T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 25 NİSAN 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
  Favorilere Ekle
  Giriş sayfası yap

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Erdoğan: Karanlık girişimler, milletten geri döner

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün Cumhuriyet'in kuruluş ideallerine her zamankinden daha yakın olunduğunu belirterek, "Bugün Cumhuriyetimiz de demokrasimiz de her zamankinden daha güçlüdür. Türkiye'nin aydınlık bahtını karartacak her türlü girişim, her türlü hesap, milletin meclisinden mutlaka geri dönecektir" dedi.

Recep Tayyip Erdoğan
Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmaya, yaşadığı rahatsızlık nedeniyle kendisini arayan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eski cumhurbaşkanları Süleyman Demirel ve Kenan Evren, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve milletvekillerine teşekkür ederek başladı.

Cumhuriyet'in ve demokrasinin temeli, "millet iradesinin tecelligahı olan" TBMM'nin 86. yıldönümünü, Milli Egemenlik Haftası'nı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, millet iradesinin özgürce temsil edilmesini sağlayan ilk meclisin kurucu üyelerini, ülkemizin istiklali ve egemenliği uğrunda canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyoruz.

Bundan 86 yıl önce milletimizin istiklal ve azim mücadelesinin karargahı olarak kurulan TBMM, bugün de aynı ruh ve şuurla, Türkiye'nin mutlu ve müreffeh geleceğini inşa eden yüce iradenin tecelligahıdır.

Bugün yine aynı çatı altında TBMM'nin kuruluş yıldönümünü kutlarken, 86 yıl önce başlayan yolculuğumuzun ulaştığı merhaleyi görerek, sahip olduklarımızın değerini daha iyi anlıyoruz. Onun için bugün cesur reformlarla demokrasimizi perçinleyerek, 42 yıllık bir sürecin sonunda AB ile katılım müzakerelerine başlamış olan bir Türkiye'nin parlak geleceği karşısında heyecanlanmamak mümkün değil.

Bugün, Cumhuriyetimizin kuruluş ideallerine her zamankinden daha yakınız. Bugün Cumhuriyetimiz de demokrasimiz de her zamankinden daha güçlüdür. Biz, milletimizin emanetine sahip olduğumuz ilk günden beri daima ufku açık, geleceğe bakan, günlük vehimlerden ve kısır çekişmelerden uzak bir Türkiye inşa etme amacında olduğumuzu söyledik.

14 Ağustos 2001... (AK Parti'nin kuruluş tarihi) Bizim bu azmimizi kıracak, milletin değişim iradesini devre dışı bırakacak, Türkiye'nin aydınlık bahtını karartacak her türlü girişim, her türlü hesap, milletin meclisinden mutlaka geri dönecektir. Türkiye'yi dar görüşlülüğün, menfaatçi siyasetlerin, kısır çekişmelerin boyunduruğunda tutabileceklerine inananlar, geçmişte olduğu gibi bugün de hayal kırıklığına mahkumdurlar."

"GERÇEKLER,MİLLETÇE HEP BİR AĞIZDAN SÖYLENECEK"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "bugün üstü örtülmeye çalışılan kimi gerçeklerin", Türkiye'nin gelecek 10, 20 ve 30 yılında millet tarafından hep bir ağızdan söyleneceğini belirterek, "O Türkiye'de hiç kimse kürsülere çıkıp, bu millete ne yapmaları gerektiğini dayatmayacak" dedi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"O günlerin Türkiyesi'nde Cumhuriyet'i korumak için demokrasiyi azaltmak değil, Cumhuriyet'i ve demokrasiyi birlikte korumak gerektiğini herkes hakkıyla kavramış olacaktır. O Türkiye'de hiç kimse kürsülere çıkıp, bu millete ne yapmaları gerektiğini dayatmayacak; O Türkiye'de inandığı devlet için tek bir insanımızın gönlüne keder düşmeyecektir. O Türkiye'de devlet millet için varolacak, milletin hizmetinde olacaktır, egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacaktır, duvarda değil, milletin kendisinde olacaktır."

AK Parti'li milletvekilleri, Erdoğan'ın bu sözlerini uzun süre ayakta alkışladı.

"BİZ, VİCDANIMIZIN SESİNİ DİNLEDİK"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Herkesin uyuduğu saatlerde, bizler uyumadık. Şehirlerde ayak seslerinin kesildiği saatlerde biz, vicdanımızın sesini dinledik" dedi.

Erdoğan, "milletin hissiyatı" ile irtibatı koparanların, milletin sesine, beklentilerine sağır kalanların, 3 Kasım 2002 tarihinde, yine milletin kararıyla mahkum olduklarını söyledi.

O sandıkta hayat bulan millet iradesinin, Türkiye'nin, geçmişin arıza ve hatalarından arınarak yürüyeceği bir gelecek öngördüğünü anlatan Erdoğan, "Bu milletin vekilleri olarak bizleri de o arınmayı, o yenilenmeyi, o değişimi gerçekleştirmekle görevlendirmiştir" diye konuştu. Erdoğan şunları söyledi:

"Milletten aldığımız emaneti layıkıyla taşımak, Türkiye'nin bahtını ağartacak adımları kararlılık içinde atarak, darlıkları genişliklere, sıkıntıları heyecanlara, karamsarlıkları umuda çevirebilmek için bütün gücümüzle çalıştık, çabaladık.

Herkesin uyuduğu saatlerde, bizler uyumadık. Şehirlerde ayak seslerinin kesildiği saatlerde biz, vicdanımızın sesini dinledik. Her gece başımızı yastığımıza koyduğumuzda, milletten aldığımız bu emaneti taşımak adına ne yaptığımızı kendimize daima sorduk. Doğrularımızın ve yanlışlarımızın çetelesini tuttuk, tutmaya devam ediyoruz. Attığımız her adımın muhasebesini uzun uzun yaptık, yapıyoruz. Milletimize karşı dürüst olmaya, ahlaklı olmaya, sözünün eri olmaya azami dikkati gösterdik.

Türkiye'nin geleceğine ihanet anlamına gelecek her türlü popülizmden özenle kaçınmaya gayret ettik. Günü gelince bu milletin karşısına, alnı ak, başı dik ve vicdanı rahat çıkabilmek için hesabımızı kılı kırk yararcasına tuttuk. Kendimizden verdik ama asla milletten vermemeye özen gösterdik."

"GAZETEDE YAZILANLAR"

Başbakan Erdoğan, sadece ekonomik, siyasi, idari krizleri aşmakla kalmadıklarını, çocukların bu ülkenin geleceğine yeniden inanmasını sağladıklarını, milletin umutlarını tazelediklerini söyledi.

Yola çıktıkları günden beri milletin kendilerine hep inandığını ve güvendiğini ifade eden Erdoğan, bunu bizzat "arazide" görerek yaşadıklarını kaydetti. Bu ilgiyi Türkiye'nin dört bir yanında gördüklerini anlatan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda gazetelerin sağında, solunda yazdıkları filan hepsi bitaraf. Biz hayatı yaşıyoruz. Türkiye'nin dört bir yanında gittiğimiz illerde bu heyecanı, caddede, sokakta, her yerde görüyoruz. Gözleri okuyoruz ve oradan da bunları görüyoruz. Çünkü, biz bu yolun her adımını milletimizle ele ele, gönül gönüle vererek aynı aydınlık ufka bakarak, aynı heyecanı kalplerimizde hissederek yürüdük. Başka türlüsü zaten düşünülmezdi. Yanına millet desteğini alamayan hiç bir iktidar, dibe vurmuş ekonomiyi içine girdiği girdaplardan çıkarıp bugünlere getiremezdi. Millet hissiyatıyla hareket etmeyen hiç bir hükümet, yıllar yılı aşınmış çözümsüzlüklerle malul bir siyaset ortamına millet nezdinde yeniden güven duygusu aşılayamazdı.

Türkiye'nin büyüklüğüne inanmayan hiçbir yönetim, dünyaya demokrasi ve barış çağrılarını bu kadar güçlü, bu kadar açık biçimde yapamazdı. Her fırsatta dedik ki 'elde ettiğimiz başarılar Türkiye'nin başarılarıdır, milletimizin başarılarıdır.'

Bizim siyasetteki mevcudiyetimizin millet beklentilerini, millet ideallerini gerçeğe dönüştürmekten başka bir sebebi yoktur. Bugün oturduğumuz bu koltuklar da bundan başka murad için oturuyor değiliz. İstedik ki siyasetçinin kazandığı, milletin kaybettiği dönemler artık kapansın. İstedik ki Türkiye gücüne, büyüklüğüne, potansiyeline ve geçmişine layık medeniyet ideallerine doğru yürüsün. İstedik ki hırsızların, arsızların, hortumcuların, menfaatçilerin, dar görüşlülerin, kısır siyasetçilerin, rehin tacirlerinin, toplum mühendislerinin dediği bu ülkede olmasın. Sadece milletin, milletin dediği olsun. Biz bunu yaptık."

"OLMAZLARI OLURA ÇEVİRMEK"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çok uzun zamandır bu ülkenin derdini, çilesini, sıkıntısını, sabırla, sükunetle göğüsleyen fedakar milletin gün yüzü görmesini istediklerini bildirerek, "Bu anlayışla, bu heyecanla, bu ruhla 3.5 yıla yakın bir zamandır Türkiye'nin olmazlarını olura çevirmek için uğraşıp, didiniyoruz. Bugün olmazları pek çoğu olur hale gelmiştir. Sökükler dikilmiş, arızaları giderilmiş, bu milletin yüreği bir parça serinlemiştir" diye konuştu.

"ŞAKIR, ŞAKIR ÖDENDİ"

Erdoğan, bazı "olmazları" somut olarak ifade etmek istediğini belirterek, 14.5 katrilyon lira nemanın işçi ve memurlardan toplandığını ve bu paralardan herkesin umudunu kestiğini söyledi.

Bu paraları, AK Parti iktidarının "devlet vatandaşına borçlu olamaz" diyerek "şakır, şakır" ödediğini ifade eden Erdoğan, 14.5 katrilyon liranın son taksitinin de Haziran ayında ödeneceğini hatırlattı.

İmarzedelere de 8.5 katrilyon lira ödediklerini anımsatan Başbakan Erdoğan, IMF ile ilgili eleştirileri de cevapladı.

Erdoğan, IMF ile ilişkilerin kendilerinin iktidarı döneminde başlamadığını vurgulayarak, "Bizden önceki yönetimler 24 milyar dolar borç bıraktı. Tüm milletimize sesleniyorum; meydanlarda halkımı aldatma gayretinde olanların tuzağına düşülmemesi için söylüyorum; IMF'yi kötülemek bir şey ifade etmiyor. IMF'ye borcunu ödeyebilecek güce sahip olman bir şey ifade ediyor" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, hükümetlerinin IMF'ye olan 24 milyar dolar borcun 11 milyar dolarını ödediğini ve borcun 13 milyar dolara indiğini bildirdi.

"EGEMENLİĞİN MİLLETİN OLDUĞUNU SİNDİREMEYENLER VAR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimiz bilsin ki bugün hukuka ve demokrasiye gölge düşürmeye yeltenenler, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu gerçeğini içine sindiremeyenlerdir" dedi.

Erdoğan, bugün Türkiye'yi yeniden bir "vehimler ülkesi" haline getirmek için çaba gösterenlerin, son dönemde Türkiye'nin yakaladığı değişim ruhuna kast edenler olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Milletimiz bilsin ki bugün hukuka ve demokrasiye gölge düşürmeye yeltenenler, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu gerçeğini içine sindiremeyenlerdir. Milletimiz bilsin ki kısa bir zaman öncesine kadar bu ülkenin bütün şehirlerinde hüküm sürmekte olan huzur ikliminden huzursuz olanlar, bu ülkenin muasır medeniyet seviyesini yakalayacak bir dinamizm kazanmasından korkanlardır. Bunu da böyle biliniz, çünkü o Türkiye korkularını, hastalıklarını, rehinlerini tamamen geride bırakmış bir Türkiye olacaktır.

Bu sözleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin millet oylarıyla seçilmiş başbakanı olarak tarih zabıtlarına geçsin, bu milletin vicdanına kazınsın diye söylüyorum. Herkes bilsin ki bu millet tarihi boyunca önüne çıkan bütün engelleri aşarak akmış gür bir ırmaktır, ırmaklar tabiatları icabı engin denizlere doğru akarlar ama unutmayın altını iyice çiziyorum, yatağında akarlar ve milletimiz de önüne çekilen tüm setleri aşarak, bir gün o engin sulara kendi yatağında akarak ulaşacaktır. Ne mutlu diyorum, bu millete gerçekten hakkıyla herhangi bir art düşünceye girmeden hizmet edene."

PANCAR ÜRETİCİSİNE ÖDEME

Başbakan Erdoğan, 2005-2006 pancar alım kampanyasında alınan pancarın tamamı için 989 milyon YTL ödeme yapılacağını da söyledi. Erdoğan, bu ödemenin 547 milyon YTL'lik bölümünün daha önce ödendiğini anımsatarak, geriye kalan 442 milyon YTL'lik bölümü için dün itibariyle ödemelerin başladığını bildirdi. Erdoğan, verilen talimatla, bu hafta sonuna kadar kalan 442 milyon YTL'nin de pancar üreticisine ödenmiş olacağını belirtti.

"EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİN OLACAKTIR"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kimse kalkıp da kendine ayrı bir güç vehmetmesin. Çünkü bu milletin her bir ferdi cumhurun ta kendisidir. Onlar demokratik, laik, sosyal hukuk devletini nasıl savunacağını, nasıl koruyacağını gayet iyi bilir. Onun için de birilerinden özellikle ders almaya ihtiyacı yoktur" dedi.

İktidara geldiklerinde Merkez Bankası'nın kasasında 20 milyar dolar bulunduğunu, bunun 15-16 milyar dolarının işçi dövizi, bir miktarının IMF'ye olan borç olduğunu ifade eden Erdoğan, kasada sadece 1-1.5 milyar dolar bulunduğunu kaydetti.

Erdoğan, şimdi ise Merkez Bankası'nın IMF'ye olan borcunu ödediğini, kasadaki paranın 58 milyar doları aştığını belirti.

Başbakan Erdoğan, bağımsız bir Merkez Bankası'nın böyle olacağını, artık para basan bir Merkez Bankası'nın olmadığını kaydederek, azim ve kararlılıkla bu durumu yakaladıklarını söyledi. Erdoğan, hedeflerinin 2012'de kişi başına milli gelirde 10 bin doları, toplam milli gelirde ise 2015'te 750 milyar doları yakalamak olduğunu bildirdi.

"NASIL GÖTÜRÜRÜZÜN HESABINI YAPTILAR"

Bu rakamlara Türkiye'nin ulaşacağını, çünkü buna inandıklarını kaydeden Erdoğan, "Buna inanmayanlarda var. Niye? Onlar hiç bir zaman büyük hedeflerin, hayallerin sahibi olmadı. Onlar hep nasıl götürürüz ya da birilerine hortumları nasıl bağlarızın hesabını yaptılar. Bu iktidarın böyle bir sorunu yok. Bu iktidarın tek sorunu... Birey nasıl daha onurlu hale gelecek, millet olarak nasıl daha güçlü hale geleceğiz, dünya ülkeleri arasında ilk 10 ülke arasına nasıl gireceğiz?..." diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, bu ülkenin dertlerini, sıkıntısını, çilesini sabırla, sükunetle göğüsleyen milletin gün yüzü görmesini ve yüzünden tebessümün eksik olmamasını istediklerini dile getirerek, bu anlayış, ruh ve heyecanla 3.5 yıldır Türkiye'nin olmazlarını olura çevirmek için "uğraşıp didindiklerini" söyledi.

"NEDİR O DEĞİŞİM?"

Yolculuklarının ısrarla devam ettiğinin bilindiğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"AK Parti hükümeti, Cumhuriyet tarihinin ileride sessiz devrimleri olarak anılacak çok önemli kazanımlarına imza atan bir hükümettir. Burada icraatlardan değil, Türkiye'yi geleceğin zirvelerine taşıyacağına tüm kalbimle inandığım bir kavramdan, değişimden söz etmek istiyorum. Nedir o değişim? Anayasamızda devletin görev ve amacı olarak ifade edildiği şekliyle, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanımızın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. Cumhuriyeti ve demokrasiyi birlikte kurmaktır. Hürriyetçi demokrasi ve hukuk düzeninin dışına çıkmamaktır. Laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olarak tanımlanan cumhuriyetimize, birinin lehine diğerinden fedakarlık yapılabileceğini aklınızdan geçirmeden sahip çıkmaktır.

Bunu iddia etme durumuna gelenler varsa, bunlar bir defa Anayasa ile ters düşmektedirler. O değişim, ayaklarımızı bu zemine sağlam basarak geri çevirmemek, zamanın ruhuna ayak uydurmaktır. İnsanı siyasetin odağı kabul eden, devleti de insanın hizmetinde gören bir anlayışın yürürlükte olmasıdır. Adaletin bu toplumun her ferdine aynı sıcaklık, ilgi ve hakkaniyet içerisinde dağıtılması, hak ve özgürlüklere asla ipotek konulmamasıdır. Gelir adaleti ve fırsat eşitliğinin hiç bir mazeretin ardına sığınılmadan sağlanmasıdır. İmparatorluklar kurmuş bir milletin kendini yönetecek akıl ve olgunluktan yoksun olduğunu düşünmemektir. Hiçbir zümre ve sınıfın, bu ülkeyi herkesten daha fazla sevme hakkına sahip olduğunu kabul etmemektir. Ülkeyi ve devleti Türk milletinin ortak değeri saymaktır. Kimse kalkıp da kendine burada ayrı bir güç vehmetmesin. Çünkü bu milletin her bir ferdi cumhurun ta kendisidir. Dolayısıyla onlar demokratik, laik, sosyal hukuk devletini nasıl savunacağını, nasıl koruyacağını gayet iyi bilir. Onun için de birilerinden özellikle ders almaya ihtiyacı yoktur.

Yine Anayasal ifadesiyle; hiç bir kişiye, aileye, zümreye ve sınıfa imtiyaz tanınamamaktır. Herkesi din, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç ve mezhebine bakmaksızın kanun önünde eşit görmektir. Komşusu açken tok yatmamak, sosyal yaralara, insani ihtiyaçlara duyarsız kalmamaktır. Türkiye'nin yüzüne ve değişimine güvenmektir. İçeride ve dışarda tek bir meselemizin bile çözümsüzlüğüne mahkum olmadığına inanmaktır. Bilgili olmak, cesur olmak, donanımlı olmak ve yeniliklere açık olmaktır. O değişime ve Türkiye'ye sonuna kadar inanmaktır."

"DEĞİŞİM YOLUNDA ÖNEMLİ MESAFELER ALDIK"

Başbakan Erdoğan, bu değişimi hayata geçirmek için burada olduklarını ve Türkiye'ye inandıklarını kaydederek, Türkiye'nin, milletin verdiği aziz emaneti taşıma görevini üstlendikleri günden bugüne kadar değişim yolunda çok önemli mesafeler aldıklarını bildirdi.

Bu sürecin bitmediğini, aşacakları çok engellerin olduğunu ifade eden Erdoğan, zaman içinde kaçınılmaz olarak hatalar yaptıklarını, yanlışlara düştüklerini, bunun da olabileceğini söyledi.

Milletin huzuru adına kendilerinden fedakarlık yaparak, bazı gereklilikleri yerine getirmenin gerektiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin rotasını aydınlıklardan geri çevirmemek, milletimizin dikkatini dağıtmamak, çatışarak ülkenin gelecek hedeflerini tehlikeye düşürmemek için, konuşmak gereken yer de susmayı tercih ettiğimiz de olmuştur. Bunların siyasi bir vebali olacaksa bu millet için o vebali üstlenmeye de hazırdır. Yeter ki Türkiye çıktığı medeniyet yolculuğundan geriye düşmesin. Yeter ki çocuklarımızın gözlerine hazan bulutları çökmesin. Sadece sesi gür çıktığı için konuşanlar bu milletin bahtını yeniden karartmasın. Yaşayanlar görecek ki, bugün üstü örtülmeye çalışılan kimi gerçekler, Türkiye'nin gelecek 10, 20 ve 30 yılında millet tarafından hep bir ağızdan söylenecektir.

O günlerin Türkiyesinde Cumhuriyet'i korumak için demokrasiyi azaltmak değil, Cumhuriyet'i ve demokrasiyi birlikte korumak gerektiğini herkes hakkıyla kavramış olacaktır. O Türkiye'de hiç kimse kürsülere çıkıp, bu millete ne yapmaları gerektiğini dayatmayacak; O Türkiye'de inandığı devlet için tek bir insanımızın gönlüne keder düşmeyecektir. O Türkiye'de devlet millet için varolacak, milletin hizmetinde olacaktır, egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacaktır. Duvarda değil, milletin kendisinde olacaktır. Hiç kimse konjonktürel gerekçelere dayanarak, aslında birbirinin tamamlayıcısı olan Anayasal ilkeleri, ötekilerin üstünde ve daha önemli saymayacak. Anayasamızda tarif edildiği şekliyle demokrasi, laik, sosyal hukuk devleti olmanın ruhu da gayet iyi anlaşılmış olacaktır."

Bu arada, Endonezya'nın Ace bölgesinden gelen, tsunamide anne ve babalarını kaybeden çocuklar, Başbakan Erdoğan'a bir buket çiçek ile Erdoğan'ın deprem bölgesini ziyareti sırasında çekilmiş fotoğrafını verdi.

Başbakan Erdoğan da çocuklara içinde çeşitli hediyelerin bulunduğu birer paket verdi.

  • ANKARA (A.A)


    Erdoğan: Filistin'e yardımın kesilmesi yanlış

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi