Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Bekir HAZAR bhazar@yenisafak.com.tr

"Ağca ile yıllar önce röportaj yapan M.Ali Birand bu söyleşi karşılığında para ödedi mi" diye sorduğum gün...

Kardeş Ağca kameralar önüne çıkıp "Evet Birand da bize para verdi" diye açıklama yaptı.

Malumunuz, Abdi İpekçi'yi yani bir gazeteciyi öldüren adama, başka gazetecilerin para kazandırması tartışılıyor.

İşin daha ilginci Milliyet Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni öldürülen adam.

Ve "Aynı gazetenin bağlı olduğu grubun kasasından katile binlerce dolar nasıl verilir" suali sorgulanıyor.

Birand ile görüştüm önceki gün... Gülüyordu. Sadece kardeş Ağca'nın yol masraflarını karşıladıklarını belirtiyor, ekstra bir ödeme yapılmadığını söylüyordu. Ve elinde bir de belge varmış.. Bunu yayınlayacak 32.Gün'de...

Yıllar önce yaptığı röportaj sonunda M.Ali Ağca "Kardeşimin röportaj karşılığında sizden para istediğine dair duyumlar alıyorum. Ben para istemiyorum" diye vurgulamış. Anlaşılan kayıtlara geçen bu konuşma, o dönemde pek önemsenmemiş. Ancak yıllar sonra altın madeni gibi bir belge olarak Birand'ın elinde duruyor.

Arşiv çok önemli...

Adnan Ağca ise önceki akşam atv Ana Haber'e çıktı... "Birand'ın sekreterinden zarf içinde 700 dolar aldım" dedi. 20 bin dolar Güneri Civaoğlu'nun programından almış. "Gazeteciler 100 bin dolar verdiler" diyor. Onun hesabına göre kalan 79 bin 300 doları kimden aldı?.. İsmi ortaya atılan Umur Talu, kendisinin değil, o dönemde yöneticisi olduğu Milliyet Gazetesi'nin bir kitap yayını için para ödediğini söyledi. Ancak verilen paranın çok büyük rakamlar olmadığını iddia etti. Şu anda Doğan Grubu medya muhasebesi işi gücü bırakmış, yıllar öncesinin yapılan ödemelerini araştırıyor...

Yani onlar da arşive girmiş...

Adnan Ağca, bir isim daha söyledi, "O dönemde Hürriyet Yazı İşleri Müdürü olan Tufan Türenç'ten de para aldık" dedik. Tufan Türenç canlı yayına katılıp "Ben o dönemde Hürriyet'te değildim" deyince Adnan Ağca özür diledi. "Elimde o yılların gazeteleri duruyor, bakıp doğru ismi söylerim" dedi.

Yani kardeş Ağca'nın da arşivi var, o da arşive giriyor...

Bazen arşivindeki isimleri karıştırıyor.

Sözün özü, medya ile Ağca'nın kardeşi arasında bir arşiv savaşı başladı.

Arşivi olan konuşuyor.

Peki Ağca ne yapıyor?... Adnan Ağca bu soruyu da cevapladı atv'de...

Yakalanmadan önce dünya medyasının manşetlere taşıdığı adam... Hiç çıkmadığı bir evde kuru fasulye pişirmeye çalışmış... Becerememiş..

Geri dön

Yazdır

Yukarı