kimi görüşlerini -meselâ Attila İlhan'ın "Çocuklarımıza Osmanlıca öğretmeliyiz!" demesini- kendimize yakın bulmamız, onların ürettiği bilgi körlüğüne ve belki hokkabazlığa göz yumma gibi bir tehlike barındırıyor. Melih Aşık, yazısını şu cümlelerle bitirmiş: "Bugünkü kaçıncı cumhuriyet bilinmez ama ikinci cumhuriyet İsmet İnönü döneminde başlatılmış, Atatürk'ün kurduğu onurlu cumhuriyete daha o zaman veda edilmiştir."

Melih Aşık'ın "27 Mayıs Devrimi"ni aklamayı unuttuğu anlaşılıyor. Fakat Necmiye Alpay'ın Yaklaşma Çabası adlı yeni kitabından Nazım Hikmet'e ait şu dizeleri neden aktardığı anlaşılamıyor:

"Bakkal Karabet'in ışıkları yanmış
Affetmedi bu Ermeni vatandaş
Kürt dağlarında babasının kesilmesini
Fakat seviyor seni
Çünkü sen de affetmedin
Bu karayı sürenleri Türk halkının alnına…"

Cinayetin kim işlerse işlesin cinayet olduğunu, zulmü kim işlerse işlesin zulüm olduğunu kabul etmedikçe insan olmamız imkânsızdır.

Bu yazının başlığı, havada kalmış gibi oldu. Eksikliği gidermek için şu söylenebilir: Pragmatizmin vatanı ABD'nin Türkiye'ye yönelik tuzaklarından söz edenler, Türkiye'nin kendi kendine bir tuzak kurmuş olması ihtimalini neden düşün-e-miyorlar?


7 Haziran 2005
Salı
 
İBRAHİM KARDEŞ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED