T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 26 MAYIS 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
  Favorilere Ekle
  Giriş sayfası yap

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Morgan Stanley: Türkiye, küresel fırtınanın üstesinden gelir

Morgan Stanley, Türkiye ekonomisinin toparlama gücünü inceledi. Morgan Stanley, Türkiye ekonomisinin küresel fırtınanın üstesinden gelebileceği görüşünde.

Uluslararası yatırım bankası Morgan Stanley, Türkiye ekonomisinin, yaşanan küresel fırtınanın üstesinden gelebileceğini bildirdi. İç faktörlere rağmen yaşananların "bir küresel risk azaltma dalgası" olduğunu savunan Morgan Stanley Türkiye'deki reaksiyonun diğer ülkelere göre daha da kötü olmasının "Türk bankacılık sektörünün yabancı para pozisyonu açığı"na bağladı.

Morgan Stanley, piyasa türbülansından sonra Türkiye, ekonomisinin toparlanma gücünü incelediği değerlendirmesinde, Türkiye'nin kaydettiği ilerlemenin sadece lehindeki bir likidite durumu değil aynı zamanda ihtiyatlı politikalar ve yapısal reformların sonucu olduğunu bildirdi.

Morgan Stanley'in değerlendirmesinde, "Bir miktar volatilitenin, spekülatif davranışları kısıtlayarak ve ekonomik aşırıları temizleyerek olumlu bir etkisi olabilir. Bu nedenle MS iktisatçıları, hükümetin ihtiyatlı bir yoldan ayrılmadıkça Türk ekonomisinin küresel fırtınanın üstesinden geleceğine inanıyor" denildi.

Küresel piyasalarda son haftalarda yaşanan volatilite ve keskin düzeltmelere, iç gelişmeler konusundaki argümanlar da eklenince teknik faktörlerin Türkiye'deki finansal piyasalardaki düşüşleri kötüleştirdiği kaydedilen değerlendirmede, Türkiye'nin ilk kez "felaket tahminleri"yle karşı karşıya kalmadığını, daha önce de 2003 yılında Irak Savaşı patlak verdiğinde, 2004 yılında ise ABD Merkez Bankası faizleri yükseltmeye başladığında benzer "felaket tahminleri"nin etkisiyle volatiliteden etkilendiğini anımsattı.

Morgan Stanley, Türk bankacılık sektöründeki teknik koşulların küresel satışları yoğunlaştırdığını belirtirken de "Türk yatırımcılar ve toplumun çoğu, satışları iç cephedeki 'kötü haberlerle' izah etmeye çalışıyor" yorumunu yaptı.

Nisan'da enflasyonun beklenenden yüksek gerçekleştiğini, Merkez Bankası'nın "yanlış politika hesabı" yaptığını, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in sosyal güvenlik reformunu veto ettiğini vurgulanan Morgan Stanley'in değerlendirmesinde, bunlara rağmen yaşananların "bir küresel risk azaltma dalgası" olduğu savunularak Türkiye'deki reaksiyonun diğer ülkelere göre daha da kötü olması "Türk bankacılığının yabancı para pozisyonu açığı"na bağlandı.

Türk bankalarının, ocakta 3.1 milyar dolar olan pozisyon açıklarını mayıs başında 9.3 milyar dolara çıkarttıklarına dikkat çekilen değerlendirmede, yabancıların pozisyonlarını azaltmaya başladığında Türk bankalarının daha büyük bir kayba uğradıklarını kaydetti. Değerlendirmede "Pozisyon açığı, 12 Mayıs'ta 6.6 milyar dolara inerken YTL baskı altında olmayı sürdürdü" denildi.

FAİZ İNDİRİMİ AKILLICA DEĞİLDİ

Morgan Stanley, daha önce Merkez Bankası başkanlığı ve faizlerin indirilmesi konularında uyarılar yaptığını anımsatarak nisanda faizlerin indirilmesinin "akıllıca" bir karar olmadığını savundu.

Nisandaki faiz indirme kararının Merkez Bankası'nın kredibilitesinin sorgulanması için yeni bir bahane haline gelmesinin "sürpriz" olmadığı ifade edilen değerlendirmede, faizler konusundaki yönetim hatasına ve liranın kayıplarına karşın, "makroekonomik normalleşme ve küreselleşmenin avantajlarının, yatırımcıların bir an telaşa kapılmasıyla yok olmayacağı" savunuldu.

Döviz kurlarındaki "düzeltme"nin enflasyon üzerinde sınırlı bir etkide bulunacağı ileri sürüldü.

ERKEN SEÇİM İÇİN BİR NEDEN YOK

Morgan Stanley değerlendirmenin son bölümünde Türkiye'de erken seçime gidilmesi için de bir neden olmadığını savunarak şu yorumu yaptı:

göre, erken seçime gitmek için rasyonel bir neden yok. İktidardaki hükümet ile siyasi elit arasındaki gerilim yeni bir şey değil. Her fırsatta kurulu düzen siyasi çatlağı cesaretlendirmek için çaba gösteriyor ve hükümet bazı seçmenlere mesaj göndermek için 'hassas' konuları gündeme getiriyor. Maalesef bu 'sesler', komplo teorilerinin gelişmesi için uygun bir zemin sağlıyor. Son örnekler: gelecek yıldaki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Danıştay üyelerine yönelik saldırılar."

  • ANKARA (ANKA)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi