Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Büyükelçi Oğuz Demiralp, "Ombudsman müessesesinin kurulmasıyla Türkiye'de hiçbir şikayet cevapsız kalmayacak" dedi.

Büyükelçi Oğuz Demiralp

Avrupa Birliği (AB) Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp, yeni reform paketinin, Türkiye'deki sosyal hakları en ileri ülkeler seviyesine çıkarttığını söyledi.

Demiralp, son çıkarılan 9. reform paketinin, her şeyden önce Türkiye'deki siyasi reform çabasının devam ettiğini gösterdiğini vurguladı.

"Bu reform paketinin dört boyutu var, birincisi Meclis'te bulunan AB'ye ilişkin yasa tasarıları, ikincisi uluslararası sözleşmeler, üçüncüsü hükümetin ve bürokrasinin hazırlamakta olduğu yasa tasarıları ve dördüncü olarak da uygulama alanında alınması gereken bazı tedbirler" diye konuşan Demiralp, reform paketi konusunda şunları söyledi:

"Reform paketi, Türkiye'nin, insan hakları ve demokrasi alanındaki mevzuatı ve uygulamalarının Avrupa'daki İnsan Hakları Sözleşmesiyle uyumlu hale getirilmesidir.

Ombudsman yasa tasarısı önemlidir. 'Halkın Avukatlığı' olarak tanımlanan ombudsmanlık, halkın şikayetlerini toplar ve kendisi halledebileceği ölçüde halleder ya da halkın bunların nasıl halledilebileceği konusunda yol gösterir. Ombudsmanlık müessesesi, Türkiye'deki mahkemelerin iş yükünü azaltacağı gibi, halkın şikayetlerinin çözümlenmesine de katkıda bulunacak. Ombudsman müessesesinin kurulmasıyla Türkiye'de hiçbir şikayet cevapsız kalmayacak.

Türkiye'de ombudsmanlığın kurulması, eski geleneklere dönüş olacaktır. Çünkü ombudsmanlığı ilk yaratanların yararlandığı modellerden biri, Osmanlı'nın 'Kadılık' müessesesi olmuştur.

Sayıştay Yasası, Askeri bütçelerin saydamlığı açısından önem taşımaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri tümüyle saydam bir kuruluştur, Sayıştay Yasası bunu bir kez daha teyit edecektir.

Vakıflar Yasa tasarısı, azınlık vakıflarıyla ilgili bazı sorunların halledilmesine yardımcı olacaktır.

İskan Kanunu tasarısıyla da şimdiye kadar en azından kağıt üzerinde kullanılan bazı ayrımcı ifadelerin ortadan kaldırılması sağlanacaktır.

Uluslararası sözleşmeler çerçevesinde Türkiye'nin BM sözleşmesine taraf olması, yolsuzlukla mücadele ettiğine dair kuvvetli bir mesaj olacaktır.

Türkiye'nin taraf olacağı bir başka sözleşme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin denetim mekanizmalarının kuvvetlendirilmesine dair protokoldur. Son zamanlarda Türkiye'den Avrupa İnsan Hakları mahkemesine vatandaşlarımızın başvuruları artmıştır. Bu başvuruların artması nedeniyle davaların süresi uzamaktadır. Bu yeni protokol, mahkemenin hazırlık sürecinin kısaltılmasına imkan verecektir."

Yeni Vakıflar Kanunu tasarısı ile cemaat vakıflarının mülkiyet sorunlarının ortadan kaldırıldığını belirten Demiralp, İskan Kanunu tasarısıyla da tüm ayrımcı uygulamaların önüne geçildiğini ifade etti.

YOLSUZLUKLA MÜCADELE

Demiralp, yeni reform paketiyle, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun Türkiye'de yolsuzluklarla mücadelede koordinatör kurum haline getirildiğini, böylece yolsuzlukla mücadele alanındaki kurumlar arasındaki eşgüdümün Başbakanlık Teftiş Kuruluyla sağlanacağını ifade etti.

SİYASETTE REFORM

Yeni reform paketinin daha şeffaf bir siyasi sistem öngördüğünü belirten Demiralp, "Yeni reform paketi çerçevesinde, siyasetin finansmanına dair kanun tasarısı ve siyasi etik komisyonu kurulmasına dair yasa tasarıları da çok önemlidir" dedi. Reform paketiyle, siyasi partiler ve siyasetçinin finansmanında saydamlık sağlamak ve siyasi etiğin yerleştirilmesinin Türkiye'yi ileri ülkeler düzeyine götüreceğinin altını çizen Demiralp, reformla seçimlerin finansmanına ilişkin kaynağın tek hesapta toplanması, para hareketlerinin açıklık içinde ve belge düzeniyle yapılması gibi kavramlar getirildiğini kaydetti.

MÜZAKERELERE SİYASİ KRİTER EKLENMESİ

Büyükelçi Demiralp, AB ile Eğitim ve Kültür müzakere faslına siyasi kriter eklenmesine ilişkin soruya, "Bildiğimiz kadarıyla henüz kendi aralarında bu konuda anlaşamadılar" yanıtını verdi. Demiralp, Eğitim ve Kültür müzakere faslına siyasi kriter eklenmesi konusunda şunları söyledi:

"Siyasi kriterler müzakere süreci içinde ele alınacaktır, ancak siyasi kriterlerin ele alınacağı fasıllar bellidir. Ancak Eğitim ve Kültür faslının siyasi kriterle bağlantısı yoktur. Bunu bize söyleyen Avrupa Birliği'nin kendisidir, AB Komisyonu'dur.

Tarama süreci öncesinde biz AB'ye Eğitim ve Kültür faslının siyasi kriterle bağlantısı olup olmadığını sorduk ve bize 'yok' dediler. Tarama sürecinde bu konuda siyasi kriterlere hiç yer de vermediler.

Bu bağlantıyı oyunbozanlık yapan bazı üye ülkeler kurmuştur. Oyun oynanırken oyunun kuralları değiştirilmez ve oyunbozanlık yapılmaz, bizim karşı çıktığımız şey oyunbozanlıktır. Üye ülkelerde esen rüzgarlara göre oyunun kurallarının değiştirilmeye çalışılması kabul edilemez ve bütün süreci olumsuz etkiler."

EK PROTOKOL

Gümrük Birliği Ek Protokolü konusuna da değinen Demiralp, bu konuda AB'de çeşitli formüller üzerinde tartışmalar olabileceğini, ancak Türkiye'nin tutumunun net olduğunu söyledi. Demiralp şunları kaydetti:

"KKTC'ye uygulanan tecrit sona ermedikçe, biz de kendi limanlarımızı Güney Kıbrıs Rum bandıralı gemilere açmamız söz konusu değildir. KKTC limanları uluslararası trafiğe açılmadıkça, Türk limanları da Güney Kıbrıs Rum bandıralı gemilere kesinlikle açılmayacaktır."

Büyükelçi Demiralp, Vatikan'ın AB üzerindeki etkisi konusunda basında da çıkan gelişmelere ilişkin bir soru üzerine, Vatikan'ın AB üyesi olmadığını, ancak Avrupa Halk Partileriyle son zamanlarda yaptığı sık görüşmelerle, AB üzerinde dolaylı etkiye sahip olabileceğini belirtti.